31 Ekim 2013 Perşembe

günümüzde putin

şu anda dünyanın en güçlü kişisi putin deniyor.1990 demirperdenin yıkılışı öncesinde komünist rusyada  dünyayı titreten güçlü liderler vardı . lenin  bilhassa soguk savaşın yıldız savaşlarının tırmandığı  60 lı 70 li yıllarda kruşef  bunlardan bazıları.USA ve rusya  uzay yarışındalardı  bir liderin  harp başlatması atom savaşı demekti .buda dünyanın sonu demekti . bu iki süper gücün  rekabetinden nemalanan  çok ülke vardı .  bunlardan  türkiye rusyanın burnunun dibinde amerikanın  sıkı müttefiki daha doğrusu piyonu idi .  suriye ve mısır da rusyanın   sıcak denizlerdeki  rusyanın müttefikleri idi . tarih boyu rusya  türkiye de batılı güç istemedi .   kurtuluş savaşımızda para ve silah vererek batılı güçlerden türkiyeyi temizlenmesini istedi .  İsrail ile arabların kapışmalarında hep İsrail galip geldi amerikanın teknolojisini kullanabilen yetişmiş kadroları vardı .  rusyanın  ileri olmayan teknolojisi  ve bunları kullanan arapların kalifiye olmamaları hep  Yahudileri muzaffer kıldı . petrol için saddamın devrilmesi kimyasal kitle imha  silahları var gerekçesine  bağlanarak yapılmıştı bu gerekçe bir bahane idi aslında saddam sonrası ırak asla durulmadı .USA nın planı dogrultusunda bir kürt devletide kurulmuş oldu kuzey ırakta. esat suriyede  kürt isyanını bastırmak için her yola başvurdu arkasında rusya çin ve iran vardı .  kimyasal kitle imha silahlarını  imha etmek için batılılara  yeşil ışık tuttu. ve imha edildi .Usa harbe girmeyi göze alamadı  çünkü surıyenın dayıları güçlü idi . putin tüm kararlılığı ile esata destek verdi halbuki erdogan ne kadar istemişti esatın vurulmasını . putin  ülkesinde tabii zenginlikler hudutsuzdur  avrupanın tüm doğal gazı    büyük  petrol rezervleri  ormanları madenleri uçsuz bucaksız zenginlik sahibidir rusya .üstelik  .buna karşın USA nın  petrol nedeni ile çeşitli harplere girmesi, batılı müttefiklerinin hatta papanın cep telefonlarının kendini emniyete alma gerekçesi ile dinlenmeleri  ve içteki  cumhuriyetçi parti ve demokratlar arasındaki  ince denge ve uyumsuzluklar obamanın elini zayıflattı çünkü o ülkede demokrasi ve güçlü bir muhalefet vardı . bizde ve rusyada olmayan... bu ülkeler dikta rejimleri sayesinde güçlü liderlere sahipler...putinin gücüde işte buradan geliyor...obamanın  liste başından düşmeside bundan...

30 Ekim 2013 Çarşamba

WV

volkwagen =hsalkarabası  1930 lu yıllarda Adolf hitler tarafından fazla masraflı olmayan  motoru arkada olan arkadan çekişli  kaplumbağa ya benzeyen şekli ile  halkımızın tosbag dediği  mütevazi bir otomobildi . hacmina göre  tekerlek çapı büyüktü.özellikle kış günleri karlı yollada aracın arkası yola oturur  zincir vs gibi şeylerede ihtiyaç duyulmazdı . ilk araç ile tanışmam fakülteli yıllada arkadaşım  ali osman vasıtası ile oldu . onun  kahverengi rengi olan bir fosfosu vardı . ali osman mütahitti aslında ve doğu anadoluda  yapılar yapardı. tıbbiyede 16.yılı idi derslere devam edemezdi  bu yüzden prejtij için tıbbiyeye girmişti .mezunda asla olamadı... o yıllarda  kızlar doktor adaylarına bir başka bakar ve yaklaşırlardı.izdivaj amaçlı sıcak mı sıcak özverili yaklaşırlardı yani . ali osman istanbuldan basınca  kış yaz dinlemez taa van a kadar uzanırdı VW si ile . bende birkaç kez kullanmış ve kendine has motor sesini yol tutuşunu çok sevmiştim . ona kavuşmam ve sahip olmam için 1972 senesine kadar beklemem gerekti .  St.Ann Stiff te cerrahi asistanlığına yeni başlamıştım .VW bayiinde  beyaz 1200 motor temiz sanki sıfır kilometre imiş gibi bir  kaplumbağa satın almıştım . 2000  mark ödemiştim .  yenileri 6000 mark idi . gücüm buna yetmişti .henüz necmiye ve çağları almanya ya alamamıştım . onlar gelene kadar tüm alt yapıyı hazırlama gayreti içindeydim . Vw yi  lojman olarak kullandığım odanın hemen altına park eder gece de hayran hayran bakar kontrol ederdim .  acaba başına bir iş mi geldi çaldılarmı diyede vesveseye uğrardım .  buna  bir sene kadar bindim . para kazanıyordum ve almanyada araçlar çok ucuzdu.  o yıllarda arabalar türkiyede çok pahalı idi .ortalama bir araç en değerli bir kat fiyatına denk geliyordu.1973 de aldığım  mavi renkli 1302  WV yağmur yağınca arka paspaslara su aldı.sanki ördekler  yüzerdi arabadaki suda ... serviste hemen  eskiyi alıp  yenisini verdiler ve özür dilediler .bu kadar  kolaydı  bu ülkede bu işler. bundan sonraki  arabam Audi 100 idi rengi ördek başı yeşildi ve çok yag yakardı.Audiden sonraki aracım kırmızı  renkli tek  kapılı Fort 1700 idi.  necmiyenin yaptığı kaza sonrası karşı tarafın sigortası bu aracıda hemen yenisi ile değişmişti. necmiye ye arkadan bindiren alman   avcı kıyafetli  Mercedes şöförü  ADAC tan madalyalı  50 yıllık  kazasız araba kullanan  çok tecrübeli biri idi ve ironik olarak necmiye yi tebrik etmişti . beni pusuya düşürdünüz diye...  kısa bir dönemde Mercedes 230-6 ya bindim  kanarya sarısı tatlı bir rengi vardı. geç buldum ve çabuk kaybettim ...Ahh...Ahhh...

29 Ekim 2013 Salı

yanan kuyruk


Seksenli yılların ortasında   ford  granada 1700 ile   club albaya gitmiştik Antalya beldibinde özalla beraber   turistik tesisler yapılmaya başlanmış Akdeniz   kıyılarında 5 yıldızlı tatil köyleri pıtırık gibi çogalmaya başlamıştı club alba geniş bir alana kurulmuştu her şey yeni pırıl pırıldı biz o yıllara kadar sadece alanyada panorama ve internatıonal motel kalitesini bilirdik . burada her şey farklı idi yeni mis gibi ve çok zengin idi yiyecek içecek sınırsız güzellikteydi .   otel tatili bittiginde  kemer kumluca  Fethiye kaş bodruma kadar  gidelim dedik yanımızada andreas isimli bir almanı alarak neşeli bir şekilde cennet misali sahilden keyiflice seyrediyoruz batıya dogru. Yollar dar ve tek şerit aniden sag tarafta bulunan bir tarladan kuyrugu tüten yanan bir dana yola önümüze dogru can havli ile koşuyor.  Ne yapacagımı şaşırdım o sürat ile danaya bindirmek hepimizin  ölüm demek  gaza yüklendim yine allah korudu danayı sıyırtarak yolumuza devam ettik hepimiz kagıt gibi olmuştuk.bet beniz kül hepimizde Hayat devam ediyordu burası Türkiye idi anız yakan bir köylü kurdugu pusu ile canımıza malolacaktı.

şans ve şansızlık

yabancı dille egitim yapan liseler  özel okullar ülkemizde çok azdı.robert kolej,alman lisesi st Josef Fransız okıulu gibi okullar çok revanşta idi bu okullara  girmek isteyenler imtihana girerlerdi bu imtihanlarda ilk okul sonrası yapılır ve çok zor sorular sorarlardı . genelde türkiyenin en iyi öğrencileri kazanır  yüzbinlerce öğrencide nal toplardı .  kızım ipek  alman lisesini anadoludan taşradan kazanan nadir taleblerden biri idi . okula kaydını yaptırmış bir hafta kadar gidip gelmişti  okul galatasaraya yakındı.ögrecilerin çoğu istanbulun elitlerinin çocukları idi .  ve tatlı kızım eğitimi okulu çok sevmişti . tam o yılda çağlar istanbul  fen lisesini kazanmıştı o da kaydını yaptırdı . ve o da çok başarılı bir çocuktu.  yatılı olarak bir hafta  okula gitti geldi ama okulu ortamı sevmemiş alışamamıştı . bir gün telefon açtı . kayseride  koleje devam etmek istediğini dile getirdi bende  düzenimi  kayseride oturtmuştum . işlerim yolunda idi doğrusu bana buradan ayrılma ve yeniden düzen kurma İstanbul da zor görünüyordu.gözümde işler büyüyordu.herne kadar kayakta tanıdığım prof.dr.ayan gülgönen,aydın aytaç gibi  türkiyeye damgasını vuran kariyer sahibi hekimler beraber çalışma tekliflerini  israrla dile getirselerde içim atmıyordu istanbula gitmeye.şimdi bu yaşımda geriye dönük muhasebe yaptığımda  bunun bir sınıf atlama 1. lige atlama teklifleri oldugunu başa konan şans kuşunu kovaladığım hükmüne kanatine varıyorum . tabii bu tekliflerde ayan beyin alman eşi brigitta nın da  etkisini göz ardı edemem.neyse biz gelelim en çarpıcı yanına  şans ve şanssızlığın.çocukları tekrar istanbuldan kayseriye getirdim . alman lisesi tarihin  ipeğin okuldan alınışı bir ilkmiş .okul idarecileri iyi düşünüp düşünmediğimizi  israrla sorup durdular ve kararımızı  yadırgadılar. imtihan sonu yedekte bekleyen çocuk hemen  kaydını yaptırmış . ailesi  defalarca telefon açarak minnet ve şükranlarını dile getirdiler.bu  bu çocuk için bir şans mı oldu ? onu bilemem .  o gencin bu günlerde nerede olduğuna  bu eğitimi almış olmakla başarılı ve mutlu mu olduğunu takip etmek lazım . allah herkesin gönlüne göre versin şansını açık eylesin...mutluluk ta aslında içimizde ama onu hep dışarda arar dururuz öyle değil mi ????

23 Ekim 2013 Çarşamba

uzak dogu seyahati

2001 senesinde rahmetli torunun stress dolu kaybı sonrası bien tour ile uzakdogu seyahatine çıkmıştık . rehberimiz alev hanım isimli yöreyi iyi bilen tecrübeli bir rehberdi  uçağımız da renkli kişiler vardı .bunlardan biride mahmutpaşada  çanta ticareti ile uğraşan  fethi bey di fethi bey 60 yaşlarında  büyük küçük herkeze agbey diye hitap eden sempatik fiziği de yerinde orta sıklet vital  hareketli biri idi  fizikman bana da bir çala benzerdi . uçağımız körfezde  mola verdi bir kaç saat.önce bankong sonra honkong turlandı çok ekzotik  hayvanlar  yiyecekler e coğrafyada zevkle turladık . Singapur uçağına bindik.fethi bey viskileri su gibi içmeye başladı  hiç ara vermiyor her seferinde fundip yapıyordu. singapura  uçak inerken konuşamıyor ayakta zor durabiliyordu. passport kontrolünde polisten rica ederek onun işlemlerini tamamladım . dr. olduğumu  onun uçakta  çok içtiğini otelde uyursa kendine geleceğini söyledim . anlayış gösterdi . kontrol sonrası dahada kötü oldu onu ancak 4 kişi yürütebiliyorduk . ertesi gün biraz mahcup ve mesafeli idi....benimde  20.10. 2013 PGS uçuşunda kayseriye gelirken yaşadıklarım  parelellik gösteriyor aslında .herkezin bir sebebi var.hey gidi fethi bey...hey...

10 Ekim 2013 Perşembe

burunda yabancı cisim

dün 3 yaşında bir çocuk gördüm poliklinikte . dengeli sakin bir çocuktu.anne babasının ifadesine göre burnuna metal vida sokmuş .  gösterdikleri vidanın aynısını burna soktuğunu ifade ettiler.poliklinikte yüzeyel anestezi ile almak istedim çocuk huysuzlaştı .zaten  suçluluk duygusu ile sakin olan çocuklar daha burna pamuk bile korken( anestezi amaçlı) el freni boşalmış arabalar gibi yörüngeden çıkar ağlamaya başlarlar. böyle  koopere olmayan çocuklarda ameliyathane şartlarında genel anestezi altında uygun aletlerle çıkartmak tavsiye edilen metoddur . bende öne egik bir pozisyon vererek yabancı cismide göremeden küretle arkasına sarkarak çıkartabildim .az da olsa
 aspiration  tehlikesinden dolayı bu tür vakaları entübe etmek riski ortadan kaldıracaktır.tavsiye ederim .

5 Ekim 2013 Cumartesi

lampedusa

Lampedusa tunus italya arasında  ıtalya ya ait ufak bir ada . kuzey afrikadan ve de genelde iç savaş olan ülkelerden canını kurtarmak isteyen ve batı  hayat standartlarından  yararlanmak isteyen dinamik insanların ufak kapasiteleri sınırlı botlarla fırtına ve patlayabilecek  denizlere aldırmadan ulaştıkları ada.son olayda yanan ve batan botta en az 250 kişi hayatını kaybetti . italyada bayraklar yarıya indirilerek yas ilan edildi . karaya ayak basan ve hayatta kalan şanslılar  sığınmacı olarak  muamele görür ve oturum hakkı alırlar .  ilerde de vatandaşlığa geçebilme  mümkün de olabilir.  bu insanar dan çokça tanıdım .bunlar atılımcı dinamik bir yapıya sahip olduklarndan   O ÜLKEDE DİKİŞ TUTTURUP BAŞARILI DA OLABİLİRLER  BİZİM YES SÜNGERDEKİ ŞOFÖRÜMÜZ HALİL ÇIG GİBİ AMA ÇOGU VATAN HASRETİ İLE YANAR TUTUŞURLAR .BUNLARIN FEDAKARLIGI NIN NEMASINI SONRAKİ GENERATİONLAR ALIR ÇOCUKLAR VE TORUNLAR GİBİ ONLAR YENİ ÜLKEDE DOGAR  BÜYÜR VE OKULLARDA EGİTİLİRLER.  O ÜLKENİN YAŞLANAN NUFUSUNA  BU İNSANLAR  CANLILIK GETIRIRLER . gelişmiş sanayi toplumları bu olaylara birazda bu açıdan hoşgörü ile toleranslı yaklaşırlar...