Bugün içimden biz 68 kuşağı hekimlerinin sağlam anatomi bilgisini borçlu olduğumuz efsane hocamı anmak geldi .tıp tahsiline yeni başladıgımızda uzun hemde diger fakülte branşlarına göre çok uzun görünen tıp tahsilimiz bize hiç bitmeyecek gibi gönünürdü.ı çogumuz kötümser bir havada üniversiteye gidip gelirken sami hocamız ömür çok kısa yavrularım uzun görünen yıllar bir biri ardına biter tükenir takma bunu kafana der yüreklerimize tatlı bir teselli verirdi.dersleri büyük bir dikkat ve coşku içinde geçer tıpta öğrenci bile olmayan hocanın namını duymuş her kesimden dinleyicide amfimizin dolduruldu.hoca sık sık evladım yediğin 50 gram helva ve kuru ekmek bırak şu balkondaki kıza pozu göstermeyi beni dinle hülyalara hayallere dalma gibi şeylerle dersi renkli bir hale sokardı.anlattıklarının yarısı klasik anatomi dersi ise yarısıda hayattan dersler öğütlerdi.agzından bal akan hoca hep masa üstünden derslerini anlatırken sıksıkda beni sıgırcık gibi bağırtmayın derdi.sıksık dile getirdiği tekerlemelerden bir demet;
Yükselmek için kendi bacaklarınıza güvenin başkalarının sırtına ve ellerine güvenmeyin
Üniversiteye grip çıkmayanlara proföser denir gözünüzde büyütmeyin çalış sende olursun.
Yüksek makamlara çoğunda kartallar degil kertenkeleler çıkar.
Aşk heryaşta insana müştaklar olan bir hastalıktır.aşksız yaşam Tuzsuz çorbaya gibidir.
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızlı vesert kapama.
Ana baba evladını dünyaya getirir hocaları onları gökyüzüne çıkarır.
Para insana iyi bir uşak ama kişiye kötü bir efendidir.hoca takım ruhuna birlik beraberliğin gücüne inanır Hakan atilla dan şu anekdotu dile getirirdi;
Bir çivi bir nalı bir nal bir atı bir at bir komutanı bir komutan bir orduyu bir orduda vatanı kurtarır derdi.nur içinde yat sevgili hocam seni unutmak ne mümkün...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder