17 Mart 2020 Salı

Avrupa'da yaşadıklarım
11 Mart Çarşamba günü kayseri düsseldorf  pegasus 08.55 uçagı ile rahat bir yolculuk sonu düsseldorfa indik.yolcuların çogu yaşlı yıllar önce Avrupa'ya gitmiş yaşlı kimi bastonlu kimi yürüteşli insanlardı.passaport kontrolünde Alman polisine merhaba dedim.nereye gidersiniz diye sordu venlo  Hollanda dedim .ne yapacaksınız orada diye sorduğunda 3 günlük bir bisiklet turu sonrası  ülkeme geri dönüyorum dedigimde uçak biletini göstebilirmisiniz dediginde cep telefonumda kayıtlı  bileti gösterdim selam verip ayağa kalkıp teşşekkürler etti keşke herkez sizin gibi bilinçli olsa dedi.o yerde çok çaresiz perişanlık çeken evrak arayan  bulamayan yurdum insanlarını gördükçe eğitimin lisanın ne kadar önemli oldugunu görür üzülürüm yıllarca orada yaşamış defalarca polislerle sınırda muhatap olmuş hazırlıksız vatandaşlarımı gördükçe yerin dibine geçer onlara yardımcı olmaya çalışırım.yabancı bir ülkeye gitmek demek orada misafir olacaksınız anlamına gelir oranın örf ve adetlerine uymanız gerekir.şartları onlar belirler futbol tabiriyle deplasmandasınız...bazı kendini bilmez arogantlar polise benim kim oldugumu bilmiyorsunuz galiba benim hanım apartmanım fabrikalarım petrol istasyonlarım var diye öterler ama bir işe yaramaz bunların bazılarını geldigi uçakla tekrar ülkesine geri gönderilir polisin geri gönderme yetkisi vardır  bunları bile bilmeyen zavallılar ötmeye itiraza devam eder laf salatası yaparak direnir dururlar pahalı son model i-phoneları ile saga telefon sola telefonlarıda hiçbir işe yaramaz...
Uzatmayayım zaten kabin bagajı ile seyahat eden biriyim hep bagaj beklemeden çıkışda can dostum nevzat dursun beni ve merali yeni aldığı mercedes cip ile aldı venlo istikametinde Hollanda'ya dogru seyre koyulduk .otobanlar notterdam limanına gelmiş dünyanın her tarafından ithal malları Avrupa içlerine taşıyan ,Avrupa'da üretilmiş malları yine limanlara ihraç için taşıyan tır ve dorseleriyle oldukça yogun sınırlarda  bir kontrol yok Almanya'dan Hollanda'ya geçtiğinizi sadece yolların trafik işaretlerinden birde hollandadaki bisiklet yollarının ne kadar özenle yapılmış olduklarından anlıyorsunuz.yoksa bitki örtüsü aynı Atlantik'den gelen nemli hava zümrüt gibi yapmış tüm yerleşim yerlerini insanlar sakin huzurlu birbirine saygılıve birbirleriyle pek ilgili degil sen yoluna ben yoluma misali.50 dakika sonra öngörüldüğü gibi venloda bildenberg otel resepsiyonundaydık.mis gibi yeşillikler içinde sesten gürültü ve eksozdan uzak göl kenarı bir otel zaten burda her yerde göl ve su var tarlaların bereketi olması sayısız  drenaj kanalları sayasinde diyebiliriz.bahar buraya geleli epey ölmüş .sarımsağı çiçek açan ostern blumerler tüm orta refüjleri süslüyorlar.evlerin bungolawların ne kapısında nede pencerelerinde Demir parmaklıklar yok bizdeki gibi.huzur ülkeleri anlattıklarım .birde örnek alınacak şeylerin batıdamı dogudamı yoksa Arabistan'da mı olduguna karar verebilsek herşey dahada kolay olacak.yıllar önce rahmetli Atatürk'e arkadaşları mübaşir medeniyet adreslerini vermişlerdi.yönler değişti ve değişimde devam edecek gibi görülüyor.maalesey.resepsiyondan anahtarlarımızı aldık mis gibi sade döşenmiş hijyenik olalarımıza yerleştik.ilk işim oda beceremedin resimler çekmek oldu. Paylaşıyorum sizle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder