ocak 1969 da asker olmuştum . Chevy arabamla izmire gitmiş yedeksubay acemi birliğine hatay-izmirde teslim olmuştum . 4 aylık eğitimden sonra kura çekiminde ankara etimesut muhabere taburunun yedek subay hekimi olmuştum . burada sempatık iki odalı bir de revirimiz vardı bende revirde kalıyordum. her hafta sonu cumadan kayseriye otübüs ile gelir pazar akşamlarıda dönerdim . yeni evli sayılırdım . necmiye sultanhamamı sokakta babam ve receple beraber kalırdı babam henüz 2. evliliğini yapmamıştı . tüm olumsuzluklara rağmen zevkli bir süreçti bu dönem diyebilirim . hava ikmal merkezinin paşasının girişimi ile tayinim kayseri doğu menzil komutanlığına yapılmış bende çok rahat etmiştim . evimizde yatıp kalkıyordum . hatta birde pratisyen muayenehanesi açmıştım .mustafa gündogdunun yazıhanesi üstündeki evine . orda bir oda depoları olarak kullanılıyordu.diger kısımları için ayda 250 tl kira ödüyordum . aylık maaşımda 800 tl idi . o yıllarda muayehanelerde odacı kapıcı konumunda yarıda doktoru koruyan simsarvari adamlar çalışırdı benimkide Zeynep hanımın kocası hayrettin aga idi . köylülerle çok iyi diyalog kurar garajdan adamları simsar vari yakalar getirirdi . çogu kere kapımı açar yahu doktoru bir gör muayene olmazsan olma be birader gibi cümlelerle haşırdar dururdu .
bir keresinde yine bir köylü kızı getirmişti kız hommucu gibi örtünmüş tesettürlü dediğimiz cinsten salıp sarmalanmış iki büklüm çekingen biri idi yahyalının bir köyündendi o yöre her taraftan daha da muhafazakardı . ve kızcağız çok sessizdi o yıllarda gelinler kayınpederlerinin olduğu ortamlarda hiç konuşamazlardı.ancak fısıltı şeklinde veya işaretlerle diyalog kurulurdu . çok ızdırabı olduğu yüzünden okunuyordu karnı ağrıyordu elleri karnında idi kıvranıyordu . yatsında muayene edeyim dedim yatırdılar .bacaklarını bile uzatamıyordu ateşli ve kusmaları vardı bizim akut batın dediğimiz tablo adeta bağırıyordu . dikkatimi göbeğinden başlayarak pubise alt tarafa doğru inen sabit kalemle yazılan arapca yazı çekti . kayınvalidesi bir hocaya götürmüş hoca efendi herkezi dışarı çıkararak gelini yatırmış göbeğinden yalayarak aşağılara kadar inmiş ve sabit kalemle arapça duaları yazmıştı .başkasının orada bulunması melekleri ortamdan uzaklaştırır demiş hoca.bu arada seksüel taciz yapılmış mıydı geline sorduğumda cevap vermediği gibi utanıyor başını obür tarafa çevirerek yüzünün de kızardığını saklamak ister gibi çaba içine giriyordu hemen hastayı ömür kliniğinde ameliyata aldırmıştım .perfore apandisi vardı . hocanın nefesi ve yalayarak yazdığı dua kızı neredeyse öldürecekti ... o yıllarda hasta hoca doktor ilişkileri işte bu mihvalde idi .