Seksenli yılların ortasında
ford granada 1700 ile club albaya gitmiştik Antalya beldibinde
özalla beraber turistik tesisler
yapılmaya başlanmış Akdeniz kıyılarında
5 yıldızlı tatil köyleri pıtırık gibi çogalmaya başlamıştı club alba geniş bir
alana kurulmuştu her şey yeni pırıl pırıldı biz o yıllara kadar sadece alanyada
panorama ve internatıonal motel kalitesini bilirdik . burada her şey farklı idi
yeni mis gibi ve çok zengin idi yiyecek içecek sınırsız güzellikteydi . otel tatili bittiginde kemer kumluca
Fethiye kaş bodruma kadar gidelim
dedik yanımızada andreas isimli bir almanı alarak neşeli bir şekilde cennet misali
sahilden keyiflice seyrediyoruz batıya dogru. Yollar dar ve tek şerit aniden
sag tarafta bulunan bir tarladan kuyrugu tüten yanan bir dana yola önümüze
dogru can havli ile koşuyor. Ne
yapacagımı şaşırdım o sürat ile danaya bindirmek hepimizin ölüm demek
gaza yüklendim yine allah korudu danayı sıyırtarak yolumuza devam ettik
hepimiz kagıt gibi olmuştuk.bet beniz kül hepimizde Hayat devam ediyordu burası
Türkiye idi anız yakan bir köylü kurdugu pusu ile canımıza malolacaktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder