21 Kasım 2013 Perşembe

kuş vurma,akrep yakma,dambra tutma kössü yakalama

ilk okula orta okula hatta lisenin ilk yıllarına giderken hisarcıkta akranlarımızın  kuş lastikleri olurdu  bunlar için leylaklardan çatallar yapardık. çarşıdan aldığımız lastik ve deri dende kuş vurmak üzere sılahlarla donanır  yani kuş lastiği yapar boynumuza da takardık . serçe götü kahverengi  cici denen kuşları avlardık dut mevsimi sığırcık üzüm zamanıda sarıasma avlardık bereketli yerlerde menengiçlikte meyvaların renklendiği zamandı . öyleki ben kendi adıma 16 kuş vurduğum günü  bile biliyorum .  bu kuşlar vurulup yere  düşünce hemen kafasını koparırdık kanı aksın pis olmasın diye.bunları ben orhan soyışık  mustafa hüsrevoglu tüylerini yolar  ateş yakar içorganlarını temizler tüylerini üter sonrada tavada kızartır afiyetle yerdik tadına doyum olmazdı doğrusu  yerken narın kuş kemiklerinin çıtırdısı hala kulaklarımda ve o nefis etin tadı hala damaklarımda diyebilirim . şimdi aynı şeyleri yapabilir miyim sanmıyorum ama bag hayatı ve çocukluk diyelim ve geçelim .
özellikle baharda ve yazın  taşların altında akrep yuvaları olurdu bunları kuyruklarından ip ilmiği ile yakalar düz bir zemine isportuyu daire şeklinde dökerdik  zavallı akrebi dairenin merkezine kor isportoyu ateşlerdik .  akrep kendi etrafında döner ümitsizliğe kapılıncada iğnesini kendine batırarak intihar ederdi tv ve bilgisayarın olmadığı yıllarda  bir başka bag eğlencemizdi bu.
sarı sıcakların olduğu temmuz ve ağustos aylarında  kurumuş ağaçların en sivri dallarına dambra dediğimiz hayvanlar pike yaparak konar bizde onları tutardık . kuyruğuna ince bir çöp sokarak tekrar tabiata salar uçuşunu seyrederdik...
 bahar gelip  havalar ısınmaya başladığında  kayseri etrafındaki bağlarda da işler başlardı.sogan sarımsak dikilir. fasulye ayçiçeği =şemşamer  dikilir aşılar aşlanırdı bunlara yarma aşı denirdi .  sıcaklarla beraber soğan sarımsak  boy atardı sonbahara doğru patates soğan sarımsak yetişkin hal alınca  bağcıların korkulu rüyası kössü bunları çeker kış erzakı olarak bir yerlere depolardı. öyleki  dikenlere hiç bir şey kalmazdı . bu dört dişli kör hayvan sese karşı çok hassastı .  kimileri kössü gelmesin diye dikimde ayetel kürsüyü 7 kere okumayı kimileride nefesi kuvvetli bir hocanın etkili muskasını önerirdi . bazıları soğan sarımsak alttan çekilirken kazma kürek hatta bel ile düşmanı yakalamak öldürme mücadelesine girerdi . fak denen tuzaklar da kurulur bunu kurmak maharet ister özel teknikler uygulanırdı .  keza hassas kulakllarından dolayı  plaklar hatta diskette asan bağcılarda olurdu.  ama enson  garantili yöntemler yer altına konulup kurulan tüfeklerdi bunda mahir bir avcı olan şaban minarecioglu çok  tecrübel idi  hep başarılı oldu hiç karavana yaşamadık ...ultrason aletlerin magnetik dalgalarınında hayvanları bahçelerden uzak tuttuğu söyleniyor şimdilerde denemedik henüz bu yöntemi...
bağlarda sevimli diyemiyecegimiz bir hayvanda  kaplumbaglardı  genelde komşu bağına dıvarın o bir yanına transfer edilirlerdi .  çıplak arazilerde iyi  hacımlı kaplumbağalar kartallar içinde iyi bir besindi. bazen kaya ve taşlara vurarakta mücadelesi yapılırdı...canice ve estetik olmayan bir görüntü yaşanırdı . o yıllarda  verem vs gibi hastalıklara da iyi geldiği iddia edilirdi işte bu yüzden sayılarıda yenerek günümüzde iyice azaldı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder