Doksanlı yılların başında yes süngerde sünger üretimine başladık.deneme üretimleri norveçli uzmanın nezaretinde başarı ile yapıldı .mutluyuz. bir bayram öncesi varillerle kayseriye isosiyanat= tidyal getirtecegiz .arefe günlerinde kamyon bulmak zor. aramalar sonu nakliyeci klüstür bir kamyon bulur yük degerlidir yüzbinlerce dolar degerinde kırmızı varillerdedir hammadde ve varillerin üzerinde zehirli oldugunu gösteren kemik kafa amblemleri vardır ..ilk fiyasko bogaziçi köprüsünde verilir kimyasal maddenin köprüden geçişi izne tabidir kamyona ilgililer el kor çünkü geçiş izni yoktur.. tesadüf ya bu bölge 17. bölge alanındadır . müdürü ile eriyeste kayak yapmıştık rica ettim aracın geçişine izin verdiler .hatırın yaptıramayacagı iş yoktur bu ülkede bazen bir selam bile yeter. yandan çarklı taka eski kamyon kızılcahamam ankara kırşehir üzeri kayseriye gelecek.dört gözle hepimiz kamyonu bekliyoruz bu ilk kamyon dolusu hammaddemizdir . gecikerek te olsa hammadde organize de fabrika girişine geldiginde etrafı bir koku sarar genizleri yakan bir koku. aynı anda kamyondan bir sıvınında yerleri ıslattıgı görülür .şoföre neden geç kaldıgı sorulunca kızılcahamamda karga sekmez bayırında frenin patladıgı varillerin yamaçtan vadiye dogru yuvarlandıklarını orada mahalli köylülere para vererek varilleri tekrar kamyona yüklettigini bu yüzden geciktigini anlatır . köylülerin bu yükleme sırasında hastalandıklarını öksürüp tıksırıp nefes darlıgı çektiklerini anlatır şöföre . yüklemenin sonunda köylülerin variller üzerindeki ölü kafa resimlerini görmeleri hepsinin kaçmalarına sebep olur . zehirli, madde ihtiva eden patlak çatlak varilleri yüklediklerini fark ederler anlarlar vaziyeti . fabrikada ali çetin turgay seyhan ve o anda kim varsa orda hammadde telef ziyan olmasın diye amatörce tüm çalışanlar bogaz yanmasına nefes darlıgı ve hapşurmalara aldırış etmeden mal dolu patlak çatlak varılleri içeri taşırlar . bu ilk gelen mal ile taması olan hassas bünyeli kişiler yıllarca bu toksikasyonun belkirtileri ile yaşadılar . hatta sünger üretiminde görevli bir işci zürriyetimden oldum bu zehirlenmelerle diye tazmınat davası açmıştı bizlere .keza oglum çaglar hypererjik hassas biri olarak bronşları ile çok çekmişti .ülkemizde sanayi sektörünün çok zor şartlarda faaliyet gösterdigi bir gerçektir. iş akışında devamlı problemler yaşanır çok aksaklıklar olur . kazalar yaşanır çogu çalışanın kalifiye olmaması kontrol mekanizmalarının işlememesi ile de ilgilidir bu durumlar..
.
22 Temmuz 2014 Salı
21 Temmuz 2014 Pazartesi
filistin ve israil devletleri .
filistin denen topraklarda milattan yüzlerce yıl önce araplar ve yahudiler beraberce yaşamışlar.avrupada reform ve rönasans batının gelişip kalkınmasına ön ayak olmuştur . keza yeni keşfedilen kıtalar topraklar ve sonrasında gelen sanayileşme ile akıllı vede birbirlerine çok baglı dayanışma içinde olan yahudiler verimli toprakları olan zengin ülkelere göç ederler. amerika kanada ispanya almanya rusya polanya gibi .osmanlı imparatorlugunun zayıflaması eski kudretinin kalmaması ve ortadoguda petrolün de bulunması ile ingiliz mandası altına girer filistin .ingilizlerin teşviki ile araplar isyan ederler osmanlıya casus lawrence in organizasyonu ile arap devletleri bagımsızlıklarına kavuşurlar suudi arabistan ırak suriye gibi .2. dünya harbi sonrası ülkelerin hudutları yeniden çizilirkende inglizler madagaskar mı filistin mi ikileminde ibre bagımsız bir israilin filistinde kurulmasına dogru kayar. bu süreç öncesinde zegin yahudiler çokca topraklarını arabların satın alırlar . bu aynı zamanda başlarınada ömrü billah belayı satın almaktır
18 Temmuz 2014 Cuma
malezya uçakları
Mart 2014 de kuala lumpur dan kalkan MH 370 numaralı uçuşla pekine giden uçaktan hala bir haber yok .kalktıktan 1 saat sonra kule ile irtibatı kesilmiş pilotun uçagı kaçırdıgından uzaylıların bu işi yapmış olabilecegi ihtimaline kadar sayısız varsayım var . 239 kişiye mezar oldu bu uçuş . yolcuların çogunlugu çinlidi . çin yolculardan hiç birinin şüpheli potansiyel terrörist olmadıgını yayınladı.uçaktaki insanların ne hülyaları ne beklentileri vardı kimbilir aniden yok olmadır bu hiç yaşanmamış gibi ...
17.07.2014 günü amsterdamdan yolcularını alan yine malezya havayollarına ait uçak ukranyanın dogu bölgesinde uçak savar füze saldırısı ile düşer 289 kişi hayatını kaybeder . füze yi kimin attıgı konusunda spekülasyonlar var . ayrılıkçılar rusya yanlıları yoksa ukranya silahlı kuvvetlerimi bunu yaptı bilinmiyor henüz. neticede yine suçsuz hiç bir günahı olmayan insanlar öldürüldü .ne hülyaları ne planları vardı kimbilir. yocuların çogunlugu hollandalılar.o ülkede bayraklar yarıya indi . bu beklenmedik olay sonu bir sürü hava yolu THY da dahil rotasını rus hava koridoruna aktardı . bu bölge uçuşlara kapatıldı . bu ve israelin kara taarruzuna gazzede başlaması dünya istikrarını bozdu millet dolar ve altına hucum etti
fi
yatlar tırmandı ...
17.07.2014 günü amsterdamdan yolcularını alan yine malezya havayollarına ait uçak ukranyanın dogu bölgesinde uçak savar füze saldırısı ile düşer 289 kişi hayatını kaybeder . füze yi kimin attıgı konusunda spekülasyonlar var . ayrılıkçılar rusya yanlıları yoksa ukranya silahlı kuvvetlerimi bunu yaptı bilinmiyor henüz. neticede yine suçsuz hiç bir günahı olmayan insanlar öldürüldü .ne hülyaları ne planları vardı kimbilir. yocuların çogunlugu hollandalılar.o ülkede bayraklar yarıya indi . bu beklenmedik olay sonu bir sürü hava yolu THY da dahil rotasını rus hava koridoruna aktardı . bu bölge uçuşlara kapatıldı . bu ve israelin kara taarruzuna gazzede başlaması dünya istikrarını bozdu millet dolar ve altına hucum etti
fi
yatlar tırmandı ...
17 Temmuz 2014 Perşembe
mesnevi terapiye devam
Sultan süleymana bir gün iki kadın getirilir ikiside gösterişli bir çocugun annesi oldugunu iddia ederler .mahkemeler çok ugraştıkları halde anlaşmazlıgı çözememişlerdir onun için kudretli kanuni sultan süleymna kadar gelmiştir konu o adildir mutlaka adil de karar verecektir. vezirine bhemen bir balta vermesini söyler hemen getirilir balta .kanuni ben bu balta ile çocugu iki parçaya ayıracagim kura ile bir yarısı sana diger yarısıda sana varilecek der demez gerçek ana kıymayın canına hünkarım ben vazgeçtim der ve baltayı sultanın elinden kapar. sultan süleyman gerçek ana sensin al yavrunu der ve çocugu ona verir.
osmanlı padişahlarından birine yabancı ülkelerin birinden nadide ve çok degerli bir inci hediye olarak gelmiştir.inci çok büyük çaplı alışılagelmişlerden oldukca büyüktür. sadrazamına sorar bu inci çok mu degerli sence kırsak ve içinde bir şey mi varki böyle büyük diye. sadrazam aman hünkarım bu çok nadide ve çok degerli böyle bir inci kırılır mı hiç diye cevap verir . bu soruyu vezirlere ve tüm aklı yetenlere de sorar herkez sadrazam gibi cevap verir . derken genç güzel bir kıza kıralım içinde ne var bilelim der . kız çekiçle inciyi kırar.herkez korkarak bu inci kırılır mı hiç diye genç kızın üstüne yürürler. genç kız hükümdar arzusunu dile getirdi bende istegini yerine getirdim hünkara karşı gelmek olurmu. emir demiri keser der padişah gülümser...
Nefsimle savaş en büyük savaştır. savaştaki şehitliktende rütbesi daha yüksektir.der bir filosof bence de zor bir mücadeledir nefisle olan harp.
günümüzde çok kişide marka merakı ve tutkusu hat safhadadır. tişörtse ve markası Lacost sa cep yakan bir bedel ödenir parayı ödeyen rahatlamıştır.gerine gerine dolaşır marka ambleminin hep görülmesini ister. aynı hatta daha kaliteli anonim yani markasız tişörtlerle hava atmazsınız . bedel ödenmez ise mal degersizleşir . vizite ödenmemişse hasta reçeteyi bile eczaneden satın almaz .
Bir gün eczanede eczacı kalfasına seslenir evladım içerde rafta 1 şişe var getir der .kalfa patrona 1 degil rafta 2 şişe var diye seslenir ve iddia eder . eczacı o zaman ikisinide getir deyince kalfa diger şişeyide alırken yere düşürür ve şişe kırılır . belliki çırak hayata şaşı bakmakta ve herşeyi çift görmektedir .göz doktoruna gönderilir .
Hayatta herşeyi mümkünse yazarak çizerek raptı zapt altına almak gerekir yoksa sözün havada kaldıgı gibi kuma yazılan yazı gibi herşey zamanla silinir ortadan kaybolur gider.
osmanlı padişahlarından birine yabancı ülkelerin birinden nadide ve çok degerli bir inci hediye olarak gelmiştir.inci çok büyük çaplı alışılagelmişlerden oldukca büyüktür. sadrazamına sorar bu inci çok mu degerli sence kırsak ve içinde bir şey mi varki böyle büyük diye. sadrazam aman hünkarım bu çok nadide ve çok degerli böyle bir inci kırılır mı hiç diye cevap verir . bu soruyu vezirlere ve tüm aklı yetenlere de sorar herkez sadrazam gibi cevap verir . derken genç güzel bir kıza kıralım içinde ne var bilelim der . kız çekiçle inciyi kırar.herkez korkarak bu inci kırılır mı hiç diye genç kızın üstüne yürürler. genç kız hükümdar arzusunu dile getirdi bende istegini yerine getirdim hünkara karşı gelmek olurmu. emir demiri keser der padişah gülümser...
Nefsimle savaş en büyük savaştır. savaştaki şehitliktende rütbesi daha yüksektir.der bir filosof bence de zor bir mücadeledir nefisle olan harp.
günümüzde çok kişide marka merakı ve tutkusu hat safhadadır. tişörtse ve markası Lacost sa cep yakan bir bedel ödenir parayı ödeyen rahatlamıştır.gerine gerine dolaşır marka ambleminin hep görülmesini ister. aynı hatta daha kaliteli anonim yani markasız tişörtlerle hava atmazsınız . bedel ödenmez ise mal degersizleşir . vizite ödenmemişse hasta reçeteyi bile eczaneden satın almaz .
Bir gün eczanede eczacı kalfasına seslenir evladım içerde rafta 1 şişe var getir der .kalfa patrona 1 degil rafta 2 şişe var diye seslenir ve iddia eder . eczacı o zaman ikisinide getir deyince kalfa diger şişeyide alırken yere düşürür ve şişe kırılır . belliki çırak hayata şaşı bakmakta ve herşeyi çift görmektedir .göz doktoruna gönderilir .
Hayatta herşeyi mümkünse yazarak çizerek raptı zapt altına almak gerekir yoksa sözün havada kaldıgı gibi kuma yazılan yazı gibi herşey zamanla silinir ortadan kaybolur gider.
10 Temmuz 2014 Perşembe
mesnevi terapi
mersinde hatmettigim mesnevi terapi'den dikkatimi çeken bir kaç konuyu satır başları ile özetleyecegim .çok bal yedigi için hasta olan bir çocugu doktora götürürler doktor hikayesini dinler ve 40 gün sonra gelmelerini salık verir . kırk gün sonra geldiklerinde bal yememesi luzumunu dile getirir . çocugun babası önce geldigimizde söyleseydinizya der neden kırk gün beklettiniz bizi.dr derki bende o geldiginizde tesadüfya bal yemiştim eger o gün tavsiyemi söyleseydim sizlere pek inandırıcı olamazdım.sigara içen doktorun hastaya sigara sana zarar veriyor içme demesi örneginde oldugu gibi .
delinin biri tımarhanede eli ayagı baglı ama neşeli bir davranış içindedir. sorarlar ona eli ayagın baglı ve çok zor şartlarda tımarhanedesin bu neşe nerden diye. deli cevap verir ama gönlüm baglı degil hür diye cevap verir ne dogru bir cevap degil mi ? işte tüm tutsaklarıda zor şartlara katlandıran gönüllerinin tutsak edilememesi.
kuzey italyada şiddetli yagan yagmurlar sonu sel baskınları bir şehri esir alır felaket büyüktür . herkez can derdine düşer.şehrin papazıda kilisenin damına çıkar ve haça sarılarak ne olur allahım ölmek istemiyorum beni kurtar diye valvarır.çok geçmeden itfaiye gelir papaz beni allahım kurtarır siz gidin der biraz sonra havada bir helikopter görünür halat sallar tutunun der papaza papaz beni, allahım kurtarır der ve yardımı reddeder su seviyesi aniden yükselince bizim papaz ruhu teslim eder.ahireti boylar orda allahım sana yalvardım beni neden duymadın sana çok güvenmiştim diye aglar . yukardan gelen ses hiç duymaz olurmuyum sana ilk etapta itfaiyeyi sonra da helikopteri gönderdim sen hiç birine itibar etmedin deyince papaz hıçkırıklarla bogulur gibi olur ve kafasını yumruklar durur.
ornitolog papaganları çok sever bir gün papagan panayırında gezerken kafeste 5 dil konuşur fiyat 10 bin dolar yazısını görür devam ederken ziyarete bir başka kafesteki papagan 3 lisan konuşur fiyat 6 bin dolar yazısı dikkatini çeker devamında bir başka kafeste bir dil konuşur bin dolar yazısını okur .hemen yanındaki kafesteki yazı dahada ilgisini çeker sadece fiyat bir milyon yazısı vardır lisandan ve sayıdan söz edilmez. sahibini çagırır ve sorar üstad bunun özeligi neki bir milyon fiyat biçmişiniz diye sorar .papaganın sahibi vallahi bende bilmiyorum azizim tüm diger papaganlar ona çok saygılı ve hörmetliler üstadım diye hitap ediyorlar onun için o fiyatı biçtim der.
mutluluk bilimi diye bir bilim dalı oluştu.günümüzde
hayatımızı kolaylaştıran tüm gelişmelere ragmen insan oglu mutlu degil.nedenleri araştırılıyor. bence insan atalarını örnek alarak sade bir hayat sürmeli başkalarının yüksek hayat standartlarına imrenip onları taklit etmemeli . sade dingin ve doymuş bir hayat sürmeli.
..
delinin biri tımarhanede eli ayagı baglı ama neşeli bir davranış içindedir. sorarlar ona eli ayagın baglı ve çok zor şartlarda tımarhanedesin bu neşe nerden diye. deli cevap verir ama gönlüm baglı degil hür diye cevap verir ne dogru bir cevap degil mi ? işte tüm tutsaklarıda zor şartlara katlandıran gönüllerinin tutsak edilememesi.
kuzey italyada şiddetli yagan yagmurlar sonu sel baskınları bir şehri esir alır felaket büyüktür . herkez can derdine düşer.şehrin papazıda kilisenin damına çıkar ve haça sarılarak ne olur allahım ölmek istemiyorum beni kurtar diye valvarır.çok geçmeden itfaiye gelir papaz beni allahım kurtarır siz gidin der biraz sonra havada bir helikopter görünür halat sallar tutunun der papaza papaz beni, allahım kurtarır der ve yardımı reddeder su seviyesi aniden yükselince bizim papaz ruhu teslim eder.ahireti boylar orda allahım sana yalvardım beni neden duymadın sana çok güvenmiştim diye aglar . yukardan gelen ses hiç duymaz olurmuyum sana ilk etapta itfaiyeyi sonra da helikopteri gönderdim sen hiç birine itibar etmedin deyince papaz hıçkırıklarla bogulur gibi olur ve kafasını yumruklar durur.
ornitolog papaganları çok sever bir gün papagan panayırında gezerken kafeste 5 dil konuşur fiyat 10 bin dolar yazısını görür devam ederken ziyarete bir başka kafesteki papagan 3 lisan konuşur fiyat 6 bin dolar yazısı dikkatini çeker devamında bir başka kafeste bir dil konuşur bin dolar yazısını okur .hemen yanındaki kafesteki yazı dahada ilgisini çeker sadece fiyat bir milyon yazısı vardır lisandan ve sayıdan söz edilmez. sahibini çagırır ve sorar üstad bunun özeligi neki bir milyon fiyat biçmişiniz diye sorar .papaganın sahibi vallahi bende bilmiyorum azizim tüm diger papaganlar ona çok saygılı ve hörmetliler üstadım diye hitap ediyorlar onun için o fiyatı biçtim der.
mutluluk bilimi diye bir bilim dalı oluştu.günümüzde
hayatımızı kolaylaştıran tüm gelişmelere ragmen insan oglu mutlu degil.nedenleri araştırılıyor. bence insan atalarını örnek alarak sade bir hayat sürmeli başkalarının yüksek hayat standartlarına imrenip onları taklit etmemeli . sade dingin ve doymuş bir hayat sürmeli.
..
9 Temmuz 2014 Çarşamba
avcılar aslan kurt ve tilki
ormanda bir gün aslan kurt ve tilki ava giderler şanslı günlerindedirler . hemen semizinden bir su aygırı avlarlar çok geçmeden bir semiz keçide avlanır. nihayetinde beyaz bir besili tavşanda ava düşer. vakit öglen olmuştur aslan yan gelip yatar kurta gel avımızı paylaştır der. kurt su aygırı size yakışır keçi benim tavşanda tilkinin olsun demesiyle aslan pençesini kurtun yanagına dogru patlatmasıyla kurt hemen ölür . tilki şok vaziyetinde iken aslan sen yap şu taksimatı der . tilki vakit öglen oldu ormanların kıralısınız su aygırını şimdi yersiniz yoruldunuz avda der. akşam oluncada keçi akşam yemegi olsun size yarın uyandıgınızda da besili tavşan size hazır kahvaltı olur der. aslan gülümseyerek nereden ögrendin bu adil taksimatı deyince iki adım ögteye çekilip kurt u işaret derek ondan der...
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Dr.mustafa mıhcıoglun ve mustafa hasoglu
Başlıkta bahsettigim merhum Mustafa mıhcıoglu ile eşimin kuzeni sempatik ve duygusal yapılı jentilmen Mustafa Hasoğlu arasında konu futbol olunca çok büyük bir benzerlik görürüm .yıllar öncef kayseri stadında bir kayserispor maçına gitmiştim .maçı olgun bir ortamda seyrediyoruz. Şanssız bir kafa gölü ile aniden yenik duruma Düştük işte bu anda dinamit fitillenmişcesine arkamda oturan kamil ve saygın meslektaşımız ve ağabeyimiz konumunda olan Dr .mustafa mıhcıoglu ayağa fırladı kaleciye beklere ve hatta kendinden geçerek hakeme olmadık hakaretler ve hatta küfürler yağdırmaya başladı .ben de dahil çevremizdeki tüm seyirciler maç izlemeyi bıraktık ağabeyimizi izliyorduk sakinleşmesi suskunlaşması kısa sürsede ayranının kabarması sık sık oluyor ve demokrasi uzun sürüyordu . Maç bizim için bir tiyatrosahnesine benzemişti.tek kişilik bu oyunda sahnede tüm kabiliyetleri ile m.m vardı seyrettigim en renkli tiyatrokomik oyundu bu sanki.geçenlerde aramızdan 94 yaşında ayrılan m.m. Herkezin saygısını kazanmış çok sevilen saygın bir klinisyendi normal hayatta sessiz sakin vede çok saygın bir hekimdi maç ta sergilediği kişilik fanatik bir taraftar oldugundandı.anı doyasıya yaşıyordu.allah rahmet eylesin .
Mustafa Hasoğlu'da bir başka fanatikti.locada oturur çevredeki herkez ile selamlaşır.asaletten gelen sakin yapısı duruşu ile maç başlaması ile tezat teşkil eden beklenmeyen çıkışları sanki aynı bedende iki farklı kişiliği yansıtırdı .birinde erciyes spor maçındayız hakeme direktifler yağdırıyor o orospu çocuğu oyuncuyu oyundan al yerine falanı koy diye direktifler vererek küfürler ediyordu neden dediklerini yapmadığı için teknik direktöre yükleniyordu. Hoca ve küfürlütaktiklerini ses soluk kesilene kadar haykırıyordu .sporcular onu hiç duymasalar bile hata yapanlara orijinal kalayları sıralıyordu tabii bu fanatikten hakemde nasibini bolca alıyordu.gözleri çakmak çakmak haykıran gentilmene maçtan çıkarken söylemlerini hatırlatmam üzerine binlerce özür diliyordu benden bu güzel ve terbiyeli genç fanatik taraftar.maçtaki hal ile saha dışındaki hal birbirine tam anlamı ile tezat teşkil ediyordu.kulakları çınlasın hisarcıktaki bu nezih komşumun...
Mustafa Hasoğlu'da bir başka fanatikti.locada oturur çevredeki herkez ile selamlaşır.asaletten gelen sakin yapısı duruşu ile maç başlaması ile tezat teşkil eden beklenmeyen çıkışları sanki aynı bedende iki farklı kişiliği yansıtırdı .birinde erciyes spor maçındayız hakeme direktifler yağdırıyor o orospu çocuğu oyuncuyu oyundan al yerine falanı koy diye direktifler vererek küfürler ediyordu neden dediklerini yapmadığı için teknik direktöre yükleniyordu. Hoca ve küfürlütaktiklerini ses soluk kesilene kadar haykırıyordu .sporcular onu hiç duymasalar bile hata yapanlara orijinal kalayları sıralıyordu tabii bu fanatikten hakemde nasibini bolca alıyordu.gözleri çakmak çakmak haykıran gentilmene maçtan çıkarken söylemlerini hatırlatmam üzerine binlerce özür diliyordu benden bu güzel ve terbiyeli genç fanatik taraftar.maçtaki hal ile saha dışındaki hal birbirine tam anlamı ile tezat teşkil ediyordu.kulakları çınlasın hisarcıktaki bu nezih komşumun...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)