29 Ocak 2014 Çarşamba

faizler arttı

28.04.2014 gece yarısı toplanan para piyasa kurulu neredeyse  %4 civarında olan faizleri %12 civarına kadar yükseltti . tl kıymetlendi 2.400 e  kadar yükselen dolar   neredeyse 2.200 tl ye kadar düştü . merkez bankası enflasyon yükselmesin diye  piyasaya dolar sürecek ve faizleri hep yükseltecek yoksa türkiyeyi terk eden dolar durmadan iç piyasada değer kazanacak . başbakan erdogan faizleri %3.5 e kadar indirmişti  . faiz lobilerinin belini kırdım diyordu yapılan yatırımlar hep cepte kalan faiz tasarrufundan yapılıyor der dururdu . kırılgan ülkelerin kaderidir bu .eskilerin tabiri ile Amerika nezle olsa bizim gibi ülkeler zatürre olurlar hep. 30  martta mahalli seçimler var.1.5 sene sonrada genel seçimler.bakalım neler yaşayacağız.  ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek bu ara pek suskun biri  belliki kulağını çekmiş ağzını açmayacaksın talimatı vermiş hergün televizyonlarda olan adam dün seçime 15 gün kala bana suikast yapılacak temasını işledi . böyle bir duyumu varsa bile bunu savcılığa bildirme yerine evlatlarıma şifreleri verdim diyor.  suskunluk belkide yolsuzluklarından kaynaklanıyor . suikast temasını b. arınçta dillendirmişti geçen yıllarda...ama bir şey çıkmamıştı . mazlumları oynayan güruh bunlar...

28 Ocak 2014 Salı

para depremi

gelişmekte olan ve de çok üreten güçlü ülkeler var dünyada.çin kendi başına  bir üretim merkezi oldu  bir milyarı aşan nüfusu ilede ürettikçe üretiyor ihraç ediyor ve müthiş dolar reservi var keza Hindistan brezilya  ve rusyada öyle . geçen sonbaharda fed in aldığı kararlarla çok düşük usa faizlerei yükselmeye başladı devlet tahvilleri iyi gelir getirmeye başlayalı  milyarlarca dolar hindistandan usa ya döndü.hindistanda para ciddi değer kaybetti . bu kargaşada türkiyedeki siyasi ortamdaki istikrarsızlık eklenincede  tl dolara karşı en az %30 değer kaybetti .  bugün merkez bankası  ve para yönetimi toplanacak bazı kararlar alacak   bankanın elinde 100 milyar dolar reserve var. hergün kuru dengeli tutmak için merkez bankası dolar satıyor. ama değer kaybını önleyemiyor . dün sabah 3.390 na kadar fırlayan dolar akşam üzeri 2300 seviyelerine kadar geriledi bu gün dahada düştü . 2003 li yıllara kadar döviz bürolarının önü  çok kalabalık olurdu herkez dolar  değerlenmeden  dolar satın alma yarışındaydı akp iktidarın da 17.aralık 2013 e kadar kimse dolar alma peşinde koşmadı. körfez ülkelerinden gelen sıcak para  borsada  tatlı karlar etti .ve dolarlar ülkede kaldı batıda banka faizlerinin çok düşük olması ve petrol dolarları  faiz veren istikrarlı ülkelere aktı. bunlardan biride ülkemizdi keza özelleştirmedende  dolarlar girdi . siyasi istikrarsızlık ve batının para politikaları  ülkemiz insanını önceki yıllara itti .  enflatıon ve huzursuzluk dolar borcu olan herkezi intihar ve iflaslara sürükledi .  allah sonunu hayır eylesin .  dünde fenerbahce tarafları siyasi slogan attı diye gözaltına alındılar . halkından korkar oldu akp...

8 Ocak 2014 Çarşamba

sür amerikaya...

yıllar önce  40 gün kadar almanyada kalmıştım bir kapitalist ile . haftanın 5 günü deliler gibi  koşturuyorduk. kullanılmış sanayi makinaları arıyorduk. istediklerimizi bulunca çok mutlu oluyor .olaylar istediğimiz gibi seyretmeyincede  moralimiz  bozuluyordu ister istemez. hafta sonları o yılların popüler arabası Mercedes 190 ile  çeşitli  şehirlere ve yakın ülkelere seyahat ederek çevreyi avrupayı ve halkların yaşam şeklini yakinen görebiliyor kültürümüzü artırıyorduk . birinde de baş şehir berline gitmiş  AEG nin prokuristi dr. weberi ziyaret etmiştik . weber ile bir antalya seyahatinde bir hafta beraber aynı masada oturmuş sohbetler etmiştik . bana insanlara deneklere nasıl eziyet ve zülm edilir işkence edilir  durmadan  onlardan bahsetmişti nazi almanyasında evvala tıp tahsiline başlamış okul bitincede AEG de  yetkili tepedeki tek adam olmuştu .  harp yıllarının zahmetini çekmiş  nazi politikalarındanda ister istemez etkilenmişti ona görede alman ırkı ari ırktı ve diğer milletlere fark atardı .   işkence yöntemlerinden aklımda kalanlar;
çin yöntemi olan  başı geriye doğru fikse edilmiş insanın alnına yukardan belli frekansta su damlatma yöntemidir .  başlangıçta damla damla olarak algılanırken saatler sonra su damlaları çekiç  balyoz etkisi gibi algılanırmış işkence görence...
bir başka eziyet işkence yöntemide    kişi çırıl çıplak bir tuz havuzuna gömülürmüş.kişiye istediği tüm içecekler yiyecekler servis edilir beklenirmiş .idrar ve dışkılama  olduktan sonra kişi bu tuz ortamında çok ama çok eziyet çekermiş sonrada bülbül olur öter herşeyi anlatıverirmiş .
weber bizi  loş kasvetli ve varlıklı olduğu  her taraftan belli bir antrede karşıladı.antrenin duvarları çeşitli  bıçak kama süngü mizrak vs gibi harp silahları ile bezenmıştı. salona geçtiğimizde ortam daha da karardı ve kasvetlendi. duvarlar daha kasvetli bir hal aldı.hayvan postları hayvan başları geyik boynozları çırit atıyordu her yanda  ve tavanda. weber bize bu endişeli ortamda  garip garip te bakıyor işkence yöntemlerine bodoslama dalıyor anlattıkça da anlatıyordu . arkadaşımın dudaklarından dua ettiğini anladım başımıza burada bir iş geleceğinden endişelenmişti . WC ye gittiğimizde hemen buradan ne olur kaçalım diye  boynu bükük hali ile benide tedirgin etmişti .kahveleri yarım bırakıp  ikram edilen pastaya el sürmeden uçar gibi ayrıldık weber den ve tanrıya şükrettik...
daha evvelden hoş hafta sonları tatillerinin zevki damağında kalan arkadaşım kapitalist piknik tip sevimli hali ile çok sıkıldım weberden canımıza  bile kastedebilirdi arabamız yeni  bas gaza gel  bu seferde USA ya gidelim demezmi .araba ile Atlantik okyanusunu geçeceğiz....gülümsedim  gel bu seyahati bir başka haftaya planlayalım dedim hafiften ona  gülümseyerek...

2 Ocak 2014 Perşembe

traktör moturlu impala

seksenli yılların başında   şehirler arası otübüsle bursaya gitmiştik .kış şartlarında  kar kıyamet  buzlu  bozuk yolların riskli hali otübüsü tercih ettirmişti bize .en az 10 saat  seyahat ederek bursaya sabah erken bir saatte vardık. hava hatırlıyorum güneşli ılıman her taraf kar ile örtülmüş   bembeyazdı  atmosfer bizi  olumlu bir şekilde etkilemişti.özellikle uludaga doğru baktığımızda iyiki gelmişiz herşey harika demiştik .  otellere çıkmak üzere bir taxi sorduk gösterdikleri taxi kırmızı renkli  ugur böceği gibi. mis  gibi bir aletti . oda çok hoşumuza gitti . araca oturduk arka koltuklara kurulduk  şöför yerini aldı istikamet  oteller ...araba çalıştı aman yarabbi o ne gürültü o ne sallantı yola revan olduk  zangır zangır titreyen araba ile homurtularla epey bir gittik .  beklentimiz herşeyin normale döneceği yönünde idi .neyse  otelimizin önüne geldiğimizde kaptana sorma cesaretini gösterdim nedir bu gürültü nedir bu sarsıntı diye. adam agabey benzin çok pahalı  impalalarda çok yakıyor onun için  traktör motoru takdım dedi .  keşke bu ıtırafı binmeden yapsaydınız dediğimde   o zaman kimse binmez  gürültülü diye cevap verdi gülermisin aglarmısın...
o yıllarda türkiye de döviz dar yedek parça bulunmuyor ülke 70 sente muhtaç .aziz nesin  sık sık bozulan arıza yapan bir resmi ambulanstan söz eder kitabında .araç tamirciye götürüldüğünde  usta  kaputu açar  içerisinde  elektirikli süpürge  parçalarından  traş mkina parçalarına kadar  bir kolleksiyonla karşılaşır .  hatta jet uçak motoru konan bir aracın çalışınca aniden havalanıp uçtuğunu durdurmada frenin ise hiç işe yaramadığından söz eder...
o yılların taxi şöförleride alemdir  özellikle yağmurlu havalarda kral kesilirler.gözlerinin tutmadığı kişileri araca almazlar hatta binenleri bile indirdikleri olurdu.yarı yolda.
en kolay ulaşım şekli bayıldı numarası yaparak trafik polisinin  yardımı ile bir taxi ile ulaşımdı eger niyetiniz bir hastaneye gitmekse...taxiyi durdurur ve sizi  içine atardı.trafik polisi.
 yukarda bahsettigim uçak jet motorlu ambulans bir direğe çarparak ancak durabilmişti .  kazada agır yaralanan  hasta ayılıp kendine geldiğinde  aracın ortasında duran  beton elektrik direğini görmüş bu direk bindiğimde yoktu nasıl şimdi var diye şoföre sormuştu ama cevap alamamıştı kimseden zira tüm ambulans ekibi  hayata gözlerini yummuşlar rahmeli olmuşlardı ...