18 Ağustos 2012 Cumartesi

eski bayramlar

türkiyede 70 li yıllara kadar bayramlarda seyahat diye bir mefhum yoktu .  zaten akdenizde alanyada banana ince kumda  bir ufak tesis marmaris ve kuşadasındada bir kaç mütevazi otel işletmesi vardı.bayramlarda insanlar bir araya gelir  yahni ve pilav yeme  öncesi bayram namazı kılınır .  aile mezarlıgı ziyaret edilir . sonrada mis gibi yahni ve pilav etrafında cem olunurdu .  özellikle  özal ıktidarları sırasında yapılan, teşvikli sayısız 5 yıldızlı otel ve tatil köyleri ile türkiyenin tüm sahilleri şenlendi .  gazete ve televizyonlarda turizm şirketlerinin insanı baştan çıkaran ilanları insanların  bayram tatili planları yapmalarına yol açtı .2010 lu yıllar geldigimizde yüzbinler tatil yapar oldu. kimseler artık birbiri ile bayramlaşmak istemiyor .  arabasına atlayan,  uçaga binen kendini deniz kenarına atıyor . her bütçeye göre ülkede tatil imkanı var .özellikle  bayram arefesi ve sonrasında yollar tam bir çile çekme denemesi oluyor. yüzlerce kaza yüzlerce ölüm ve yaralı bilançoları çıkıyor . ama insanlar motife bir şekilde işlerine dönüyorlar.

17 Ağustos 2012 Cuma

Kayserideki bagcılık,
dostum düşünür ve yazar halit erkiletlioglu son yazdıgı kitapta kayserili olmanın üç şartı var diyor .
1 .kayseride dogmak
2.kayserli bir eş ile evli olmak
3.bagı olmak.
 1950 lerden önce kayseri   geniş bir ovanın merkezinde , kale etrafında  yerleşik bir orta anadolu şehridir .  erciyesin buzulları yagan kar ve yagmurlar bu derin havzada su göllerinide hep besler .  yazları çok sıcak kışlarıda çok soguk geçer bu kentin .  üstelik merkezde yaşam alanlarının içinde dericilik yapılan tabakhaneler de çok sayıda faaliyettedir . bilhassa yaz günleri tabakhanalerden dayanılmaz boyutta kokular yayılır etrafa  hijyenik olmayan bu ortamlarda sinekler sivrisinekler cirit atar  şehir halkına yaşamı zehir ederler . Bu koku ve insektler den kurtulmak isteyen şehir halkı   erciyes eteklerindeki yaylalara daha dogrusu şehrin etrafındaki yüksek  konumlu yerleri seçerler kendilerine yazı geçirmek için . bagcılıgın temel nedeni  daha serin ve daha  havası suyu hijyenik mekanlar aramaktan  gelir .  insanlar burada huzur bulurlar kendilerine bahçe ve  baglar yaparlar evleinin kavun karpuzu  domates biberi ve her türlü meyva agaçlarından toplanan meyveler yazın kurutularakta tüm kış tüketilir . bu şehirde insanlar çarşı pazara eskiden bu kadar bagımlı degilllerdi kendi ürettikleri kendilerine çokca yeterdi .şehirdeki eski evlerin  zerzembi dedigimiz bodrumları birer besin doposu idi ...
Profesyonel sporcu,
Amatör sporcu sporun her dalında sporu aklına gelince yapan,  yarışmalara katılma arzu ve isteginde olmayan sporu salt beden ve ruh saglıgı için yapan kişidir .bunlar yarışmalara katılmadıkları için  disiplinize bir beslenme  ve vucut kabiliyetlerini  durmadan yükselten çalışmalarada ihtiyaç duymazlar . rahat gönüllerine göre yaşar gezer ve tozar hayatın tüm nimetlerinden  yine gönüllerince haz alıp mutlu bir yaşam arzularlar .
halbuki profesyonel sporcular  sporu bir meslek olarak kabul eden ona göre disiplinize yaşamak ve beslenmek zorunda olan kişilerdir .yurt içi ve yurt dışı yarışmalara katılır ya bireysel yada takım olarak  yarışlarda hep önde olmak konan odülleri  armaganları kazanmak isterler.profesyonel sporcu çok, ama çok disiplinli yaşamak beslenmek zorundadır .herşeyi  internasyonel normlara göre ayarlamalıdırlar . yatması belli saatte , kalkması belli saatte olmak zorundadır . beslenmeye  çok özen göstermelidir . tüm istek ve arzularına gem vurmak ve hiçbirşeyin dozunu kaçırmamak üzere yaşamalıdır.  her şeye ama herşeye ilmi esaslarla yaklaşmalıdır, aksi halde yarışa katılanlar bunları sollar bunlarada nal toplarlar.Bu futbolda da aynı yüksek atlamada aynı  tüm sporun branşlarında da aynıdır .

16 Ağustos 2012 Perşembe

Kronik kulak iltihapları  ve kulak kurtları,
1980 yılında hijyene çok deger verilen bir batı ülkesinden , vatanıma kesin dönüş yaptıgımda  ülkemde  hijyen şartları bu kadar  gelişmemişti . hergün muayenehanemde  ülkenin her yanından gelen bir sürü hasta bakardım .  bilhassa  yaz günleri sarı sıcakların bastırdıgı  temmuz agustos aylarında kulaklarında kronik iltihabı olan  hastalarda " kulaga kurt düştü" dedikleri  tablo ile karşılaşırdım .  böyle manzaraları   10 yıl çalıştıgım   almanyanın hiç bir hastanesinde görmemiştim . ala turka tuvaletlerde ki açık lagımlarda, bunları kırsal kesimlerde hala görüyoruz ,yaz aylarında sinek yavrusu ,larvalar fosseptik çukurda binlercesi kıpır kıpır  dans eder vaziyette yaşar ve çogalırlar.  dikkatle aşagıya bakanlar bunları kıpır kıpır hareketli  görürler .akıntılı kulakta da manzara  aynıdır. larvalar kulak yoluna sinegin  pisleyip, yumurtasını bırakması ile  hayatiyet kazanan larvalar, iç kısımlara ulaşır ve akıntının iltihabın pislikleri ile beslenir büyür dayanılamayan sancılara sebeb olurlar . tedavide  topik anestezik damla ve meçlerle  felç olan  kendini bırakan  larvalar tektek  kulak boşluklarından mikroskop altında  alınıp  çıkarılırlar . bir keresinde 11 adet kurt çıkardıgımı hatırlıyorum . hayat standardının yükselmesi ile  hijyene dikkat eden kesimlerde  yıllardır bu  estetik olmayan tabloya hiç rastlamadım. saglıgın temeli hijyendir...

14 Ağustos 2012 Salı

sevgili dostlar,
Erciyes hastanesine başlayalı neredeyse 3 ay oluyor .  nede çabuk geçiyor günler. bu üç ayda ramazanı da bitirmek üzereyiz . yeni ortama adapte olmam hiçde zor olmadı . yıllardır empati duyguları ile yüklü faaliyet göstermem ve hep ekmem ,sayesinde bu geçiş süreci çok kolay oldu benim için .belli bir hasta portföyüm süratle oluştu . bu süreçte bana yardımcı olan tüm arkadaş akraba  ve hemşehrilerime sonsuz  teşşekkür ediyorum . hastanemizin   civarında çeşitli istikametlere kalkan yüzlerce otubüs var .buda ulaşımı çok ama çokta kolay kılıyor merkezi bir konumumuz var .buraya,  şehrin özellikle güneyinden geliyor hastalar . hinterland danda   gelenlerde küçümsenmeyecek orandadır . çok sıcak bir yazı geçirmemiz ve de ramazan belkide ivmeyi olumsuz etkilemiştir . tekrar hepinize teşşekkürler.

9 Ağustos 2012 Perşembe

Antibiyotiklerin keşfini 1943 yılında Alexander Fleming  yapmiştır kendisi bir ingiliz kimyacıdır . küflü bir  peynir parcacıgının petri  kutusundaki  besi yerine düşmesi sonucu bu muhteşem keşfi insanlıga kazandırmıştır . küflü  peynirin etrafında besi yerinde var olan bakteriler yok olmuş, mikroplar   üreyememiştir. zamanla antibiogramların uygulanışıda bu prensibe dayanır . belli bir plan dahilinde  mikrop üremiş besi yerine  antibiotikler yerleştirilir  en etkili,  antiyotik etrafında  halka şeklinde genişce bir alan  bakterilerden ari görülürken , etkisiz antibiyotigin etrafında silme üreme görülür . tabi hastalarada en tesirli antibiyotik hangisi ise o verilir . günümüzde dirençli bakteriler çogalmıştır . onlarda mutasyona ugrayarak hayatta kalabilme ve neslini devam ettirmek isterler .  bu da bir temel içgüdüdür. neslin devamıdır . 1943 öncesi  bilhassa  üst solunum yolları enfeksiyonu sonu sıkca görülen mastoiditler hep abseye dönüşürdü.  kulak arkasında şişlik agrı ve ateş tabloya eşlik ederdi öyleki terminal safhalarda  beyin içi  koplikasyonu olarak menenjit beyin absesi yüz siniri felci ve damar trombozları sıkca görülürdü .  bu vakalara mutlaka ameliyat yapılır hayatı tehlike ortadan kaldılılırdı. günümüzde güçlü antibiyotikler sayesinde bu tür komplikasyonları artık hiçgörmüyoruz diyebiliriz.  ne büyük bir buluş Alexander Flemingin buluşu degilmi . ?

7 Ağustos 2012 Salı

İran savunma bakanı bugün verdigi mesaj da suriye sonrası sıranın türkiyeye katara ve suudi arabistana gelecegini vurguluyor. tüylerim diken diken oldu .ne olduda güney komşumuz suriyede herşey birdendegişti ve kaos ortamı oluştu .  büyük patron yoksa  kürtlerin denize ulaşmaları için kuzey suriyede  bir korudor gerektini benimsemesi daha güçlü bir kurdistan istemesi mi yatıyor tüm bunların altında. ve daha güçlü bir devlette türkiye ve irandanda topraklar ister.şu anki güney dogudaki gerilla savaşının tırmanması da sebebsiz degil . ılımlı islam arap baharının  bu cografyaya ısmarlama getirdikleri diyebiliriz ülkemizdede mistik hava gittikce agırlaşmakta  mahalle baskısını tüm laik kesim ciddi şekilde hissetmekte .  halbuki mantık akıl ve batıya özgü yaşam şekli ülkemizde  cumhuriyet sonrası nasılda zemin bulmuş filiznenip gelişmişti.  tüm bu agaca  gelen kökleri yavaş yavaş kestik. agaç kurumak üzere.agaç   bir daha da dal verir yeşerirmi ?hiç sanmıyorum .özgür iradeler artık ipotek altında .  şimdi var sada cemaat yoksada  teba.fikri hür, vicdanı hür nesiller artık yetişmeyecek mi bu ülkede ? önümüzdeki yıllar  bu şartlarda güzelliklere hiç de gebe görünmüyor ne dersiniz ?

6 Ağustos 2012 Pazartesi

1950 li yıllarda  şimdi dogum evi ve kayseri sanayi odasının bulundugu yerlere pervane  yöresi denirdi. burada  sarımsaklı suyu ile  sulanan geniş verimli tarım alanları  tarla ve bahçeler vardı. her tarla kanallarla sulanabilirdi . bahçeciligi iyi bilen bunu meslek edinmiş bahceciler vardı .onlar yazdan domatesi seçerler çekirdeklerini alır kuruturlar kış gelincede o çekirdeklerden fideler yaparlar bunları da baharda tarla ve bahçelere stil olarak dikerlerdi . yaz geldiginde küfelerle her ev domates alır ve bunları kışa  salça olarak degerlendirirlerdi . çok bereketli idi tarlalar . burada patlıcan biber kavun karpuz her türlü sebze  bolca bereketle yetişirdi .  aynı şekilde talas altında kabak karpuz olurdu burası kıraçtı. yine anbarda kavun karpuz eşşiz rayihada yetişirdi . küresel ısınma eksoz  şehirlerin yogun göç alması dogadaki dengeleri temelden sarstı . yine hisarcık talas ve civardaki bag ve bahçelerdede verim oldukca düştü o mis bi kirazlar kaysı dut ve erik armut elma eski havasında hiç degilller . bereketi temelden bozuldu . meyva sebze olarak tam çukurovaya bagımlı hale geldik .allah sonunu hayır eyleye .

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Aralıklarla yapılan yaz ve kış tatillleri motivasyon açısından insan bedeni ve ruhu için çok faydalıdır .  ben yıllar önce aldıgım bir kararla her iki ayda bir tatil yapmaya çok dikkat ettim . bugün beden ve ruh saglıgı yerinde olan bir hekim olarakta bunu herkeze tavsiye ediyorum . mekan degiştirme degişik insanlarla bir araya gelme insanı rutin dedigimiz monotonluktan kurtarır insana soluk alma şansı kazandırır . insan tatil sonrası işini  yaşadıgı mekanları evini çocuklarını daha dogrusu baglı oldugu ilişkileri tekrar özler ve onların kıymetini takdir eder şükreder.bugün sıhhatimiz yerinde ama yarın ne olacagını hiç birimiz bilemiyoruz. belki bedenen hareket bile edemiyecegimiz zamanlar bizi de enseleyebilir .  bu nedenle bile fırsat yoksa dahi fırsat yaratmalıyız Holliday için .hepinize iyi tatilller.

3 Ağustos 2012 Cuma

Poliklinige müracaat eden hastaların neredeyse yarısı  sinüzitim var şikayeti ile gelir.sinüsler buruna komşu kemik odalarıdır. soludugumuz  havanın nemlendirilmesi ısıtılması görevini yaparlar . ve her bir sinüs ostiyum dedigimiz bir pencere ile buruna baglıdır.  nezle grip gibi hastalıklarda  pencereler daralır hatta kapanarak  sinüslerin havalanması engellenir. havasız kalan odalarda bakteriler ürer iltihap başlar. bunlara ateş  genizde akıntı baş agrısı  belirtileri eşlik eder. teşhis genelde muayene ve hasta hikayesini dinlemekle konur .  şüpheli durumlarda çekilen basit bir yüz sinüsleri grafisi tanıyı netleştirir . gerekirse aha detaylı bilgisayarlı röntgenler çekilir . (CT) tedavide geniş spektrumlu antibiyotikler, burun pasajını açacak damlalar,  agrı varsa analjezikler ve antihistaminikler kullanılır . tedaviyi şikayetler azaldı diye kesmemek gerekir. aksi halde hastalık tablosu residiv gösterir tekrarlar. enaz tedaviye 15 gün devam edilmelidir .  medikal tedaviye cevap vermeyen kronik sinüzitlere fonksiyonel sinüs cerrahisi yöntemleriyle yaklaşılır sonuçlar eski klasik ameliyatlara göre daha yüz güldürücüdür .

2 Ağustos 2012 Perşembe

Günümüz insanının en çok müzdarip oldugu hastalıkların başında geliyor allerjiler.soludugumuz havada  yedigimiz gıdalarda içtigimiz sıvılarda giydigimiz giysilerde hep allergen dedigimiz  alerjiyi tetikleyen ajanlar bulunuyor . kalitesiz yakıtlardan atmosfere karışan ajanlar bilhassa solunum yollarını uyarıyor . meyilli olan kişilerde kronik bronşitten astıma kadar hastalıklara sebep oluyor.yine kış bitipte bahar gelip bitkisel flora canlandıgında havaya karışan çiçeklerin  çayır ve otların polenleri allerjik bünyeli kişilerde hapşırık tıksırık gözlerde sulanma kızarma ve kaşınma ile hayat kalitesini yaşam sevincini olumsuz etkiliyor . yedigimiz organık olmayan yiyeceklerdeki katkı maddeleri  boyalar  mide bagırsak sisteminde  ve cildimizde allerjik bir sürü  belirtiler verirler.yine giydigimiz giysilerde petrol den üretilen sentetik karışımlar yogun bir şekilde  kumaş imalatında kullanılıyor  . bu kumaşların deri ile teması allerjık reaksiyonlara sebep oluyor.  bayanların  aksesuar olarak kullandıkları takılar  krom nikel gibi agır metallerden yapılıyor  bunların deri ile temas yerlerindede allerjik  lezyonlar görmekteyiz .
özetlersek: dogal ve organik olarak beslenmeliyiz.  fastfoodlardan uzak durmalıyız .  solunum yollarımızı havanın  çok yogun kirli oldugu zamanlarda korumalıyız. giysileri dogal lifler ihtiva eden pamuklu yünlü olacak şekilde seçmeliyiz . aksesuar olarak  kullanılan agır metallerden uzak durmalıyız .