26 Nisan 2020 Pazar

Prof.dr sami zan

Bugün içimden biz 68 kuşağı hekimlerinin sağlam anatomi bilgisini borçlu olduğumuz efsane hocamı anmak geldi .tıp tahsiline yeni başladıgımızda uzun hemde diger fakülte branşlarına göre çok uzun görünen tıp tahsilimiz bize hiç bitmeyecek gibi gönünürdü.ı çogumuz kötümser bir havada üniversiteye gidip gelirken sami hocamız  ömür çok kısa yavrularım uzun görünen yıllar bir biri ardına biter tükenir takma bunu kafana der yüreklerimize tatlı bir teselli verirdi.dersleri büyük bir dikkat ve coşku içinde geçer tıpta öğrenci bile olmayan hocanın namını duymuş her kesimden dinleyicide amfimizin dolduruldu.hoca sık sık evladım yediğin 50 gram helva ve kuru ekmek  bırak şu balkondaki kıza pozu göstermeyi beni dinle hülyalara hayallere dalma gibi şeylerle dersi renkli bir hale sokardı.anlattıklarının yarısı klasik anatomi dersi ise yarısıda hayattan dersler öğütlerdi.agzından bal akan hoca hep masa üstünden derslerini anlatırken  sıksıkda beni sıgırcık gibi bağırtmayın derdi.sıksık dile getirdiği tekerlemelerden bir demet;
Yükselmek için kendi bacaklarınıza güvenin başkalarının sırtına ve ellerine güvenmeyin
Üniversiteye grip çıkmayanlara proföser denir gözünüzde büyütmeyin çalış sende olursun.
Yüksek makamlara çoğunda kartallar degil kertenkeleler çıkar.
Aşk heryaşta insana müştaklar olan bir hastalıktır.aşksız yaşam Tuzsuz çorbaya gibidir.
Hiçbir zaman çıktığın kapıyı hızlı vesert kapama.
Ana baba evladını dünyaya getirir  hocaları onları gökyüzüne çıkarır.
Para insana iyi bir uşak ama kişiye kötü bir efendidir.hoca takım ruhuna birlik beraberliğin gücüne inanır Hakan atilla dan şu anekdotu dile getirirdi;
Bir çivi bir nalı bir nal bir atı bir at bir komutanı bir komutan bir orduyu bir orduda vatanı kurtarır derdi.nur içinde yat sevgili hocam seni unutmak ne mümkün...

23 Nisan 2020 Perşembe

Hayatın denklemi

Hayatin denklemi=( güzellik100+temiz kalplilik 100+çalışkanlık100)xşans o
Şans olmayınca ağzınızla kuş tutsanız bile yukarıdaki  bu denklemin sonucu sıfır olur .çünkü tüm iyi hasletleri  şans o ile çarpıyorsunuz sonuç sıfır çıkar. Matematikten biraz anlayanlar çok kolay fark ettiler. Tüm sayıları sıfırla çarpınca sonuç sıfır olur. Son günlerde hatta neredeyse 45 gündür corona ile yatıp korona ile kalkıyoruz.tüm dünya ülkelerinde izolasyon ve sosyal mesafe birinci derecede yer alıyor coronadan korunmamızda .bu çerçevede özellikle  ülkemizde  ağzına kadar dolu olan hapishanelerde ya corona başgösterirse toplu ölümler kaçınılmaz olur endişesi ile 90 bin tutuklu salıverildi hapishanelerden .bunların içinde belki yıllarca orada yatmak mecburiyetinde olan kaçakçılar  hırsızlar sahtekarlar mafya babaları katillerde vardı .şans dedigimde işte tamda bu .corona felaketi yukarda yazdığım tiplere şans olarak yaradı hürriyetleri düşünemezsen birden kendilerini  aramızda buldular. Inşallah bundan sonra yine bir yamukluk yapmaz tekrar dam denen hapishanelerde olta atmak zorunda kalmazlar .allah kimseyi hürriyetinden etmesin.vatan hasretini çeken vatanının kıymetini herkezden çok bilir.hürriyetin degerinide bunu kaybedenler herkezden çok bilirler.ancak bazı tipler şuça meyillidir .atalarımızın söylediğine kulak asalım alışmış kudurmuştan beterdir...belkide nedeni genlerde aramamız lazımdır...

21 Nisan 2020 Salı

George orwell

1948 senesinde george örseler in yazdığı bu utopik  kurgu romanı taa o yıllarda bu nasıl bir öngörü sanki günümüzü anlatıyor.okyanusyada yönetime hakim büyük birader ve ekibi  bu koca ülkede herşeye hakim.aşka erotizme bireysel evliklere hatta günlük bile tutmaya yönetim karar veriyor herşeye karışıyor.bireysellik yok ediliyor kendi düşüncene yeryok insanlar duygularından arındırılmış makina gibi olmaya zorlanıyor tabii sisteme karşı çıkanlarda oluyor roman kahramanımızın gördüğü baskı ve eziyetler onuda çok geçmeden değiştiriyor oda sistemin bir parçası oluyor .bilişim çagımızda tabletler akıllı telefonlar i-padler yaşam şeklimizi tamamen değiştirdi eskiye özlemlerimiz gün geçtikce artıyor .cep telefonun varsa App storedan programlarda yüklenmişsen sana Kara'da ölüm yok artık. hertürlü banka işlerini rezervasyonlarını seyahat biletlerini alabilirsin. QR kodu okutmakla ödemeler para çekmeler mümkün .yeterki cebinde internet bağlantın olsun .ya şarjın biterse böyle vaziyette cebindeki yedek bir küçük akçede seni kurtarır. Yine QR kodun sayesinde Cebin yanında ise heryere konan  kameralar arkan dönük bile olsa seni tanıyabiliyor .özgürlükler anonim kalmalar tarih olacak ortadan kalkacak.kırmızı ışıktamı geçtin  puan kaybediyorsun artık ideal bir yurttaşda değilsin .cezalısın demektir bu.yaşadıkca tüm toplum fişlenecek  her attığımız adım belli merkezde toplanacak takip edileceksin kurtuluşun yok.çinde sistem bu yolda epey bir ilerleme kaydetti.herkez fişlendi.tüm bu uygulamalar eskiye özlemimizi artırıyor .önlemler alınmazsa zannediyorum  oynatmamıza az bir zaman kaldı .destur...

13 Nisan 2020 Pazartesi

Elden ne gelir

Sık sık kullandığımız bir sözdür elimden birşey gelmiyor maalesef.siz kendiniz için bir plan proje yapmışsınız ama sıra dışı bir uygulama olmuş  yaptığınız planı projeyi hayata geçiremiyorsunuz.mesala bir sıkı yönetim uygulaması ,sokağa çıkma yasağı  veya tüm eğlence düğün dernek iptalleri gibi.benimde epeydir planladığım kışın yağan yogun kara  dayanamayan  çöken profilden garajın yeniden daha dayanıklı yapı elemanları ile yapılması Planım vardı .başlayan yapım çalışmaları evvele son günlerde yağan yogun yagmur sonra aniden  gelen hafta sonu dışarı çıkma yasağı  başlayan çalışmaları oldukça aksattı.iş bir türlü ilerlemedi , garajın bitimi oldukça uzadı elden gelen bir şey yok deyip uygun şartları beklemekten başka   çaremiz yoktu.ustalar üzülüyor iş uzadı diye.  eskiden bu tür olayların hemen bitmesini tamamlanmasını  isterdim şimdi yapacak bir şey yok ise sabırla  strese girmeden bekliyorum .insanlarıda tesselli ediyor,sakinleştiriyorum .bunları yazarken Büyük biraderin dügünü için yıllarca önce salon kiralamıştık.dügün merasiminin o yıllarda çok  popüler olan sümer bez fabrikası havuz başında yapılmasına kız ve oğlan evi hep beraber karar vermiştik .davetiyeler çok önceden dağıtılmış  ,dügün günü masalar pırıl pırıl masa örtüleri ile örtülmüş tabaklarda  ördövler bardaklar masaya konmuş kim nereye  kimle oturacak rezervasyonlar  belirlenmişti.bunların hepsini düğüne 2-3 saat kala biraderle gittiğimiz kontrolde görmüştük herşey planlandığı gibi yürüyordu salonun ekibi sağlam ve antramanlıydı .bahşişleri bile hemen verilmişti. sıra damat traşına gelmişti berbere gittik sakal tıraşını olurken bir radyo anonsu olarak devrin güçlü adamı cumhurbaşkanı Cemal rahmetli oldugu tüm düğün ve eğlencelerin iptal edildiği bir günlük yas ilan edildiği tüm ülkeye duyuruldu.dügünü yapamamıştık elden bir şey gelmezdi emir Demiri kesmişti . Kader kısmete alın yazısına  bağladık olanları.sonunda ev dügünü yapıldı yuva kurulmuş oldu. hep anlatırız yıllar önce olanlara, bazılarımızın  haline birazda buruk bir şekilde  güleriz hep....

12 Nisan 2020 Pazar

Türk sanat müzügü divaları

Türk sanat müziğinin  günümüz formatıyla icra edilmesinde müzeyyen senarın rölü büyüktür  Bursa'da doğan evlâtlık verilen bir garibandır aslında.selahattin pınar saadettin kaynak ve şerif içli gibi ustaların sesi ile dikkatini çekmiş onlarla meşk etmiştir.77 yıl sahnede kalan bu şöhretli sanatcı atatürke de1936-38 yılları arasında özel konserler vermiştir.repertuarında  Balkan türküleride vardır.atatürkle ilk Dolmabahçe sarayında karşılaşmasını anlatıyor.görünce çarpıldım gözlerine bakamadım diyor.müzeyyen senarın stilini en iyi uygulayanlardan biri bence ögrencisi adnan şensestir.oda  Zeki müren gibi bursalıdır.ailesi onu marangöz yapmak isterken sesi ögünkü üstadların  dikkatini çekmiştir ama tartışmasız paşa ,sanat güneşi lakaplı Zeki mürenimiz herkezin üstündedir çok yönlüdür .ailesi Üsküp'den Bursa'ya göç etmiş,babası kereste ticareti ile ugraşan hali vakti yerinde biridir.sesinin güzelliği daha ilk okulda herkezin dikkatini çektiğinden müzikli müsamereler şde hep solist olmuştur .ailesi  daha ilk okuldayken özel dersler aldırmış alt yapısını hazırlamıştır.Boğaziçi lisesini istanbulda birincilikle bitirir burda okurken dönemin müzikle uğraşan azınlıklardan dersler alır.güzel sanatlar üniversitesi süsleme bölümünden yine en iyi derece ile mezun olur.alt yapısı sağlam donanımlı kültürlü bir sanatcıdır sanat güneşimiz.istanbul radyosunun açtığı imtihanı yine birincilikle kazanır .yaptıgı plaklar Anadolu'ya yayılır sahne aldığı gazinolarda onu dinlemek için yer bulmak çok zordur.ünü ülke sınırlarımızdan taşar 1976 da royal albert hall de  londrada konser veren ilk Türk sanatçısı olur.özel hayatı dramlarda dolu bu güzel insan hatırı sayılacak tüm mal varlığını servetini mehmetçik Vakfı'na bagışlar ve yalnızlık içinde ölür .benim en sevdiğim şarkısıda şimdi uzaklardasın gönül hicranla dolu,hiç ayrılmamam derken kavuşmak hayal oldu. Sevda bahçelerinin çiçekleri hep soldu.hiç ayrılmamam derken kavuşmak hayal oldu...Rast makamındaki şarkısıdır.Nur içinde yatsınlar.şimdilerde böyle güçlü sesler yok gibi .türk insanının gırtlak yapısı Bursada Türk sanat müzügüne uygunken türkücülerin genelde Urfa'dan Güneydoğu'dan çıkışı dikkatimi çeker hep...

11 Nisan 2020 Cumartesi

Sokağa çıkma yasak

Corona pandemisi nedeniyle 10  Nisan  saat 22 de aniden karar verilerek saat 24 den sonra bu hafta sonu dışarıya çıkmanın yasak oldugu duyuruldu . Birçok büyükşehirde vatandaşlar bu ani haberle marketlere  manavlara hücum etti sonrada bu dar zamanda evinde olma çabasına girdi .istanbul 15 milyonu geçen nufusuyla bir megaşehir  .bir ucundan bir ucuna araçla 4-5 saatte eger trafik akıcı degilse zor ulaşırsınız. bazı insanlar yuvalarına girmede epey zorlandılar.65 yaş dan dolayı hep evdeyiz .doktor kartım  özgürlük sağlıyor aslında ama sosyal mesafeye azami dikkat ediyorum görevli degilsem hastaneye gitmeyeceksem hep hisarcıkta çiçek açan tüm ağaçların, uyanan yeşil  Doğan'ın içindeki evimizdeydim .son iki güde güneş yüzünü neredeyse hiç göstermedi soguk yağışlı ve bulutlu günlerde üşüdük hatta.bu sabah 07 de topraklar hafiften buzlanıp donmuştu .1100 metre yüksekteki çiçek açan ağaçların eminim çoğunu soguk aldı yine yerli meyva yiyemeyecegiz demektir buna biraz canım sıkıldı aldım elime kazma ve beli dikeceğim uçları sararan çam agaçlarına 4 adet dikme yerleri eştim. Bu efor sonu sımsıcak küvette dalıp bir saat kadar suda kaldım .küvete girmeden bornoz havlu ne varsa kışdan kalan bosch çamaşır makinasına doldurdum .çamaşır deterjanı ve  yumuşatıcı yumoşu haznelerine koyup50 derecede ekonomik modda makinayı çalıştırdım .banyo bittiğinde makinada işini bitirmişti.mis gibi kokan çamaşırları Güneş'te kurumaları için vakitlice çamaşır iplerine astım.güneşi özlemiştim yararlandım.yani bugün çamaşırda yıkadım güneşi görünce dayanamadım...işte şu dakikalardada böyle bir günde ne yapılabilir diye soranlara çamaşır yıkayabilirsiniz derim .tabii hergün degil ömrünüzde birkaç kez .bu zevkide tatmış olun .kendinizi meşgul edin üretin,alnınız terlesin.diktatör hitler  nazi kamplarının girişine çalışmak ibadettir yazdırmıştı...

9 Nisan 2020 Perşembe

Korku ve ölüm

Bazı insanlar herşeyde korkar ürkerlerken bazılarıda geniş yaratılmış olurlar bunlar tevekküllü tiplerdir kadercidir olur olmaz şeylerde panik yapmazlar  daha cesurdurlar diyebiliriz.herşeyden korkanlar grubunda mesela uçağa binmeye korkanlar,karanlıktan korkanlar ellerine
silah alamayanlar ufak bir borçtan verilen vadeli bir senetten korkanlar zelzeleden depremden korkanlar köpekten kediden hatta zararsız yazın sıcak günlerinde ortaya çıkan çat pat saga sola çarpan  yöresel olarak haceli dedigimiz dönümsüz böcekten korkanlar sayın sayabildiginiz kadar bu korku çeşitlerini...genelde korku ve panik içinde yaşayanlar henüz çocukken yada  bir anlatıdan yada bizzat olumsuzu yaşayarak etki altında kalmışlardır .mesela küçük bir çocuksunuz sizi  haşin bir köpek kovalamış eger kovalarkende kazara sizide ısırmışsa bu şuur altına işlenir ömür boyu bu psişik travmanın etkisinde kalırsınız  .artık tüm hayatınız boyunca en zararsız bir köpek cinsi olan sevimli bir finodan kaçar sığınacak ya  bir delik yada güvendiginiz bir kişi ararsınız.ölümlerin çoğuda paniklemenin doğurduğu stresler  sonunda olur.ailede veya bir yakınınızda kanser ve benzeri bir hastalık gördüğünüzde labil bir yaratılıştaysanız  bu hastalığı üzerinize kondurur dehşet içinde doktora koşarsınız .doktor muayene sonucu sizde böyle bir şey yok dediginde dünyalar sizin olur hemen  rahatlarsınız . Bazıları daha karamsardır  onları ikna etmek mümkün olmaz bunlarda doktor doktor boş yere panikle dolaşır dururlar.biraz  sakin large olalım her olay  karşısında yelkenleri indirip paniklemeyelim.hikaye buya veba  mikrobu ile corona virüsü yolda karşışaşırlar corona nereden geliyorsun diye vebaya sorar  Bağdat'tan der  veba 5000 can aldım oradan geliyorum.corona sana inanmıyorum mahvetmişin orayı ben duydum tam 60 bin can almışın dediginde  inanma duyduklarına o 55 bin kişi veba paniğinden öldüler der  veba yoluna devam eder .no panik diyorum bu günlerde geçecek önemli olan mutlak isolasyona devam.her hafif bir nezle her hafif bir boğaz ağrısı veya kas tutulması corona değildir  geniş ve relax olalım...

8 Nisan 2020 Çarşamba

Doğduğum ev

Ülkemizde dogumlargenelde bahar aylarında olur bende 29 Nisan'da İsa Mahallesi Kürt sokakta bir Bir bahar günü amcamın hanımı kadriye ana dedigimiz 1.4 metre boyunda yumruk kadar cüssesi olan dengeli görgülü becerikli bir Hanımın ebeligi ile dünyaya gelmişim. adımında bu ebenin kocası  benim amcamdan.amcamda çok dengeli vakur az konuşan okuma yazmayı okula gitmeden kendi kendine öğrenen biridir.samur aga lakablı bu kişi bu lakabı sarı kızılımı sakalından almıştır. anası onu samurum diye severmiş bizde onu çocuklar olarak çok sever ve sayar ona efendi baba derdik.bu arada rahmet ile anayım teyzemin kocası babamın bacanagı cin gibi akıllı iş adamı Mehmet soyışık 'a hep ağababa diye hitap ederdik?bu  isim vermeler o yıllarda çok olurdu biraderler genelde bir evde beraber yaşar çoluk çocuk. Beraber büyür herkez birbirine tahammül eder güzel diyalog içinde olurlar tabii zaman zamanda sıkıntılar olur gelinler rekabetten olsa gerek kapışır gerilim artar çoçuklar birbirine düşer  kavga eder biraderlerden küçük olana genelde bir kaç kap kacak eşya verilir kiralık  küçük bir ev bulunur aile bölünür küçülürdü.ayrılıgın travması ve burukluk uzun sürmez atlatılırdı.dogdugum ev dibi çıkmaz olan kurt sokağın sonunda solda büyük kapısı hayatı olan büyükçe bir evdi,hayatta bir köşede yemeklerin piştirildigi bir Ocak vardı. hep oturup kalktığımız güneş gören duldada kış günleri sıcaklık oturma odası  bir iki basamakla çıkılan sofa dedigimiz  pek kullanılmayan büyükçe  bir misafir odası ,oturma odasına yakın oldukça karanlık konumda bir kilerimiz vardı.kilerde  büyük küp içinde bağın pekmezi yanında kalaylanmış bakırdan maştafa denen kupa asılıydı.kış günleri maştafayı küpe daldırır pekmez doldurur içerdik hep .kilerde bir köşede pervane deki bahçemizden gelen havuç yıgılı olurdu .rengi genelde mor oldugundan yedigimizde dudaklarımız hep morarırdı .oturma odasında iskemlede oturtulur bağın kuru kaysısı elma armut igde ,kuru üzüm  çedeneli kavurga yenir büyükler konuşur bizde onları can kulağı ile dinlerdik. sonrada yatmaya giderdik .radiyo yok televizyon yok diz dize oturur göz göze bakışırdık...mahallenin  kılık kıyafeti en düzgün olan kişisi çarşı agasıydı lacivert ,apoletleri olan resmi gösterişli takım elbisesine herkez imrenirdi.sokagımızda Ali çetin tayyare fabrikasında işçilik yapar sabah hep aynı saatte dakik olarak yürüyerek fabrikaya gider akşam saat 17 de çalan sirenle fabrikadan çıkar saat 17 .10 da evinde olurdu.ev halkı hanımı gelini ve çocukları onu kapıda mutlaka fire vermeden karşılandı.komşulardan berber Mehmet emmi hepimizin saçını bir iki dakikada modern makinası  ile üçe vurur tıraş ederdi.tabir caizse kafamızı kabak ederdi. Köşe başında kasap Ali aga kaçak et keser  eti çarşıda esnafa satardı. bize yakın bir evde  filigin Mehmet aga denen yoksul yatalak hasta biri anası ile yıkık dökük bir evde Yaşar mahalleli sık sık yemek vs verirdi onlara .sokakta yine bize komşu kapalı çarşıda halıcı dükkanı olan hali vakti yerinde  Salih efendi otururdu.komşuluk ilişkileri o yıllarda bambaşkaydı...

7 Nisan 2020 Salı

Pandemi günleri

Şaka gibi Çin'in wuhan kentinde başlayan covid pandemisine karşı çinlilerin aldıkları tedbirler karantina altına aldıkları şehirdeki disiplinli maskeli insanlar giriş ve çıkıştaki tavizsiz polis kontrollerini televizyonlarda izlerken ürkmüştüm bu tür bir salgın ülke hudutlarını fazla gecikmeden aşacaktı .TV de gördüğümüz wuhandaki 10 bin yataklı hastanelerin  bir hafta gibi  kısa zamanda hemenyapılma zarureti ve tedirginliğimi daha da artırıyordu. Dünyamız globalleşen haliyle milyonlarca insanın seyahat ettigi çalışmak için başka başka ülkelere gittiği büyük bir köy oldu bu asırda yaşadığımız bu yıllarda. Çinlilerde iş adamları olarak türist olarak başka başka ülkelerde ahçı olarak garson   vs olarak çalışıyorlar Tabiki ülkelerinden pandemi yapan virüsü ya hasta olarak çokcada taşıyıcı olarak gittikleri diger ülke insanlarına götürecekler .nitekim  Avusturya'nın dünyaca ünlü kayak diyarı tirode bir restoranda ahçı olarak çalışan bir Çinli virüsü buraya tirode taşıdı.dünyanın dört bir yanından buraya kayak yapmaya gelen tuzu kuru insanlar buradan aldıkları virüsleride ülkeleri Hollanda Almanya italya Fransa Ispanya ve Amerika'ya ya  taşıdılar .bu sportif insanlar yörelerindeki insanlara  virüsü bulaştırdılar derken ülkemizde yurt dışında çalışan 7 milyon insanımız var ülkeye gelen bunlar vede ümreden gelen hacılarımız yurda  geldiler 11 Mart'ta  covid belasının resmen türkiyedede görüldüğü resmen açıklandı.evvela paliyatif önleyici hafif tedbirler alındı  hastalık tüm Türkiye'ye yayıldığında mecburiyetten65 yaş üstü ve 18 yaş altı insanlara sokağa çıkma yasağı getirildi.akdeniz insanı  ortadoğu insanı sokakta Yaşar sosyaldir yatmaya ancak evine gelir .evde dar mekanda oturmaya alışık olmayan kitlelerde bu hastalık sosyal iletişim sorunları gerilimlerin her türü yanında aile fertlerinin birbirlerinin gerçek yüzünü tanıma fırsatıda verdi.sıkıntıdan patlayan erkeklerimiz Oya örmeye ekmek pasta yapmaya hatta mantı bile doldurmaya kadar Varan  geniş yelpazede uğraşır oldular  kendilerini bu şekilde meşgul eder oldular.keşke okuma fırsatı bulamadıkları dünya klasiklerini okusalar yaşadıkları anılarını yazsalar evde geçen istem dışı bu dönemi daha kolay ve doyurucu geçirebilirler diye düşünüyorum.bu dönemde geçicidir hayatta neler neler yaşamadıkki....

6 Nisan 2020 Pazartesi

Dogal durumlar

Bundan yıllarca önceydi.bahar gelirken hisarcıkta bahçemizde yapılacak bir sürü iş vardı .arklar temizlenecek rüzgarın duvar tiplerine biriktirdiği gazeller tırmıklanacak humus olsunlar diye belle açılan  toprak çukurlara katmanlar halinde serilen yapraklar toprakla örtülecek çayıra tırmık çekilip kışdan kalan ölü çayırlar temizlenecek ağaçların kuruları  çamların kuruları testere ile kesilecek  kesilen dallar bastırılıp bir garibana bakacak olsun diye gönderilmek üzere yola yakın bir yere istiflenecek agaçlar bordo bulamacı dedigimiz bakır sülfat solusyonu  ile ilaçlanacak tüm haşaratlar mantarlar  böcekler  ölsün diye agaçlar aşılanacak kışdan kalan ufak tefek boya bada işleri yapılacak bir sürü şey....bunları halletmek kapsamlı vakit alan işleri görmek  üzere bir sürü insanla da beraber çalışmak lazım.gelenlere işi anlatmak işi göstermek gerekir .işte böyle erken bir pazar sabahı bize ilkkez biri geliyor telefonda randevüleştik  nerede oturduğumuzu bilmiyor gülle cami yanında sabah saat 06 da buluşalım diye.hersabah oldugu gibi iş elbiselerimi kasketimi eldiven ve çizmelerimi giydim gülle caminin oradaki konteynırların etrafına komşuların yığmış oldugu darmadagınık yakacakları  atılan kırık  hurada sandalye masa koltuk ne varsa hepsini yerleştirmeye başladım  çok geçmeden otobüsten  randevüleştigim işçi indi ben harıl harıl düzenleme içindeyim kaptırmıştım kendimi  işe.adamacağız selamünaleyküm ben dr. Mehmet soysaraça geldim caminin yanında buluşalım dedi ama adam yok ortada dedi .benimle gel sana evini göstereyim dedim beraber eve dogru yürürken çok saf şeyler sordu o nasıl bir adam sert mi  kibirlimi çalışmanın ne oldugunu bilirim işçi halinden anlarmı vs gibi sorular  ben pek tanımam kendini gel bağını göstereyim dedim eve geldik ona yapılacak işleri tarif ettim hatta bir süre de beraber çalıştık.ben duş için ondan izin aldığımda  kusura bakmayın ben hayatımda hiç böyle bir doktor görmedim dedi .hafiften ona gülümsedim kolay gelsin dedim sadece...

5 Nisan 2020 Pazar

Sıhhıyeler

Muayenehanelere gelen hastaların çogu ya bulundukları yerlerdeki etkin sıhhıye dedigimiz igne yapan pansuman yapan halkla bütünleşmiş o yerlerin doktoru sayılabilecek deneyimli insanlardan  yada mahallenin  köyün muhtarlarından yada. Hali vakti yerinde olan zenginlerin yönlendirmeleri ile gelirlerdi.sarılar köyünün  zerezek köyünün ve hacıların sıhhıyelerine hastalar doktora gitmeden evvel mutlaka uğrar hangi doktora gitseler daha iyi olur diye sorarlar adres alırlardı,27 Mayıs caddesinde Kızılay ve ömür kliniğine çapraz 3. Kattaki muayenehanemi yeni açtığımda yine ağırlığı olan yakinen tanıdıgım bir Muhtar benim adresimi vererek mutlaka ona git o Almanya'dan en modern aletlerde geldi  sana en iyi yardımı yapar diyerek bir hasta göndermiş.gelen iri yarı orta ileri yaşlarda sinirli  ve gergin bir adam ile yanında mahcup ezik  utangaç genç bir delikanlı   muayene odasına girdiler.adam cebinden çıkararak muhtarın bana yazdıgı pusulayı verdi okudum.pusulada mutlaka hallet yazıyordu. Nedir sıkıntınız hoşgeldiniz diye sordugumda  bu alçak şişe kaçırmış  çıkartmaya getirdim diye genç adamı gösterdi.şişe nereye kaçmış boğazına mı  diye sordugumdada  yok boğazına degil şerefsiz oynarken .ötünden içeri diyerek genç  mahcup adamın kıçını gösterirken başladı delikanlıya girişmeye .muayene odası  harp meydanına döndü ben ayırmaya çalıştıkca zavallı gence neresi gelirse pat küt tokat sille  vurdukca vuruyor genç  eziliyor büyülüyor hiç ses çıkarmıyor karşılık vermiyordu.derken adam kendine gelip sakinleştiginde bakın ben Boğazı'nda olsa alır çıkarırım şişeyi ama şişe .ötte sahamdan çok uzak dedim adam doktor bu benim yeni damat aman kimse duymasın elini ayağını öpeyim bu pis işi hallet diye yalvardı. Bendede boğaz için gerekli en modern endoskoplar  forcepsler vardı.o yıllarda da 27 Mayıs'ta hiçbir doktorda endoskop yoktu.anestezistimle görüştüm  hastayı uyutalım ve çıkarmayı deneyelim dedi .denedik ve şişeyi kolayca çıkardık .adam teşşekkürler edip giderken bu benim damat aman kimse duymasın diyede yalvarıyor,tenbikliyordu...

4 Nisan 2020 Cumartesi

1979 Ekim

Ülkemde muayene hekimligine başladıgım aydır Ekim ayı.nakilhane eşyaları bir koca tır ve arkasındaki uzun römörke ancak sığmıştı .onları evimize ve yeni açtığım Kızılay caddesindeki  muayenehaneme yogun bir tempoda gece gündüz demeden çalışarak yerleştirirken bile hastalar geliyor muayene olmak istiyorlardı .öyleya herşey o günün şartlarına göre super modern aletler eşyalar  perde ve mobilyalar. doktor genç ve yıllarca Almanya gibi bir ülkede uzman olarak çalışmış  şeflik mertebesine kadar gelmiş tüm oradaki olanakları bırakarak yokluklar içinde anarşi belası ile boğuşan ülkesine kesin dönüş yapmış.baktıgım ilk hastalardan biri eşeğinden düşüp belini inciten yaşlı bir dede idi.agrıdan kıvranırken dede ben kulak doktoruyum  bel benim saham dışında dedigimde. Sen batıdan Almanya'dan gelmişsin sen herşeyi herkezden daha iyi bilirmişsin dedi Muhtar. Ben anlamam sen  beni  başkasına gönderme göndersende asla gitmem. hadi bir reçete yaz diye israr etti .bende haline baktım acıdım yoksul biriydi . Benimde uzun sayılabilecek  bir pratisyenlik tecrübemde vardı.ona bir kas gevşetici  bir agrı kesici  ve birde ağrılı yere  sürmesi için ısıtıcı pomad verdim .bir hafta sonra  baktım dede yine gelmiş  kucağında bir kuzu ile.beni kurtardın Allah razı olsun  bu kuzuyuda  hanımla yersin diyerek salona kuzuyu bırakıp saygılı bir şekilde muayenehaneden gitti.o yıllarda insanımız  böyleydi.hiçbir iyiliği unutmaz,iyiliğin altında kalmak istemezdi...hey gidi yıllar hey...