Kayserili hacı baba hastalanır yaşlıdır yatakta yatması gerekir .ishali bulantısı kusması dermansızlık ve iştahsızlığı vardır. inler vaziyette yatarken hanım nerdesin ? diye seslenir. hanımı burdayım buyur bey der.
oğlum Mehmet sen nerdesin diye sorar Mehmet buyur baba emret burdayım diye cevap verir .
tatlı yavrum hatçe sen nerdesin diye sorar kızıda buyur baba burdayım diye seslenince hacı baba sinirlerin allah hepinizin belasını versin .hep burdasınızda dükkanı kim açacak diye köpürür...
işte Kayserili budur çok hastada olsa o dükkanının başında işinin başındadır .eskilerde sabah namazı dükkanını açan dünkan komşuları ile muhabbet eden kişiler çok azaldı .bilişim çağında dükkan sahipleride işe geç gelmeye başladılar. komşular arasında çok samimi müthiş dostluklar vardı onlar bağından bahçesinden topladıgı içlerine sinmeyecek ne bulurlarsa elma armut kuru üzüm komşularına sunarlar karşılıklı olarak ürünlerini becayiş ederlerdi . zaman zaman ögle yemekleri güveç vs bilhassa yaz günleri fırında pişer hep beraberce neşe içinde şakalaşarak ta yenirdi. dükkan komşuları arasında maddi dayanışma bu münasebetlerde ayrı müstesna bir yer tutardı...komşular çoğu kere birbirlerinin kankasıydı bugünkü ifadeyle. bilmem günümüz alış veriş merkezlerinde bu ambiyansı yakalamak mümkün olurmu.???
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder