yıllar önce 40 gün kadar almanyada kalmıştım bir kapitalist ile . haftanın 5 günü deliler gibi koşturuyorduk. kullanılmış sanayi makinaları arıyorduk. istediklerimizi bulunca çok mutlu oluyor .olaylar istediğimiz gibi seyretmeyincede moralimiz bozuluyordu ister istemez. hafta sonları o yılların popüler arabası Mercedes 190 ile çeşitli şehirlere ve yakın ülkelere seyahat ederek çevreyi avrupayı ve halkların yaşam şeklini yakinen görebiliyor kültürümüzü artırıyorduk . birinde de baş şehir berline gitmiş AEG nin prokuristi dr. weberi ziyaret etmiştik . weber ile bir antalya seyahatinde bir hafta beraber aynı masada oturmuş sohbetler etmiştik . bana insanlara deneklere nasıl eziyet ve zülm edilir işkence edilir durmadan onlardan bahsetmişti nazi almanyasında evvala tıp tahsiline başlamış okul bitincede AEG de yetkili tepedeki tek adam olmuştu . harp yıllarının zahmetini çekmiş nazi politikalarındanda ister istemez etkilenmişti ona görede alman ırkı ari ırktı ve diğer milletlere fark atardı . işkence yöntemlerinden aklımda kalanlar;
çin yöntemi olan başı geriye doğru fikse edilmiş insanın alnına yukardan belli frekansta su damlatma yöntemidir . başlangıçta damla damla olarak algılanırken saatler sonra su damlaları çekiç balyoz etkisi gibi algılanırmış işkence görence...
bir başka eziyet işkence yöntemide kişi çırıl çıplak bir tuz havuzuna gömülürmüş.kişiye istediği tüm içecekler yiyecekler servis edilir beklenirmiş .idrar ve dışkılama olduktan sonra kişi bu tuz ortamında çok ama çok eziyet çekermiş sonrada bülbül olur öter herşeyi anlatıverirmiş .
weber bizi loş kasvetli ve varlıklı olduğu her taraftan belli bir antrede karşıladı.antrenin duvarları çeşitli bıçak kama süngü mizrak vs gibi harp silahları ile bezenmıştı. salona geçtiğimizde ortam daha da karardı ve kasvetlendi. duvarlar daha kasvetli bir hal aldı.hayvan postları hayvan başları geyik boynozları çırit atıyordu her yanda ve tavanda. weber bize bu endişeli ortamda garip garip te bakıyor işkence yöntemlerine bodoslama dalıyor anlattıkça da anlatıyordu . arkadaşımın dudaklarından dua ettiğini anladım başımıza burada bir iş geleceğinden endişelenmişti . WC ye gittiğimizde hemen buradan ne olur kaçalım diye boynu bükük hali ile benide tedirgin etmişti .kahveleri yarım bırakıp ikram edilen pastaya el sürmeden uçar gibi ayrıldık weber den ve tanrıya şükrettik...
daha evvelden hoş hafta sonları tatillerinin zevki damağında kalan arkadaşım kapitalist piknik tip sevimli hali ile çok sıkıldım weberden canımıza bile kastedebilirdi arabamız yeni bas gaza gel bu seferde USA ya gidelim demezmi .araba ile Atlantik okyanusunu geçeceğiz....gülümsedim gel bu seyahati bir başka haftaya planlayalım dedim hafiften ona gülümseyerek...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder