şu anda dünyanın en güçlü kişisi putin deniyor.1990 demirperdenin yıkılışı öncesinde komünist rusyada dünyayı titreten güçlü liderler vardı . lenin bilhassa soguk savaşın yıldız savaşlarının tırmandığı 60 lı 70 li yıllarda kruşef bunlardan bazıları.USA ve rusya uzay yarışındalardı bir liderin harp başlatması atom savaşı demekti .buda dünyanın sonu demekti . bu iki süper gücün rekabetinden nemalanan çok ülke vardı . bunlardan türkiye rusyanın burnunun dibinde amerikanın sıkı müttefiki daha doğrusu piyonu idi . suriye ve mısır da rusyanın sıcak denizlerdeki rusyanın müttefikleri idi . tarih boyu rusya türkiye de batılı güç istemedi . kurtuluş savaşımızda para ve silah vererek batılı güçlerden türkiyeyi temizlenmesini istedi . İsrail ile arabların kapışmalarında hep İsrail galip geldi amerikanın teknolojisini kullanabilen yetişmiş kadroları vardı . rusyanın ileri olmayan teknolojisi ve bunları kullanan arapların kalifiye olmamaları hep Yahudileri muzaffer kıldı . petrol için saddamın devrilmesi kimyasal kitle imha silahları var gerekçesine bağlanarak yapılmıştı bu gerekçe bir bahane idi aslında saddam sonrası ırak asla durulmadı .USA nın planı dogrultusunda bir kürt devletide kurulmuş oldu kuzey ırakta. esat suriyede kürt isyanını bastırmak için her yola başvurdu arkasında rusya çin ve iran vardı . kimyasal kitle imha silahlarını imha etmek için batılılara yeşil ışık tuttu. ve imha edildi .Usa harbe girmeyi göze alamadı çünkü surıyenın dayıları güçlü idi . putin tüm kararlılığı ile esata destek verdi halbuki erdogan ne kadar istemişti esatın vurulmasını . putin ülkesinde tabii zenginlikler hudutsuzdur avrupanın tüm doğal gazı büyük petrol rezervleri ormanları madenleri uçsuz bucaksız zenginlik sahibidir rusya .üstelik .buna karşın USA nın petrol nedeni ile çeşitli harplere girmesi, batılı müttefiklerinin hatta papanın cep telefonlarının kendini emniyete alma gerekçesi ile dinlenmeleri ve içteki cumhuriyetçi parti ve demokratlar arasındaki ince denge ve uyumsuzluklar obamanın elini zayıflattı çünkü o ülkede demokrasi ve güçlü bir muhalefet vardı . bizde ve rusyada olmayan... bu ülkeler dikta rejimleri sayesinde güçlü liderlere sahipler...putinin gücüde işte buradan geliyor...obamanın liste başından düşmeside bundan...
31 Ekim 2013 Perşembe
30 Ekim 2013 Çarşamba
WV
volkwagen =hsalkarabası 1930 lu yıllarda Adolf hitler tarafından fazla masraflı olmayan motoru arkada olan arkadan çekişli kaplumbağa ya benzeyen şekli ile halkımızın tosbag dediği mütevazi bir otomobildi . hacmina göre tekerlek çapı büyüktü.özellikle kış günleri karlı yollada aracın arkası yola oturur zincir vs gibi şeylerede ihtiyaç duyulmazdı . ilk araç ile tanışmam fakülteli yıllada arkadaşım ali osman vasıtası ile oldu . onun kahverengi rengi olan bir fosfosu vardı . ali osman mütahitti aslında ve doğu anadoluda yapılar yapardı. tıbbiyede 16.yılı idi derslere devam edemezdi bu yüzden prejtij için tıbbiyeye girmişti .mezunda asla olamadı... o yıllarda kızlar doktor adaylarına bir başka bakar ve yaklaşırlardı.izdivaj amaçlı sıcak mı sıcak özverili yaklaşırlardı yani . ali osman istanbuldan basınca kış yaz dinlemez taa van a kadar uzanırdı VW si ile . bende birkaç kez kullanmış ve kendine has motor sesini yol tutuşunu çok sevmiştim . ona kavuşmam ve sahip olmam için 1972 senesine kadar beklemem gerekti . St.Ann Stiff te cerrahi asistanlığına yeni başlamıştım .VW bayiinde beyaz 1200 motor temiz sanki sıfır kilometre imiş gibi bir kaplumbağa satın almıştım . 2000 mark ödemiştim . yenileri 6000 mark idi . gücüm buna yetmişti .henüz necmiye ve çağları almanya ya alamamıştım . onlar gelene kadar tüm alt yapıyı hazırlama gayreti içindeydim . Vw yi lojman olarak kullandığım odanın hemen altına park eder gece de hayran hayran bakar kontrol ederdim . acaba başına bir iş mi geldi çaldılarmı diyede vesveseye uğrardım . buna bir sene kadar bindim . para kazanıyordum ve almanyada araçlar çok ucuzdu. o yıllarda arabalar türkiyede çok pahalı idi .ortalama bir araç en değerli bir kat fiyatına denk geliyordu.1973 de aldığım mavi renkli 1302 WV yağmur yağınca arka paspaslara su aldı.sanki ördekler yüzerdi arabadaki suda ... serviste hemen eskiyi alıp yenisini verdiler ve özür dilediler .bu kadar kolaydı bu ülkede bu işler. bundan sonraki arabam Audi 100 idi rengi ördek başı yeşildi ve çok yag yakardı.Audiden sonraki aracım kırmızı renkli tek kapılı Fort 1700 idi. necmiyenin yaptığı kaza sonrası karşı tarafın sigortası bu aracıda hemen yenisi ile değişmişti. necmiye ye arkadan bindiren alman avcı kıyafetli Mercedes şöförü ADAC tan madalyalı 50 yıllık kazasız araba kullanan çok tecrübeli biri idi ve ironik olarak necmiye yi tebrik etmişti . beni pusuya düşürdünüz diye... kısa bir dönemde Mercedes 230-6 ya bindim kanarya sarısı tatlı bir rengi vardı. geç buldum ve çabuk kaybettim ...Ahh...Ahhh...
29 Ekim 2013 Salı
yanan kuyruk
Seksenli yılların ortasında
ford granada 1700 ile club albaya gitmiştik Antalya beldibinde
özalla beraber turistik tesisler
yapılmaya başlanmış Akdeniz kıyılarında
5 yıldızlı tatil köyleri pıtırık gibi çogalmaya başlamıştı club alba geniş bir
alana kurulmuştu her şey yeni pırıl pırıldı biz o yıllara kadar sadece alanyada
panorama ve internatıonal motel kalitesini bilirdik . burada her şey farklı idi
yeni mis gibi ve çok zengin idi yiyecek içecek sınırsız güzellikteydi . otel tatili bittiginde kemer kumluca
Fethiye kaş bodruma kadar gidelim
dedik yanımızada andreas isimli bir almanı alarak neşeli bir şekilde cennet misali
sahilden keyiflice seyrediyoruz batıya dogru. Yollar dar ve tek şerit aniden
sag tarafta bulunan bir tarladan kuyrugu tüten yanan bir dana yola önümüze
dogru can havli ile koşuyor. Ne
yapacagımı şaşırdım o sürat ile danaya bindirmek hepimizin ölüm demek
gaza yüklendim yine allah korudu danayı sıyırtarak yolumuza devam ettik
hepimiz kagıt gibi olmuştuk.bet beniz kül hepimizde Hayat devam ediyordu burası
Türkiye idi anız yakan bir köylü kurdugu pusu ile canımıza malolacaktı.
şans ve şansızlık
yabancı dille egitim yapan liseler özel okullar ülkemizde çok azdı.robert kolej,alman lisesi st Josef Fransız okıulu gibi okullar çok revanşta idi bu okullara girmek isteyenler imtihana girerlerdi bu imtihanlarda ilk okul sonrası yapılır ve çok zor sorular sorarlardı . genelde türkiyenin en iyi öğrencileri kazanır yüzbinlerce öğrencide nal toplardı . kızım ipek alman lisesini anadoludan taşradan kazanan nadir taleblerden biri idi . okula kaydını yaptırmış bir hafta kadar gidip gelmişti okul galatasaraya yakındı.ögrecilerin çoğu istanbulun elitlerinin çocukları idi . ve tatlı kızım eğitimi okulu çok sevmişti . tam o yılda çağlar istanbul fen lisesini kazanmıştı o da kaydını yaptırdı . ve o da çok başarılı bir çocuktu. yatılı olarak bir hafta okula gitti geldi ama okulu ortamı sevmemiş alışamamıştı . bir gün telefon açtı . kayseride koleje devam etmek istediğini dile getirdi bende düzenimi kayseride oturtmuştum . işlerim yolunda idi doğrusu bana buradan ayrılma ve yeniden düzen kurma İstanbul da zor görünüyordu.gözümde işler büyüyordu.herne kadar kayakta tanıdığım prof.dr.ayan gülgönen,aydın aytaç gibi türkiyeye damgasını vuran kariyer sahibi hekimler beraber çalışma tekliflerini israrla dile getirselerde içim atmıyordu istanbula gitmeye.şimdi bu yaşımda geriye dönük muhasebe yaptığımda bunun bir sınıf atlama 1. lige atlama teklifleri oldugunu başa konan şans kuşunu kovaladığım hükmüne kanatine varıyorum . tabii bu tekliflerde ayan beyin alman eşi brigitta nın da etkisini göz ardı edemem.neyse biz gelelim en çarpıcı yanına şans ve şanssızlığın.çocukları tekrar istanbuldan kayseriye getirdim . alman lisesi tarihin ipeğin okuldan alınışı bir ilkmiş .okul idarecileri iyi düşünüp düşünmediğimizi israrla sorup durdular ve kararımızı yadırgadılar. imtihan sonu yedekte bekleyen çocuk hemen kaydını yaptırmış . ailesi defalarca telefon açarak minnet ve şükranlarını dile getirdiler.bu bu çocuk için bir şans mı oldu ? onu bilemem . o gencin bu günlerde nerede olduğuna bu eğitimi almış olmakla başarılı ve mutlu mu olduğunu takip etmek lazım . allah herkesin gönlüne göre versin şansını açık eylesin...mutluluk ta aslında içimizde ama onu hep dışarda arar dururuz öyle değil mi ????
23 Ekim 2013 Çarşamba
uzak dogu seyahati
2001 senesinde rahmetli torunun stress dolu kaybı sonrası bien tour ile uzakdogu seyahatine çıkmıştık . rehberimiz alev hanım isimli yöreyi iyi bilen tecrübeli bir rehberdi uçağımız da renkli kişiler vardı .bunlardan biride mahmutpaşada çanta ticareti ile uğraşan fethi bey di fethi bey 60 yaşlarında büyük küçük herkeze agbey diye hitap eden sempatik fiziği de yerinde orta sıklet vital hareketli biri idi fizikman bana da bir çala benzerdi . uçağımız körfezde mola verdi bir kaç saat.önce bankong sonra honkong turlandı çok ekzotik hayvanlar yiyecekler e coğrafyada zevkle turladık . Singapur uçağına bindik.fethi bey viskileri su gibi içmeye başladı hiç ara vermiyor her seferinde fundip yapıyordu. singapura uçak inerken konuşamıyor ayakta zor durabiliyordu. passport kontrolünde polisten rica ederek onun işlemlerini tamamladım . dr. olduğumu onun uçakta çok içtiğini otelde uyursa kendine geleceğini söyledim . anlayış gösterdi . kontrol sonrası dahada kötü oldu onu ancak 4 kişi yürütebiliyorduk . ertesi gün biraz mahcup ve mesafeli idi....benimde 20.10. 2013 PGS uçuşunda kayseriye gelirken yaşadıklarım parelellik gösteriyor aslında .herkezin bir sebebi var.hey gidi fethi bey...hey...
10 Ekim 2013 Perşembe
burunda yabancı cisim
dün 3 yaşında bir çocuk gördüm poliklinikte . dengeli sakin bir çocuktu.anne babasının ifadesine göre burnuna metal vida sokmuş . gösterdikleri vidanın aynısını burna soktuğunu ifade ettiler.poliklinikte yüzeyel anestezi ile almak istedim çocuk huysuzlaştı .zaten suçluluk duygusu ile sakin olan çocuklar daha burna pamuk bile korken( anestezi amaçlı) el freni boşalmış arabalar gibi yörüngeden çıkar ağlamaya başlarlar. böyle koopere olmayan çocuklarda ameliyathane şartlarında genel anestezi altında uygun aletlerle çıkartmak tavsiye edilen metoddur . bende öne egik bir pozisyon vererek yabancı cismide göremeden küretle arkasına sarkarak çıkartabildim .az da olsa
aspiration tehlikesinden dolayı bu tür vakaları entübe etmek riski ortadan kaldıracaktır.tavsiye ederim .
aspiration tehlikesinden dolayı bu tür vakaları entübe etmek riski ortadan kaldıracaktır.tavsiye ederim .
5 Ekim 2013 Cumartesi
lampedusa
Lampedusa tunus italya arasında ıtalya ya ait ufak bir ada . kuzey afrikadan ve de genelde iç savaş olan ülkelerden canını kurtarmak isteyen ve batı hayat standartlarından yararlanmak isteyen dinamik insanların ufak kapasiteleri sınırlı botlarla fırtına ve patlayabilecek denizlere aldırmadan ulaştıkları ada.son olayda yanan ve batan botta en az 250 kişi hayatını kaybetti . italyada bayraklar yarıya indirilerek yas ilan edildi . karaya ayak basan ve hayatta kalan şanslılar sığınmacı olarak muamele görür ve oturum hakkı alırlar . ilerde de vatandaşlığa geçebilme mümkün de olabilir. bu insanar dan çokça tanıdım .bunlar atılımcı dinamik bir yapıya sahip olduklarndan O ÜLKEDE DİKİŞ TUTTURUP BAŞARILI DA OLABİLİRLER BİZİM YES SÜNGERDEKİ ŞOFÖRÜMÜZ HALİL ÇIG GİBİ AMA ÇOGU VATAN HASRETİ İLE YANAR TUTUŞURLAR .BUNLARIN FEDAKARLIGI NIN NEMASINI SONRAKİ GENERATİONLAR ALIR ÇOCUKLAR VE TORUNLAR GİBİ ONLAR YENİ ÜLKEDE DOGAR BÜYÜR VE OKULLARDA EGİTİLİRLER. O ÜLKENİN YAŞLANAN NUFUSUNA BU İNSANLAR CANLILIK GETIRIRLER . gelişmiş sanayi toplumları bu olaylara birazda bu açıdan hoşgörü ile toleranslı yaklaşırlar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)