4 Nisan 2020 Cumartesi
1979 Ekim
Ülkemde muayene hekimligine başladıgım aydır Ekim ayı.nakilhane eşyaları bir koca tır ve arkasındaki uzun römörke ancak sığmıştı .onları evimize ve yeni açtığım Kızılay caddesindeki muayenehaneme yogun bir tempoda gece gündüz demeden çalışarak yerleştirirken bile hastalar geliyor muayene olmak istiyorlardı .öyleya herşey o günün şartlarına göre super modern aletler eşyalar perde ve mobilyalar. doktor genç ve yıllarca Almanya gibi bir ülkede uzman olarak çalışmış şeflik mertebesine kadar gelmiş tüm oradaki olanakları bırakarak yokluklar içinde anarşi belası ile boğuşan ülkesine kesin dönüş yapmış.baktıgım ilk hastalardan biri eşeğinden düşüp belini inciten yaşlı bir dede idi.agrıdan kıvranırken dede ben kulak doktoruyum bel benim saham dışında dedigimde. Sen batıdan Almanya'dan gelmişsin sen herşeyi herkezden daha iyi bilirmişsin dedi Muhtar. Ben anlamam sen beni başkasına gönderme göndersende asla gitmem. hadi bir reçete yaz diye israr etti .bende haline baktım acıdım yoksul biriydi . Benimde uzun sayılabilecek bir pratisyenlik tecrübemde vardı.ona bir kas gevşetici bir agrı kesici ve birde ağrılı yere sürmesi için ısıtıcı pomad verdim .bir hafta sonra baktım dede yine gelmiş kucağında bir kuzu ile.beni kurtardın Allah razı olsun bu kuzuyuda hanımla yersin diyerek salona kuzuyu bırakıp saygılı bir şekilde muayenehaneden gitti.o yıllarda insanımız böyleydi.hiçbir iyiliği unutmaz,iyiliğin altında kalmak istemezdi...hey gidi yıllar hey...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder