kanuni sultan Süleyman 46 yıllk haşmetli bir devir sonun da her canlı gibi ölür parlak bir devirde böylece kapanır.defin merasimi başlar büyük imparatorun bir eli tabutun dışındadır bunu cenazeye katılan tüm halk görür . neden tabutun kefenin sultanın eli içine konmamıştır halk bir birlerine sorup durur . nihayetinde şeyhüslam ve sadrazam tüm soranlara tek tek cevab verirler.
hükümdar ölmeden evvel vesiyet etmiştir ki definde bir el mutlaka tabuttan dışarda olsun diye. böylece tüm sonra gelen nesiller bu cenazeyi gözlerindren ayırmasınlar tüm dünyaya bile hükmetmiş kos koca Osmanlının o müktedir hükümdarı sultan süleyman bile o bir dünyaya hiç bir şey götürememiş eli boş gitmiştir . ders almamak mümkün mü ???
6 Kasım 2014 Perşembe
16 Eylül 2014 Salı
hocanın sabit kalemi
ocak 1969 da asker olmuştum . Chevy arabamla izmire gitmiş yedeksubay acemi birliğine hatay-izmirde teslim olmuştum . 4 aylık eğitimden sonra kura çekiminde ankara etimesut muhabere taburunun yedek subay hekimi olmuştum . burada sempatık iki odalı bir de revirimiz vardı bende revirde kalıyordum. her hafta sonu cumadan kayseriye otübüs ile gelir pazar akşamlarıda dönerdim . yeni evli sayılırdım . necmiye sultanhamamı sokakta babam ve receple beraber kalırdı babam henüz 2. evliliğini yapmamıştı . tüm olumsuzluklara rağmen zevkli bir süreçti bu dönem diyebilirim . hava ikmal merkezinin paşasının girişimi ile tayinim kayseri doğu menzil komutanlığına yapılmış bende çok rahat etmiştim . evimizde yatıp kalkıyordum . hatta birde pratisyen muayenehanesi açmıştım .mustafa gündogdunun yazıhanesi üstündeki evine . orda bir oda depoları olarak kullanılıyordu.diger kısımları için ayda 250 tl kira ödüyordum . aylık maaşımda 800 tl idi . o yıllarda muayehanelerde odacı kapıcı konumunda yarıda doktoru koruyan simsarvari adamlar çalışırdı benimkide Zeynep hanımın kocası hayrettin aga idi . köylülerle çok iyi diyalog kurar garajdan adamları simsar vari yakalar getirirdi . çogu kere kapımı açar yahu doktoru bir gör muayene olmazsan olma be birader gibi cümlelerle haşırdar dururdu .
bir keresinde yine bir köylü kızı getirmişti kız hommucu gibi örtünmüş tesettürlü dediğimiz cinsten salıp sarmalanmış iki büklüm çekingen biri idi yahyalının bir köyündendi o yöre her taraftan daha da muhafazakardı . ve kızcağız çok sessizdi o yıllarda gelinler kayınpederlerinin olduğu ortamlarda hiç konuşamazlardı.ancak fısıltı şeklinde veya işaretlerle diyalog kurulurdu . çok ızdırabı olduğu yüzünden okunuyordu karnı ağrıyordu elleri karnında idi kıvranıyordu . yatsında muayene edeyim dedim yatırdılar .bacaklarını bile uzatamıyordu ateşli ve kusmaları vardı bizim akut batın dediğimiz tablo adeta bağırıyordu . dikkatimi göbeğinden başlayarak pubise alt tarafa doğru inen sabit kalemle yazılan arapca yazı çekti . kayınvalidesi bir hocaya götürmüş hoca efendi herkezi dışarı çıkararak gelini yatırmış göbeğinden yalayarak aşağılara kadar inmiş ve sabit kalemle arapça duaları yazmıştı .başkasının orada bulunması melekleri ortamdan uzaklaştırır demiş hoca.bu arada seksüel taciz yapılmış mıydı geline sorduğumda cevap vermediği gibi utanıyor başını obür tarafa çevirerek yüzünün de kızardığını saklamak ister gibi çaba içine giriyordu hemen hastayı ömür kliniğinde ameliyata aldırmıştım .perfore apandisi vardı . hocanın nefesi ve yalayarak yazdığı dua kızı neredeyse öldürecekti ... o yıllarda hasta hoca doktor ilişkileri işte bu mihvalde idi .
bir keresinde yine bir köylü kızı getirmişti kız hommucu gibi örtünmüş tesettürlü dediğimiz cinsten salıp sarmalanmış iki büklüm çekingen biri idi yahyalının bir köyündendi o yöre her taraftan daha da muhafazakardı . ve kızcağız çok sessizdi o yıllarda gelinler kayınpederlerinin olduğu ortamlarda hiç konuşamazlardı.ancak fısıltı şeklinde veya işaretlerle diyalog kurulurdu . çok ızdırabı olduğu yüzünden okunuyordu karnı ağrıyordu elleri karnında idi kıvranıyordu . yatsında muayene edeyim dedim yatırdılar .bacaklarını bile uzatamıyordu ateşli ve kusmaları vardı bizim akut batın dediğimiz tablo adeta bağırıyordu . dikkatimi göbeğinden başlayarak pubise alt tarafa doğru inen sabit kalemle yazılan arapca yazı çekti . kayınvalidesi bir hocaya götürmüş hoca efendi herkezi dışarı çıkararak gelini yatırmış göbeğinden yalayarak aşağılara kadar inmiş ve sabit kalemle arapça duaları yazmıştı .başkasının orada bulunması melekleri ortamdan uzaklaştırır demiş hoca.bu arada seksüel taciz yapılmış mıydı geline sorduğumda cevap vermediği gibi utanıyor başını obür tarafa çevirerek yüzünün de kızardığını saklamak ister gibi çaba içine giriyordu hemen hastayı ömür kliniğinde ameliyata aldırmıştım .perfore apandisi vardı . hocanın nefesi ve yalayarak yazdığı dua kızı neredeyse öldürecekti ... o yıllarda hasta hoca doktor ilişkileri işte bu mihvalde idi .
22 Temmuz 2014 Salı
karga sekmez de kaza
Doksanlı yılların başında yes süngerde sünger üretimine başladık.deneme üretimleri norveçli uzmanın nezaretinde başarı ile yapıldı .mutluyuz. bir bayram öncesi varillerle kayseriye isosiyanat= tidyal getirtecegiz .arefe günlerinde kamyon bulmak zor. aramalar sonu nakliyeci klüstür bir kamyon bulur yük degerlidir yüzbinlerce dolar degerinde kırmızı varillerdedir hammadde ve varillerin üzerinde zehirli oldugunu gösteren kemik kafa amblemleri vardır ..ilk fiyasko bogaziçi köprüsünde verilir kimyasal maddenin köprüden geçişi izne tabidir kamyona ilgililer el kor çünkü geçiş izni yoktur.. tesadüf ya bu bölge 17. bölge alanındadır . müdürü ile eriyeste kayak yapmıştık rica ettim aracın geçişine izin verdiler .hatırın yaptıramayacagı iş yoktur bu ülkede bazen bir selam bile yeter. yandan çarklı taka eski kamyon kızılcahamam ankara kırşehir üzeri kayseriye gelecek.dört gözle hepimiz kamyonu bekliyoruz bu ilk kamyon dolusu hammaddemizdir . gecikerek te olsa hammadde organize de fabrika girişine geldiginde etrafı bir koku sarar genizleri yakan bir koku. aynı anda kamyondan bir sıvınında yerleri ıslattıgı görülür .şoföre neden geç kaldıgı sorulunca kızılcahamamda karga sekmez bayırında frenin patladıgı varillerin yamaçtan vadiye dogru yuvarlandıklarını orada mahalli köylülere para vererek varilleri tekrar kamyona yüklettigini bu yüzden geciktigini anlatır . köylülerin bu yükleme sırasında hastalandıklarını öksürüp tıksırıp nefes darlıgı çektiklerini anlatır şöföre . yüklemenin sonunda köylülerin variller üzerindeki ölü kafa resimlerini görmeleri hepsinin kaçmalarına sebep olur . zehirli, madde ihtiva eden patlak çatlak varilleri yüklediklerini fark ederler anlarlar vaziyeti . fabrikada ali çetin turgay seyhan ve o anda kim varsa orda hammadde telef ziyan olmasın diye amatörce tüm çalışanlar bogaz yanmasına nefes darlıgı ve hapşurmalara aldırış etmeden mal dolu patlak çatlak varılleri içeri taşırlar . bu ilk gelen mal ile taması olan hassas bünyeli kişiler yıllarca bu toksikasyonun belkirtileri ile yaşadılar . hatta sünger üretiminde görevli bir işci zürriyetimden oldum bu zehirlenmelerle diye tazmınat davası açmıştı bizlere .keza oglum çaglar hypererjik hassas biri olarak bronşları ile çok çekmişti .ülkemizde sanayi sektörünün çok zor şartlarda faaliyet gösterdigi bir gerçektir. iş akışında devamlı problemler yaşanır çok aksaklıklar olur . kazalar yaşanır çogu çalışanın kalifiye olmaması kontrol mekanizmalarının işlememesi ile de ilgilidir bu durumlar..
.
.
21 Temmuz 2014 Pazartesi
filistin ve israil devletleri .
filistin denen topraklarda milattan yüzlerce yıl önce araplar ve yahudiler beraberce yaşamışlar.avrupada reform ve rönasans batının gelişip kalkınmasına ön ayak olmuştur . keza yeni keşfedilen kıtalar topraklar ve sonrasında gelen sanayileşme ile akıllı vede birbirlerine çok baglı dayanışma içinde olan yahudiler verimli toprakları olan zengin ülkelere göç ederler. amerika kanada ispanya almanya rusya polanya gibi .osmanlı imparatorlugunun zayıflaması eski kudretinin kalmaması ve ortadoguda petrolün de bulunması ile ingiliz mandası altına girer filistin .ingilizlerin teşviki ile araplar isyan ederler osmanlıya casus lawrence in organizasyonu ile arap devletleri bagımsızlıklarına kavuşurlar suudi arabistan ırak suriye gibi .2. dünya harbi sonrası ülkelerin hudutları yeniden çizilirkende inglizler madagaskar mı filistin mi ikileminde ibre bagımsız bir israilin filistinde kurulmasına dogru kayar. bu süreç öncesinde zegin yahudiler çokca topraklarını arabların satın alırlar . bu aynı zamanda başlarınada ömrü billah belayı satın almaktır
18 Temmuz 2014 Cuma
malezya uçakları
Mart 2014 de kuala lumpur dan kalkan MH 370 numaralı uçuşla pekine giden uçaktan hala bir haber yok .kalktıktan 1 saat sonra kule ile irtibatı kesilmiş pilotun uçagı kaçırdıgından uzaylıların bu işi yapmış olabilecegi ihtimaline kadar sayısız varsayım var . 239 kişiye mezar oldu bu uçuş . yolcuların çogunlugu çinlidi . çin yolculardan hiç birinin şüpheli potansiyel terrörist olmadıgını yayınladı.uçaktaki insanların ne hülyaları ne beklentileri vardı kimbilir aniden yok olmadır bu hiç yaşanmamış gibi ...
17.07.2014 günü amsterdamdan yolcularını alan yine malezya havayollarına ait uçak ukranyanın dogu bölgesinde uçak savar füze saldırısı ile düşer 289 kişi hayatını kaybeder . füze yi kimin attıgı konusunda spekülasyonlar var . ayrılıkçılar rusya yanlıları yoksa ukranya silahlı kuvvetlerimi bunu yaptı bilinmiyor henüz. neticede yine suçsuz hiç bir günahı olmayan insanlar öldürüldü .ne hülyaları ne planları vardı kimbilir. yocuların çogunlugu hollandalılar.o ülkede bayraklar yarıya indi . bu beklenmedik olay sonu bir sürü hava yolu THY da dahil rotasını rus hava koridoruna aktardı . bu bölge uçuşlara kapatıldı . bu ve israelin kara taarruzuna gazzede başlaması dünya istikrarını bozdu millet dolar ve altına hucum etti
fi
yatlar tırmandı ...
17.07.2014 günü amsterdamdan yolcularını alan yine malezya havayollarına ait uçak ukranyanın dogu bölgesinde uçak savar füze saldırısı ile düşer 289 kişi hayatını kaybeder . füze yi kimin attıgı konusunda spekülasyonlar var . ayrılıkçılar rusya yanlıları yoksa ukranya silahlı kuvvetlerimi bunu yaptı bilinmiyor henüz. neticede yine suçsuz hiç bir günahı olmayan insanlar öldürüldü .ne hülyaları ne planları vardı kimbilir. yocuların çogunlugu hollandalılar.o ülkede bayraklar yarıya indi . bu beklenmedik olay sonu bir sürü hava yolu THY da dahil rotasını rus hava koridoruna aktardı . bu bölge uçuşlara kapatıldı . bu ve israelin kara taarruzuna gazzede başlaması dünya istikrarını bozdu millet dolar ve altına hucum etti
fi
yatlar tırmandı ...
17 Temmuz 2014 Perşembe
mesnevi terapiye devam
Sultan süleymana bir gün iki kadın getirilir ikiside gösterişli bir çocugun annesi oldugunu iddia ederler .mahkemeler çok ugraştıkları halde anlaşmazlıgı çözememişlerdir onun için kudretli kanuni sultan süleymna kadar gelmiştir konu o adildir mutlaka adil de karar verecektir. vezirine bhemen bir balta vermesini söyler hemen getirilir balta .kanuni ben bu balta ile çocugu iki parçaya ayıracagim kura ile bir yarısı sana diger yarısıda sana varilecek der demez gerçek ana kıymayın canına hünkarım ben vazgeçtim der ve baltayı sultanın elinden kapar. sultan süleyman gerçek ana sensin al yavrunu der ve çocugu ona verir.
osmanlı padişahlarından birine yabancı ülkelerin birinden nadide ve çok degerli bir inci hediye olarak gelmiştir.inci çok büyük çaplı alışılagelmişlerden oldukca büyüktür. sadrazamına sorar bu inci çok mu degerli sence kırsak ve içinde bir şey mi varki böyle büyük diye. sadrazam aman hünkarım bu çok nadide ve çok degerli böyle bir inci kırılır mı hiç diye cevap verir . bu soruyu vezirlere ve tüm aklı yetenlere de sorar herkez sadrazam gibi cevap verir . derken genç güzel bir kıza kıralım içinde ne var bilelim der . kız çekiçle inciyi kırar.herkez korkarak bu inci kırılır mı hiç diye genç kızın üstüne yürürler. genç kız hükümdar arzusunu dile getirdi bende istegini yerine getirdim hünkara karşı gelmek olurmu. emir demiri keser der padişah gülümser...
Nefsimle savaş en büyük savaştır. savaştaki şehitliktende rütbesi daha yüksektir.der bir filosof bence de zor bir mücadeledir nefisle olan harp.
günümüzde çok kişide marka merakı ve tutkusu hat safhadadır. tişörtse ve markası Lacost sa cep yakan bir bedel ödenir parayı ödeyen rahatlamıştır.gerine gerine dolaşır marka ambleminin hep görülmesini ister. aynı hatta daha kaliteli anonim yani markasız tişörtlerle hava atmazsınız . bedel ödenmez ise mal degersizleşir . vizite ödenmemişse hasta reçeteyi bile eczaneden satın almaz .
Bir gün eczanede eczacı kalfasına seslenir evladım içerde rafta 1 şişe var getir der .kalfa patrona 1 degil rafta 2 şişe var diye seslenir ve iddia eder . eczacı o zaman ikisinide getir deyince kalfa diger şişeyide alırken yere düşürür ve şişe kırılır . belliki çırak hayata şaşı bakmakta ve herşeyi çift görmektedir .göz doktoruna gönderilir .
Hayatta herşeyi mümkünse yazarak çizerek raptı zapt altına almak gerekir yoksa sözün havada kaldıgı gibi kuma yazılan yazı gibi herşey zamanla silinir ortadan kaybolur gider.
osmanlı padişahlarından birine yabancı ülkelerin birinden nadide ve çok degerli bir inci hediye olarak gelmiştir.inci çok büyük çaplı alışılagelmişlerden oldukca büyüktür. sadrazamına sorar bu inci çok mu degerli sence kırsak ve içinde bir şey mi varki böyle büyük diye. sadrazam aman hünkarım bu çok nadide ve çok degerli böyle bir inci kırılır mı hiç diye cevap verir . bu soruyu vezirlere ve tüm aklı yetenlere de sorar herkez sadrazam gibi cevap verir . derken genç güzel bir kıza kıralım içinde ne var bilelim der . kız çekiçle inciyi kırar.herkez korkarak bu inci kırılır mı hiç diye genç kızın üstüne yürürler. genç kız hükümdar arzusunu dile getirdi bende istegini yerine getirdim hünkara karşı gelmek olurmu. emir demiri keser der padişah gülümser...
Nefsimle savaş en büyük savaştır. savaştaki şehitliktende rütbesi daha yüksektir.der bir filosof bence de zor bir mücadeledir nefisle olan harp.
günümüzde çok kişide marka merakı ve tutkusu hat safhadadır. tişörtse ve markası Lacost sa cep yakan bir bedel ödenir parayı ödeyen rahatlamıştır.gerine gerine dolaşır marka ambleminin hep görülmesini ister. aynı hatta daha kaliteli anonim yani markasız tişörtlerle hava atmazsınız . bedel ödenmez ise mal degersizleşir . vizite ödenmemişse hasta reçeteyi bile eczaneden satın almaz .
Bir gün eczanede eczacı kalfasına seslenir evladım içerde rafta 1 şişe var getir der .kalfa patrona 1 degil rafta 2 şişe var diye seslenir ve iddia eder . eczacı o zaman ikisinide getir deyince kalfa diger şişeyide alırken yere düşürür ve şişe kırılır . belliki çırak hayata şaşı bakmakta ve herşeyi çift görmektedir .göz doktoruna gönderilir .
Hayatta herşeyi mümkünse yazarak çizerek raptı zapt altına almak gerekir yoksa sözün havada kaldıgı gibi kuma yazılan yazı gibi herşey zamanla silinir ortadan kaybolur gider.
10 Temmuz 2014 Perşembe
mesnevi terapi
mersinde hatmettigim mesnevi terapi'den dikkatimi çeken bir kaç konuyu satır başları ile özetleyecegim .çok bal yedigi için hasta olan bir çocugu doktora götürürler doktor hikayesini dinler ve 40 gün sonra gelmelerini salık verir . kırk gün sonra geldiklerinde bal yememesi luzumunu dile getirir . çocugun babası önce geldigimizde söyleseydinizya der neden kırk gün beklettiniz bizi.dr derki bende o geldiginizde tesadüfya bal yemiştim eger o gün tavsiyemi söyleseydim sizlere pek inandırıcı olamazdım.sigara içen doktorun hastaya sigara sana zarar veriyor içme demesi örneginde oldugu gibi .
delinin biri tımarhanede eli ayagı baglı ama neşeli bir davranış içindedir. sorarlar ona eli ayagın baglı ve çok zor şartlarda tımarhanedesin bu neşe nerden diye. deli cevap verir ama gönlüm baglı degil hür diye cevap verir ne dogru bir cevap degil mi ? işte tüm tutsaklarıda zor şartlara katlandıran gönüllerinin tutsak edilememesi.
kuzey italyada şiddetli yagan yagmurlar sonu sel baskınları bir şehri esir alır felaket büyüktür . herkez can derdine düşer.şehrin papazıda kilisenin damına çıkar ve haça sarılarak ne olur allahım ölmek istemiyorum beni kurtar diye valvarır.çok geçmeden itfaiye gelir papaz beni allahım kurtarır siz gidin der biraz sonra havada bir helikopter görünür halat sallar tutunun der papaza papaz beni, allahım kurtarır der ve yardımı reddeder su seviyesi aniden yükselince bizim papaz ruhu teslim eder.ahireti boylar orda allahım sana yalvardım beni neden duymadın sana çok güvenmiştim diye aglar . yukardan gelen ses hiç duymaz olurmuyum sana ilk etapta itfaiyeyi sonra da helikopteri gönderdim sen hiç birine itibar etmedin deyince papaz hıçkırıklarla bogulur gibi olur ve kafasını yumruklar durur.
ornitolog papaganları çok sever bir gün papagan panayırında gezerken kafeste 5 dil konuşur fiyat 10 bin dolar yazısını görür devam ederken ziyarete bir başka kafesteki papagan 3 lisan konuşur fiyat 6 bin dolar yazısı dikkatini çeker devamında bir başka kafeste bir dil konuşur bin dolar yazısını okur .hemen yanındaki kafesteki yazı dahada ilgisini çeker sadece fiyat bir milyon yazısı vardır lisandan ve sayıdan söz edilmez. sahibini çagırır ve sorar üstad bunun özeligi neki bir milyon fiyat biçmişiniz diye sorar .papaganın sahibi vallahi bende bilmiyorum azizim tüm diger papaganlar ona çok saygılı ve hörmetliler üstadım diye hitap ediyorlar onun için o fiyatı biçtim der.
mutluluk bilimi diye bir bilim dalı oluştu.günümüzde
hayatımızı kolaylaştıran tüm gelişmelere ragmen insan oglu mutlu degil.nedenleri araştırılıyor. bence insan atalarını örnek alarak sade bir hayat sürmeli başkalarının yüksek hayat standartlarına imrenip onları taklit etmemeli . sade dingin ve doymuş bir hayat sürmeli.
..
delinin biri tımarhanede eli ayagı baglı ama neşeli bir davranış içindedir. sorarlar ona eli ayagın baglı ve çok zor şartlarda tımarhanedesin bu neşe nerden diye. deli cevap verir ama gönlüm baglı degil hür diye cevap verir ne dogru bir cevap degil mi ? işte tüm tutsaklarıda zor şartlara katlandıran gönüllerinin tutsak edilememesi.
kuzey italyada şiddetli yagan yagmurlar sonu sel baskınları bir şehri esir alır felaket büyüktür . herkez can derdine düşer.şehrin papazıda kilisenin damına çıkar ve haça sarılarak ne olur allahım ölmek istemiyorum beni kurtar diye valvarır.çok geçmeden itfaiye gelir papaz beni allahım kurtarır siz gidin der biraz sonra havada bir helikopter görünür halat sallar tutunun der papaza papaz beni, allahım kurtarır der ve yardımı reddeder su seviyesi aniden yükselince bizim papaz ruhu teslim eder.ahireti boylar orda allahım sana yalvardım beni neden duymadın sana çok güvenmiştim diye aglar . yukardan gelen ses hiç duymaz olurmuyum sana ilk etapta itfaiyeyi sonra da helikopteri gönderdim sen hiç birine itibar etmedin deyince papaz hıçkırıklarla bogulur gibi olur ve kafasını yumruklar durur.
ornitolog papaganları çok sever bir gün papagan panayırında gezerken kafeste 5 dil konuşur fiyat 10 bin dolar yazısını görür devam ederken ziyarete bir başka kafesteki papagan 3 lisan konuşur fiyat 6 bin dolar yazısı dikkatini çeker devamında bir başka kafeste bir dil konuşur bin dolar yazısını okur .hemen yanındaki kafesteki yazı dahada ilgisini çeker sadece fiyat bir milyon yazısı vardır lisandan ve sayıdan söz edilmez. sahibini çagırır ve sorar üstad bunun özeligi neki bir milyon fiyat biçmişiniz diye sorar .papaganın sahibi vallahi bende bilmiyorum azizim tüm diger papaganlar ona çok saygılı ve hörmetliler üstadım diye hitap ediyorlar onun için o fiyatı biçtim der.
mutluluk bilimi diye bir bilim dalı oluştu.günümüzde
hayatımızı kolaylaştıran tüm gelişmelere ragmen insan oglu mutlu degil.nedenleri araştırılıyor. bence insan atalarını örnek alarak sade bir hayat sürmeli başkalarının yüksek hayat standartlarına imrenip onları taklit etmemeli . sade dingin ve doymuş bir hayat sürmeli.
..
9 Temmuz 2014 Çarşamba
avcılar aslan kurt ve tilki
ormanda bir gün aslan kurt ve tilki ava giderler şanslı günlerindedirler . hemen semizinden bir su aygırı avlarlar çok geçmeden bir semiz keçide avlanır. nihayetinde beyaz bir besili tavşanda ava düşer. vakit öglen olmuştur aslan yan gelip yatar kurta gel avımızı paylaştır der. kurt su aygırı size yakışır keçi benim tavşanda tilkinin olsun demesiyle aslan pençesini kurtun yanagına dogru patlatmasıyla kurt hemen ölür . tilki şok vaziyetinde iken aslan sen yap şu taksimatı der . tilki vakit öglen oldu ormanların kıralısınız su aygırını şimdi yersiniz yoruldunuz avda der. akşam oluncada keçi akşam yemegi olsun size yarın uyandıgınızda da besili tavşan size hazır kahvaltı olur der. aslan gülümseyerek nereden ögrendin bu adil taksimatı deyince iki adım ögteye çekilip kurt u işaret derek ondan der...
2 Temmuz 2014 Çarşamba
Dr.mustafa mıhcıoglun ve mustafa hasoglu
Başlıkta bahsettigim merhum Mustafa mıhcıoglu ile eşimin kuzeni sempatik ve duygusal yapılı jentilmen Mustafa Hasoğlu arasında konu futbol olunca çok büyük bir benzerlik görürüm .yıllar öncef kayseri stadında bir kayserispor maçına gitmiştim .maçı olgun bir ortamda seyrediyoruz. Şanssız bir kafa gölü ile aniden yenik duruma Düştük işte bu anda dinamit fitillenmişcesine arkamda oturan kamil ve saygın meslektaşımız ve ağabeyimiz konumunda olan Dr .mustafa mıhcıoglu ayağa fırladı kaleciye beklere ve hatta kendinden geçerek hakeme olmadık hakaretler ve hatta küfürler yağdırmaya başladı .ben de dahil çevremizdeki tüm seyirciler maç izlemeyi bıraktık ağabeyimizi izliyorduk sakinleşmesi suskunlaşması kısa sürsede ayranının kabarması sık sık oluyor ve demokrasi uzun sürüyordu . Maç bizim için bir tiyatrosahnesine benzemişti.tek kişilik bu oyunda sahnede tüm kabiliyetleri ile m.m vardı seyrettigim en renkli tiyatrokomik oyundu bu sanki.geçenlerde aramızdan 94 yaşında ayrılan m.m. Herkezin saygısını kazanmış çok sevilen saygın bir klinisyendi normal hayatta sessiz sakin vede çok saygın bir hekimdi maç ta sergilediği kişilik fanatik bir taraftar oldugundandı.anı doyasıya yaşıyordu.allah rahmet eylesin .
Mustafa Hasoğlu'da bir başka fanatikti.locada oturur çevredeki herkez ile selamlaşır.asaletten gelen sakin yapısı duruşu ile maç başlaması ile tezat teşkil eden beklenmeyen çıkışları sanki aynı bedende iki farklı kişiliği yansıtırdı .birinde erciyes spor maçındayız hakeme direktifler yağdırıyor o orospu çocuğu oyuncuyu oyundan al yerine falanı koy diye direktifler vererek küfürler ediyordu neden dediklerini yapmadığı için teknik direktöre yükleniyordu. Hoca ve küfürlütaktiklerini ses soluk kesilene kadar haykırıyordu .sporcular onu hiç duymasalar bile hata yapanlara orijinal kalayları sıralıyordu tabii bu fanatikten hakemde nasibini bolca alıyordu.gözleri çakmak çakmak haykıran gentilmene maçtan çıkarken söylemlerini hatırlatmam üzerine binlerce özür diliyordu benden bu güzel ve terbiyeli genç fanatik taraftar.maçtaki hal ile saha dışındaki hal birbirine tam anlamı ile tezat teşkil ediyordu.kulakları çınlasın hisarcıktaki bu nezih komşumun...
Mustafa Hasoğlu'da bir başka fanatikti.locada oturur çevredeki herkez ile selamlaşır.asaletten gelen sakin yapısı duruşu ile maç başlaması ile tezat teşkil eden beklenmeyen çıkışları sanki aynı bedende iki farklı kişiliği yansıtırdı .birinde erciyes spor maçındayız hakeme direktifler yağdırıyor o orospu çocuğu oyuncuyu oyundan al yerine falanı koy diye direktifler vererek küfürler ediyordu neden dediklerini yapmadığı için teknik direktöre yükleniyordu. Hoca ve küfürlütaktiklerini ses soluk kesilene kadar haykırıyordu .sporcular onu hiç duymasalar bile hata yapanlara orijinal kalayları sıralıyordu tabii bu fanatikten hakemde nasibini bolca alıyordu.gözleri çakmak çakmak haykıran gentilmene maçtan çıkarken söylemlerini hatırlatmam üzerine binlerce özür diliyordu benden bu güzel ve terbiyeli genç fanatik taraftar.maçtaki hal ile saha dışındaki hal birbirine tam anlamı ile tezat teşkil ediyordu.kulakları çınlasın hisarcıktaki bu nezih komşumun...
25 Haziran 2014 Çarşamba
ırak ticareti
ırak petrol zengini bir ülke.ama yaşam hiç durulmuyor sakinleşmiyor ve halk ta asla petrol gelirinden payını alamıyor . tarihte dicle ve fıratın suları ile beslenen bu cografyada bir çok devlet kurulmuş bereketli mezopotamya ovası babililerin hamurabilerin yerleşim yerleri olmuş medeniyet ile insanlar tarih öncesi buralarda yaşamışlar nil vadisi nin mısırda oldugu gibi .keza güney amerikada peruda meksikada çinde bu tür medeniyetlere rastlarız . bu bereketli topraklarda insanlar harman olmuş bilhassa mezopotamyada islamın etkisi ile inanç farklılıkları oluşmuş aynı din oldugu halde sünni araplar şii araplar türkmenler kürtler iç içe geçmişler. her grup kendi inanç ve düşünce şeklinin ideal olduguna inanmış ve başkasına yaşam hakkı vermemiş . sünni olan saddam devrilince şii arablar iranında destegini alarak seçimleri kazandilar . sünni araplara yaşam alanını dar ettiler . sindirdiler onları . ve huzursuzluk başladı bu grupta. tükiyeninde destegi ile suriyede plazlanan cihatcılar sunni araplarında destegi ile süratle bagdata dogru yayılmaya başladılar . dagılan bagdat ordusunun bıraktıgı alanlara kürt otonom bölgesi oturdu . örnek petrol zengini erbil yöresi gibi . bu bölgelerde etnisite karışık türkmenler ve de diger boylar gruplar var kuzey bölgeleri gibi degil .ilerde kürt devletininde başı agrıyacak bu farklı gruplarla. keşke kuzey ırakta lokal kalabilselerdi .
türkiye yıllardır ırakla yogun ticari ilişki içindeddir ihracatımızın zaman zaman %40 ı ıraka yapıldı işıs ı destekledigi için ırak şimdi bedel ödetiyor ve ihracaat neredeyse durdu. türkiye bedel ödüyor diyor Newyork Times. güya erdogan hükümeti direnen güçlere verdigi destekle esadı devirecekti . arkasında çin ve rusyanın ve de i
ranın oldugunu unutarak...
türkiye yıllardır ırakla yogun ticari ilişki içindeddir ihracatımızın zaman zaman %40 ı ıraka yapıldı işıs ı destekledigi için ırak şimdi bedel ödetiyor ve ihracaat neredeyse durdu. türkiye bedel ödüyor diyor Newyork Times. güya erdogan hükümeti direnen güçlere verdigi destekle esadı devirecekti . arkasında çin ve rusyanın ve de i
ranın oldugunu unutarak...
19 Haziran 2014 Perşembe
İŞID müftüsü fetvası
İslami şam ırak devleti müftüsü malikinin askerleri polisleri eş ve kızları artık mensuplarımıza askerlere helaldir fetvası vermiş bu fetvayı onaylamayan bir sürü imamda canından olmuş . yakında tüm şii bayanlarda helaliniz fetvası gelirse sakın şaşmayın . tarihin her döneminde müftüler siyasi oteritenin arzusu yönünde fetvalar vermişlerdir aksi halde kelleler gider tabiki verirler o kritik dönemlerde can tatlıdır.
türkiyenin renkli simalarından ali şen eski fenerbahçe başkanı balkan göçmenidir . renkli bir kimligi vardır espiriler yapar. kapitalisttir . artık yüzü eskisi kadar gülmüyor torununu kaybetti bir kaza da daha dogrusu cinayette. ülkemizde motosikletler bisikletler 4 tekerli arazi spor ARAÇLARI HEP BÜYÜK KAZALARA UGRARLAR ..YOLLAR TAM BATI NORMLARINDA DİSİGN EDİLMEMİŞTİR. yol hakkı kimdedir özelliklede dar ve kıvrımlı yollar birer pusudur. işte böyle bir yolda sakaryada torunu ali şen in büyük bir kamyonun altında kalarak can verir ateş hep düştügü yeri yakar şen aileside dramdan nasibini alır burulur artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır . allah sabır versin ...amin .
türkiyenin renkli simalarından ali şen eski fenerbahçe başkanı balkan göçmenidir . renkli bir kimligi vardır espiriler yapar. kapitalisttir . artık yüzü eskisi kadar gülmüyor torununu kaybetti bir kaza da daha dogrusu cinayette. ülkemizde motosikletler bisikletler 4 tekerli arazi spor ARAÇLARI HEP BÜYÜK KAZALARA UGRARLAR ..YOLLAR TAM BATI NORMLARINDA DİSİGN EDİLMEMİŞTİR. yol hakkı kimdedir özelliklede dar ve kıvrımlı yollar birer pusudur. işte böyle bir yolda sakaryada torunu ali şen in büyük bir kamyonun altında kalarak can verir ateş hep düştügü yeri yakar şen aileside dramdan nasibini alır burulur artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır . allah sabır versin ...amin .
16 Haziran 2014 Pazartesi
dün istanbulda incinin amerikadan gelişini kutladık .incinin iki arkadaşı onu hava alanında pankart ile karşılamışlar. çoruh ta karşılayanlar arasında idi . biz ben selin ve kortan bahçe yi balonlar ve yılbaşı fırfır süsleri ile süslemiştik hatta bahçeye girişte halı bile serildi rengi kırmızı olamadıgından kırmızı fırfır şeritlerle hava kattık halının kenarlarınna paralel uzatarak . hava bulutlu yer yer güneşli nefisti . ben daha evvel yürüyüş sonrası inönü varı havuz keyfi ve çivileme yaptım . rahmetli ismet inönü istanbul floryada çivileme yapınca yaz sezonu nu açmış olurdu . .sonra ülke insanı denize girerdi . yine çok katıldıgımız muhtelif vesilelerle düzenlenen balolarda ve gecelerde o salonda bulunan en yüksek konumdaki insan müzikle pisti dans ederek açardı . gecelerde bir nizam bir intizam olurdu . keza dügünlerde de pistin açılışı nı gelin damat evvela dans ederek açarlardı . bunlar ülkemize batıdan gelen güzel ritüellerdi . şimdilerde unutulmaya başladı kuralsızlık hakim diyelim... inci geldiginde heyecan doruga çıktı. sarıldık tek tek kucaklaşıp öpüştük . yemek hazırdı masaya isteyen güneşli tarafa soguga tahammüllü ben gibi kişiler gölgede yerlerimizi aldık kortanın amerikan mangalı çok görkemli orda köfte ve tavuk yapıldı ipegin o hiç bitmeyen ev makarnası salata ve rus salatası hep servis edildi . bu arada mahalle kedileri kokuyu alır almaz davet bile edilmeden buyurup geldiler selin in bitip tükenmeyen kedi sevgisi ve onlara yapılan original et servisi bizim porsiyonlara etkili oldu .kızcagız yemegi içmeyi unuttu neredeyse kedileri incinin yerine baş köşeye oturtacaktı . babalar gününe denk gelen bu günde karşılıklı hediyeler alınıp verildi inci ve selinin karne paralarını usulüne uygun şekilde aldılar el de öpülerek bu da bizde geleneksel bir ritüel. incinin bu iki kız arkadaşı bizim bu muhabbetimizden çok etkilendiler ve sevdiler sonrasında büyük bir karpuz nasıl kesilir o gösteridi 3 kızda karpuzu kesememişlerdi .
13 Haziran 2014 Cuma
Baba Bush un 90. yaş günü ve ısıs
baba bush 90. dogum gününü paraşütle atlayarak kutladı . bu yaşta ülkemizde hiç kimse böyle bir şey yapmaz . zaten sportif olmayan insanımızda böyle bir atlama yapması durumunda mazallah bir sürü fracture oluşur kemiklerde . daha nice yıllara sevgili başkan...
geçtigimiz günlerde ukranya krizini dünyanın kaderini yazıp çizen fransa almanya ingiltere amerika ve de taraf olan rusya fransada bir arayagelerek diyalog içinde çözdüler. bu liderler birbirlerinin sözüne ve de imzasına güveniyorlar . yılların getirdigi demokrasi olgunlugu aydınlanmış egitimli insanlar toplumları konuşarak şeffaflık ışıgında harp olmadan ortak noktada bulaşabiliyorlar. işte size bir model...
suriyede esadı devirmek için muhalifler bir harekat başlattılar . muhalifleride türkiye insani maddi degerlerle belkide silahla yıllarca destekledi muhalifleri defalarca bir agbi edasıyla ülkemizde bir araya getirdik bunları medyada hep izledik . muhaliflere karşı bagdadi denen terroristi esadda kullandı . suriyenin sınırlı olan petrol kAYNAKLARINI ONLARA VERDİ EL KAİDE UZANTISI OLAN BU GRUP IRAKTA SİSTEM DIŞINA İTİLMİŞ SÜNNİLERİNDE DESTEGİNİ ALARAK BRÜTALCE IRAKA DOGRU HIZLA YAYILDI . NEREDEYSE BAGDATI FETETTİ . DÜNYA AYAKTA.musul konsolosumuzu çalışanlarını ve tır şöförlerini toplam 80 kişiyi rehin aldılar . özetle bu topraklarda demokrasi yeşermeden kurudu . sayısız fraksiyon oluştu . ortak bir payda yok artık . kim iktidara gelse kazanılmış degerleri al aşagı ediyor kendisi gibi düşünmeyenleri al aşagı edip hesaplaşıyor . bu aynen ülkemizde de oldu .2002 de iktidara gelenler illede baş örtüsü diye tuutturdular . laik sistem yara aldı kutuplaşmalar ayyuka çıktı . güçlü olan erk sahipleri muhalifleri bogazlamaya sindirmeye çalışıyor hep .
geçtigimiz günlerde ukranya krizini dünyanın kaderini yazıp çizen fransa almanya ingiltere amerika ve de taraf olan rusya fransada bir arayagelerek diyalog içinde çözdüler. bu liderler birbirlerinin sözüne ve de imzasına güveniyorlar . yılların getirdigi demokrasi olgunlugu aydınlanmış egitimli insanlar toplumları konuşarak şeffaflık ışıgında harp olmadan ortak noktada bulaşabiliyorlar. işte size bir model...
suriyede esadı devirmek için muhalifler bir harekat başlattılar . muhalifleride türkiye insani maddi degerlerle belkide silahla yıllarca destekledi muhalifleri defalarca bir agbi edasıyla ülkemizde bir araya getirdik bunları medyada hep izledik . muhaliflere karşı bagdadi denen terroristi esadda kullandı . suriyenin sınırlı olan petrol kAYNAKLARINI ONLARA VERDİ EL KAİDE UZANTISI OLAN BU GRUP IRAKTA SİSTEM DIŞINA İTİLMİŞ SÜNNİLERİNDE DESTEGİNİ ALARAK BRÜTALCE IRAKA DOGRU HIZLA YAYILDI . NEREDEYSE BAGDATI FETETTİ . DÜNYA AYAKTA.musul konsolosumuzu çalışanlarını ve tır şöförlerini toplam 80 kişiyi rehin aldılar . özetle bu topraklarda demokrasi yeşermeden kurudu . sayısız fraksiyon oluştu . ortak bir payda yok artık . kim iktidara gelse kazanılmış degerleri al aşagı ediyor kendisi gibi düşünmeyenleri al aşagı edip hesaplaşıyor . bu aynen ülkemizde de oldu .2002 de iktidara gelenler illede baş örtüsü diye tuutturdular . laik sistem yara aldı kutuplaşmalar ayyuka çıktı . güçlü olan erk sahipleri muhalifleri bogazlamaya sindirmeye çalışıyor hep .
11 Haziran 2014 Çarşamba
ÜLKER,BAHLSEN
1889 senesinde hannover da 10 kişilik bir ekip ile hermann bahlsen LEİBNİZ cakes markası altında yiyecek kekler bisküitler üretir. iş bilen insanların yönetimi ile firma BAHLSEN zaman içinde büyür dal budak salar tüm avrupanın tanıdıgı bi marka olur . hatta dünyaya yayılır.almanyada bulundugumuz yıllarda 1971-79 yılları arası ne kadarda çok ürünlerini yer tüketirdik . özellikle arasında kakao olan o nefis ambalajlı kıtır kıtır taze biskuitleri çocuklarım ve biz hala damagımızda hissederiz . DEBEUCOLAR ismindeki yuvarlak silindirik bu paketi açarken daha agzımız sulanırdı onu suya batırarak yemeyi çocuklar çok severdi . paket açılıpta sonuna kadar yememek mümkün degildi son parça mutlaka götürülür mideye indirilirdi .firmanın son şefi Bahlsen bey geçenlerde 86 yaşında öldü 40 sene firmayı yönetti . son yıllarda dünya devi kuruluşun internasyonel iştirakleri ve gayrimenküllerini idare ediyordu.
hüsnü özyegin finans bankın sahibi iken 3 milyar dolara banka çogunluk hisselerini satmıştı.çok popülerdi yunanlılar onun bankayı ama yönetmesini şart koşmuşlardı . o işi bilen biri idi . kayseride hilton otelinde verdigi bir iftar yemeginde besin sektörü ve saglık sektörüne yatırımı önermişti unutmuyorum .ne kadarda haklı imiş . bu günlerde ülkemizde özel hastane zincirleri oluştu . keza besin sektöründe de ülker denen bir marka türkiyenin en tanınmış markası oldu o şimdi bir dev . başbakan erdoganda bu firmanın ana bayilerinden biri idi
....
hüsnü özyegin finans bankın sahibi iken 3 milyar dolara banka çogunluk hisselerini satmıştı.çok popülerdi yunanlılar onun bankayı ama yönetmesini şart koşmuşlardı . o işi bilen biri idi . kayseride hilton otelinde verdigi bir iftar yemeginde besin sektörü ve saglık sektörüne yatırımı önermişti unutmuyorum .ne kadarda haklı imiş . bu günlerde ülkemizde özel hastane zincirleri oluştu . keza besin sektöründe de ülker denen bir marka türkiyenin en tanınmış markası oldu o şimdi bir dev . başbakan erdoganda bu firmanın ana bayilerinden biri idi
....
10 Haziran 2014 Salı
insanın kıymeti
geçtigimiz günlerde stuttgart kökenli bir magara araştırmacısı ile arkadaşı güney almanyada avusturya hududunda Riesending magarasına inerler. bu extrem sport turumu yoksa ilmi bir magara araştırması mı bilinmiyor. magara 19 km. uzunlugunda ve yerden 1200 metre derinlige kadar uzanıyor . inişte 1000 metre derinlikte araştırmacının başına bir taş düşer kafa yarılır traumaya baglı beyin sarsıntısı geçirir tek başına magaradan çıkması mümkün degildir . bunları arkadaşı cep tefonu ile kurtarma ekibine aktarır bu konuda dünyaca meşhur isviçreli magara kurtarma ekibi devreye girer 3 kişilik bu ekip en geç 5 gün sonra yaralının kurtarılacagını ön görür magara nemlidir .en iyi anorak bile 1 saat sonra sudan cılk olur . magara ısısı 1 derece dir .hareketsız bir insan bir gün sonra mutlaka donar diyor magaracılar . yaralıyı sedye ve benzeri malzeme ile yukarı taşımak kolay görünmüyor dar yerlerden geçerken başını saga sola hareket etmesi gerekiyor ayrıca dar yerlerden geçerken gögsündeki havayı expire etmesi ve karnını içe çekmesi gerkiyor yaralının bunları yapabilecekmi merak konusu . ayrıca magaradan akabilecek şiddetli sularda yaralıyı önüne bir yaprak gibi katabilecek .bir sürü sonu belli olmayan soru işaretleri
.
7 Haziran 2014 Cumartesi
J.F.Kennedy
irlanda kökenli bir geniş ailedir kenedy klanı. kasım 1960 da president seçilmeden Newyorklu bir bankerin kızı ile evlenir. jaclin fransada egitim alan bir genç kızken chanel markası ile tanışır ve onunla özdeşleşir hep onu taşır . beyinin yanında onun etki alanını süsleyen bir zarif güvercin gibidir hep .takii beyi dallasta bir suikaste ugrayana kadar . kocası vurulunca onu koruma amaçlı ona sper olur . öyleki döpyesin özellikle etegi kocasının kanları ile süslenir . tarih 22. 11. 1963
gösterirken hemen ceset nummer 1 uçagı ile waşintona taşınırken uçakta jhonsen president yardımcısı iken yemin eder president olur . yemin sırasında kayınbirader kenedy ve kanlı etekli jaclin vardır oldukça metin ve vakur bir tablo sergiler takdir toplar...kendini asla yerden yere atmaz bagırıp çagırmaz...
genç yaşta eski presidentin karısı olarak hep anılmak istemez 5 sene sonra dünyanın en zengin adamlarından yunan armatör onasis ile evlenir dünyada yankılar uyandırır bu evlilik . çok kişi ihtiza ile bakar olaya ne zaman yuvanın bitecegini beklerken onasis aniden ölür sene 1975.yuva 8 sene sürmüştür yinede. jaclin sene 94 de kadar bir yayınevinde çalışır ve aniden o yıl lenfomaya yakalanır çok geçmedende ölür.... olay bir holywood filmi gibidir sevinç coşku ümitler burukluk gözyaşı ile dolu sahneler bitmeden bir birini takip eder . sanki shakespear den bir dram oyunudur bu...
gösterirken hemen ceset nummer 1 uçagı ile waşintona taşınırken uçakta jhonsen president yardımcısı iken yemin eder president olur . yemin sırasında kayınbirader kenedy ve kanlı etekli jaclin vardır oldukça metin ve vakur bir tablo sergiler takdir toplar...kendini asla yerden yere atmaz bagırıp çagırmaz...
genç yaşta eski presidentin karısı olarak hep anılmak istemez 5 sene sonra dünyanın en zengin adamlarından yunan armatör onasis ile evlenir dünyada yankılar uyandırır bu evlilik . çok kişi ihtiza ile bakar olaya ne zaman yuvanın bitecegini beklerken onasis aniden ölür sene 1975.yuva 8 sene sürmüştür yinede. jaclin sene 94 de kadar bir yayınevinde çalışır ve aniden o yıl lenfomaya yakalanır çok geçmedende ölür.... olay bir holywood filmi gibidir sevinç coşku ümitler burukluk gözyaşı ile dolu sahneler bitmeden bir birini takip eder . sanki shakespear den bir dram oyunudur bu...
6 Haziran 2014 Cuma
06.06.1944 normandiya-fransa çıkarması
1933 de iktidara gelen hitler almanyada 1929 dünya ekonomik krizi sonrası oluşan işşizligi insanlara autobanları yaptırarak milliyetcilik rüzgarları estirip sanayide kalkınmayı gerçekleştirerek yeniden bir güç haline getirdi . alman ırkının üstünlügüne inanıyordu halbuki kendisi aslen avusturyalı bir onbaşı idi . rusyanın uçsuz bucaksız ovalarında gözü vardı . ayrıca basra körfezine baktıkca agzı sulanıyordu. ve beklenen çatışma yılı geldi eylül 1939 da polonyaya girdi harp tüm avrupayı sardı fransa hollanda belçika bir bir kagıt maketler gibi ve süratle düştü . derken rusyaya girdi almanlar kanlı çok kanlı çatışmalar oldu . niyeti ta urallara kadar uzanmaktı oranın madenlerine göz koymuştu. ama kışın gelmesi hesapları bozdu. benzin dahil herşey donuyordu. bu kargaşada japonlarda pearl harbour da amerika donanmasına saldırarak onlarında harbe girmeye mecbur etti . herkez birbiri ile savaşıyordu dünya kan gölüne dönmüştü .Usa rusya ingilterede türkiyeyi harbe sokmak için adanaya kadar geldiler ama inönü siyasi manevralarla bizi harbin dışında tutmayı başardı . ülkede ekmek gibi çok şey karneye baglandı sıkıntılı yıllar yaşandı.derken amerika ingiltere kanada 6 haziran 1944 de normandiya çıkarmasını yaptılar. bir anda 130.000 asker karaya çıktı . ve almanları püskürttüler. binlerce uçak ta taaruza havadan katıldı almanya yerle bir edildi . hiroşimaya atılan atom bombası ilede harp milyonlarca ölü bırakarak sona erdi . bunun üzerine ordulara komuta eden eisenhover USA presidenti oldu . tam bügün normandiyada almanya fransa USA rusya vede ukranya bir araya gelerek harp olmadan ukranya nasıl olurda hudutlarını korur arayışları diplomasi ile devam ediyor .bekleyip görecegiz . fransanın girişimleri etkin oluyor büyük ülke...arabulucu fransa başkanı hollande... birkaç ay evvel aşk skandalları ile karısından ayrılıp sevgilisi ile olan çapkın başkan. ama fransa etek olaylarını çoktan aşmış bir ülke . şimdilerin mottosu oralarda harp etme ,aşk yap olmuş...
28 Mayıs 2014 Çarşamba
soguk savaş,uzay yarışı yıldızlar savaşı
ikinci dünya savaşı 1945 de bitti .25 milyon kişi hayatını kaybetti . savaşın 2 büyük galibi USA ve SSCB silahlanma yarışına ve dünyanın tek hakimi olma yarışına başladılar.hiroşimada atom bombası korkunç teknolojik üstünlükle harbi bitirmişti japonya teslim oldu. yüzbinler öldü o yıllarda henüz pek de iyi bilinmeyen radyoaktivitedende yıllarca insanlar kanserle mücadele verdi ve de hala veriyor. bunun parelelinde çernobil reaktöründeki felaketi karadeniz bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızda büyük bedeller ödeyerek hala atlatmış degiller. 2 sene evvel japonyanın yaşadıgı sunami ve reaktör kazası dünyada reaktöre bakış açısını tamamen degiştirdi .almanyada yenileri yapılmadıgı halde mevcut 25 kadar reaktöründe bir plan dahilinde kapatılmasını gerçekleştirecekler. yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiler işimdilerde. solar enerji rüzgar enerjisi ve diger dogal kaynaklara önem verir oldular .bizde sinopta akkuyuda kurma çabasındayız .allah akıl fikir versin . bu ülke deprem ülkesi en azından bu nedenle vazgeçmemiz gerekmez mi .?
sputnik 1 ile rusya uzaya ilk maymununu gönderdi . 12 nisan 1961 de gagarin uzaya fırlatılan ilk insan oldu . uzay yarışında SSCB öndeydi.o yıllarda gagarin çok populerdi .68 de bir uçak kazasında 34 yaşında iken öldü .brejnev rakibi olarak algılamıştı onu yoksa o mu ??? uzay yarışı iyice kızıştı o yıllarda USA egitim modellerini degiştirdi yarışa ayrılan bütçe iyice artırıldi ve 20 temmuz 1969 da ilk insan olarak astronot Neil armstrong aya ayak bastı . babamın bag evinde radiyodan bu müthiş olayı hep beraber dinlemiş ve çok heyecanlanmış
tık...
sputnik 1 ile rusya uzaya ilk maymununu gönderdi . 12 nisan 1961 de gagarin uzaya fırlatılan ilk insan oldu . uzay yarışında SSCB öndeydi.o yıllarda gagarin çok populerdi .68 de bir uçak kazasında 34 yaşında iken öldü .brejnev rakibi olarak algılamıştı onu yoksa o mu ??? uzay yarışı iyice kızıştı o yıllarda USA egitim modellerini degiştirdi yarışa ayrılan bütçe iyice artırıldi ve 20 temmuz 1969 da ilk insan olarak astronot Neil armstrong aya ayak bastı . babamın bag evinde radiyodan bu müthiş olayı hep beraber dinlemiş ve çok heyecanlanmış
tık...
14 Mayıs 2014 Çarşamba
savar da çöken bina
24.04.2013 bangladeş de başşehre yakın savar kentinde çok katlı bir binada çökmeden evvel çatlaklar görülür. binada alış veriş merkezleri vede bir sürü konfeksiyon fabrikası faaliyet gösterir. banka ve alt kattaki dükkanlar ikazı dikkate alırlar binayı boşaltırlar. tekstil -konfeksiyon fabrikaları işçilere çalışın talimatını verirler .atelyelerde binlerce kişi çalışmaktadır. hepside batıya ucuz çok ucuz giysi bilhassa tişört dikmektedir . aylık kazançları elli doların bile altındadır . bina aniden çöker 1129 kişi hayatını kaybeder. bu ve benzeri dramlar hep islam ülkelerinde yaşanır .nedendir ?somadaki kömür madenindede trafo patlaması sonu yer altında yangın çıkar elektrikler asansörler çalışmaz en az 200 kişi ölür. mahsur kalan yer altında yüzlerce daha madenci bulunuyor net kaybın daha da yükselmesinden endişe duyuluyor...tarih13.05.2014...daha evvelde yine bu madende girizu patlamaları sonucu defalarca ölümler oldu .bu büyük facia öncesi meclis araştırması önerisi reddedildi . öneriyi verenler bizler hergün cenaze kaldırmaktan usandık demişlerdi .
2011 yılında da ülkemizde malatyada 7 katlı bina çöktü çok şükür bina boştu iskan müsadeside yarım oldugu için alınamamıştı.mütahit ile mal sahibide mahkemelikti .bu sebeblede belediye binayı yıkamamıştı.can kaybı olmadı.
2004 yılında yalova gölcük marmara depreminde 17. 000 kişi hayatını kaybetti . kaybedilenler arasında yaz tatillerini marmara sahillerinde geçiren tanınmış akademisyenler ve müzisyenler,yüksek rütbeli komutanlarda vardı . binaların çökmesi yerle bir olması yapı denetiminden uzak kalitesiz eksik malzeme ve kum olarakta marmaranın tuzlu deniz kumu sorumlu tutulmuştu .japonysada daha kuvvetli depremlerden bile binalar günümüzde hiç etkilenmiyor. 6200 kişi yargılandı .yüzlerce kişinin ölümünden sorumlu veli göçer sembolik bir ceza ile sekiz yıl hapis yattı digerleri serbest bırakıldı .
cüppeli ahmet hoca o günlerde özellikle gölcükte alkol seks ve oruç yiyen komutanlara tanrının bir ikazı yorumunu getirmişti . hoca yorumu...
2011 yılında da ülkemizde malatyada 7 katlı bina çöktü çok şükür bina boştu iskan müsadeside yarım oldugu için alınamamıştı.mütahit ile mal sahibide mahkemelikti .bu sebeblede belediye binayı yıkamamıştı.can kaybı olmadı.
2004 yılında yalova gölcük marmara depreminde 17. 000 kişi hayatını kaybetti . kaybedilenler arasında yaz tatillerini marmara sahillerinde geçiren tanınmış akademisyenler ve müzisyenler,yüksek rütbeli komutanlarda vardı . binaların çökmesi yerle bir olması yapı denetiminden uzak kalitesiz eksik malzeme ve kum olarakta marmaranın tuzlu deniz kumu sorumlu tutulmuştu .japonysada daha kuvvetli depremlerden bile binalar günümüzde hiç etkilenmiyor. 6200 kişi yargılandı .yüzlerce kişinin ölümünden sorumlu veli göçer sembolik bir ceza ile sekiz yıl hapis yattı digerleri serbest bırakıldı .
cüppeli ahmet hoca o günlerde özellikle gölcükte alkol seks ve oruç yiyen komutanlara tanrının bir ikazı yorumunu getirmişti . hoca yorumu...
13 Mayıs 2014 Salı
EU=avrupa birligi...
avrupanın büyük ülkeleri fransa ingiltere italya ispanya ve de almanya tarih boyunca hep kapışmışlar yıllarca kan dökülmüş özellikle 1. ve 2. dünya savaşlarında neredeyse 100.milyon insan hayatını kaybetmiş. 1951 de yeter artık döktügümüz kan hem barışalım hemde barış içerisinde beraber çalışalım prensibinden hareketle 6 ülke çelik birligi daha dogrusu kartel hususunda antlaşma imzalarlar .almanya ve fransa baş roldedir . sonraki yıllarda hudutlar doguya dogru durmadan genişler . eski sovyetlerin çöküşü ile rusya arka bahçeleri olan ülkeler EU.ya katılır takii 2014 kırım ın rusyaya ilhakı ve ukranyanın da batının teşviki ile gruba katılma arzusu ve ukranya başkanının rusyaya kaçışı rusyanın eski kudretini dogalgaz ve petrol ile yeniden kazanmasına ve dur batı ukranyada referandum yapalım hudutları o zaman çizelim demesine kadar.referandum sonunda dogu ukranya halkı kahir ekseriyet ile rusyaya baglanmak istedi.EU yayılmacı genişleme hemde zor kullanmadan harp yapmadan genişliyordu şimdi politikalarını yeniden gözden geçirme durumunda hatta zorundalar. bulgaristan ve romanyanında birlige katılmaları ile üye üşlke sayısı 28 oldu.türkiye ise 54 senedir kapı önünde bekletiliyor . öyleya burası hiristiyan kulubü. özel statü verelim diyorlar bize özellikle almanya ve fransa.herbir ülkenin tüm kararları veto etme şansı var . güney kıbrıs bile veto edebilir genişleme politikalarını.batıda 11.eylül sonrası gelişen islamofobi de kamuoyları kanaatlerini çok olumsuz etkiledi .afrikada nigeryada kaçırılan liseli hiristiyan kızlar islama geçti. onlar islam direniş askerlerine eş olacaklar dayatma bu...USA kızları ailelerine teslim için nijeryaya lojistik destek veriyor.görecegiz.
2010 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle 16 üye ülke110 milyar Euro kredi açmayı imzaladı. yapılacak kemer sıkma politikaları ile yunanistan kendini toparlayacak ama halk sokaklara döküldü.yogun protestolar ve kanlı genel grevler ülkeyi alt üst etti . ama şimdilerde toparlandılar...1994 ve 2001 deki felaket boyutundaki ekonomik krizlerimizde bize hiç de yardım etmediler .
şimdilerde 500 milyon insan yaşıyor EU da gayri safi kişi başı gelir reel olarak 25 bin dolar seviyesinde ve barış içinde güçlü bir grup masaya dokununca ses çıkarıyor dünyada. attık kimse masaya yumruk vurmuyor harp başlatacak. herşey bir iştişare ve diyolog içerisinde konuşarak anlaşarak sonuçlanıyor. birinin ak dedigine obiri kara demiyor gride anlaşıyorlar...vesselam.
2010 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle 16 üye ülke110 milyar Euro kredi açmayı imzaladı. yapılacak kemer sıkma politikaları ile yunanistan kendini toparlayacak ama halk sokaklara döküldü.yogun protestolar ve kanlı genel grevler ülkeyi alt üst etti . ama şimdilerde toparlandılar...1994 ve 2001 deki felaket boyutundaki ekonomik krizlerimizde bize hiç de yardım etmediler .
şimdilerde 500 milyon insan yaşıyor EU da gayri safi kişi başı gelir reel olarak 25 bin dolar seviyesinde ve barış içinde güçlü bir grup masaya dokununca ses çıkarıyor dünyada. attık kimse masaya yumruk vurmuyor harp başlatacak. herşey bir iştişare ve diyolog içerisinde konuşarak anlaşarak sonuçlanıyor. birinin ak dedigine obiri kara demiyor gride anlaşıyorlar...vesselam.
5 Mayıs 2014 Pazartesi
diren dede kim ?
yaz tatillerini bodrumda geçiren ve orayı çok seven 17 yaşındaki türk asıllı alman vatandaşı diren binlerce kişinin katıldıgı cenaze namazı sonu topraga verildi . namaz gündogan caminde bodrumda kılındı. futboluda seven ve oynayan hamburgda oturan genç st. paulide oynuyordu. talebe mübadele programı kapsamında montanaya amerikaya gider. bir arkadaşı ile garajın kapısı açık olan bir eve dogru seyrederken evsahibi tanımadıgı bu kişinin hırsız olacagını düşünür basar tüfege diren ölür . garajdan alkol çalacagını düşünür. görgü şahidide bu yönde ifade verir. katil amerika yasalarına göre hareket etmiştir . özel izni olmayan biri özel revirde vurulabilir sanki herkez yabancı olan herkez potansiyel hırsızdır . yabancı ile konuşulmaz sorularına cevap verilmez bile. vahşi batıda adet anane böyledir . butür görenekler taa kızılderililere kadar uzanır . bunları işleyen azmı filmler gördük gençligimizde . zenci beyaz ilişkileride epey işlenmişti beyez perdede. siyaha olan tahammülsüzlük ve hoşgörü eksikligi diskriminasyonu oldukca tırmandırmıştı . beyazların okulları ayrı siyahların okulları ayrı yemekhaneler taşıtlar herşey renge göre ayrılırdı . normallreşme 70 li yıllarda yavaş yavaş başladı . beyazlara ayrılan bir yrere otübüste yorgun tükenmiş bir gece vardiya işçisi zenci oturmuştu.beyazın israrına ragmen yerinden kalkmayan rosa park polisce tutuklandı . bu olayı alabamada kilisede papaz olan martin luter king kınadı ve otübüse binmeme boykot etme kararı aldı olaylar tırmandıkca tırmandı . irksal eşitlik hala dünyada yok.yurttaş hakları da hala ülkemizde tartışılabilir.Diren bu gencecik çocukta aptalca bir adet yüzünden hayatını vahşi batıda bir hiç yüzünden yitirdi . bu canice davranışlar insanca normalleşmeli bu diyarlarda .yabancıya olan ön yargı ve onun potansiyel suçlu anlayışı bir kanunla hemen sınırlandırılmalı.
ülkemizde akdeniz temparamentinde bir yabancıya daima kucak açılır,en azından nerelisin diyerekten hemen diyalog başlatılır...
2 Mayıs 2014 Cuma
1 mayıs kutlamaları
dün bir mayıstı.çalışanların işçilerin bayramı .istanbulda tam 39.000 polis olabilecek olayları kontrol altında tutmak için görev başındaydı . ist .valısi toplantı yeri olarak yenikapıyı adres olarak verdi . sendikalar türk tabibler birligi ve mühendisler odası taksim diye dayattı . neye mal olursa olsun taksim meydanına ulaşacaklarını ifade ettiler . polis tüm yolları taksime giden yolları kesti .böylece gerilim tırmandı . göz yaşartıcı bombaları TOMA lar su fışkırttı ölen olmadı ama görsel medyada görünen resimler irkitici idi buna benzer resimler birde kamboçyada vardı.
akşamda benim 70. dogum günü için necmiye güzel bir organizasyon yapmış iskender de idik masada görkemli bir çiçek vardı masanın tam ortasını dolduruyordu . 20 kişi idik . izzet ikram çok göz doldurdu ancak sevdiklerimin bana sundugu marka giysilere hiçde luzum yoktu .gelmeleri bile yeterdi teşşekkür ettim tüm katılanlara.
bugünde ukranya ordusu dogu ukranyadaki rusya yanlısı separatistlere helikopter vs ile müdahale etti . hangi ülke böyle bir duruma sessiz kalırki . putin bu saldırıları kınadı . tekrar soguk savaşın aktif savaşa dönüştügüne mi şahit oluyoruz. son 10 yılda EU nun eski sovyetlere dogru expansiyonu rusyayı rahatsız etti daha fazla doguya kapitalismin rusya aleyhine genişlemesinden rahatsızlar . durum hiçte içaçıcı degil bugünde merkel obama ile görüşmede ...sıcak günler yakın . keşke olay tırmanmasa...
akşamda benim 70. dogum günü için necmiye güzel bir organizasyon yapmış iskender de idik masada görkemli bir çiçek vardı masanın tam ortasını dolduruyordu . 20 kişi idik . izzet ikram çok göz doldurdu ancak sevdiklerimin bana sundugu marka giysilere hiçde luzum yoktu .gelmeleri bile yeterdi teşşekkür ettim tüm katılanlara.
bugünde ukranya ordusu dogu ukranyadaki rusya yanlısı separatistlere helikopter vs ile müdahale etti . hangi ülke böyle bir duruma sessiz kalırki . putin bu saldırıları kınadı . tekrar soguk savaşın aktif savaşa dönüştügüne mi şahit oluyoruz. son 10 yılda EU nun eski sovyetlere dogru expansiyonu rusyayı rahatsız etti daha fazla doguya kapitalismin rusya aleyhine genişlemesinden rahatsızlar . durum hiçte içaçıcı degil bugünde merkel obama ile görüşmede ...sıcak günler yakın . keşke olay tırmanmasa...
26 Nisan 2014 Cumartesi
Haşim kılıç
anayasa mahkemesinin kuruluş yılı kutlamalarına h.kılıç hükümet üyelerini,muhalefeti ve de tepedeki kurum liderlerini, davet etmiş hepsi biraradalar. h. kılıç bagımsız yargıdan ve ne kadar bagımsız yargının yıpratıldıgından sözetti . paralel yapı mensubu derken vicdanın bir yana itilerek insanlarla dama taşı gibi oynandıgını söyledi . yapılacak işin ise delilleri ortaya koyup suçluları ayıtlamak gerettigini savundu sürgün insanlarla oynandıgını herkezi sindirme yöntemine başvuruldugunu dile getirdi .daha evvelde anayasa mahkemesi erdoganın kapattıgı twitter ın anayasaya haberleşme özgürlügüne uygun olmadıgını söyleyerek yasagı ortadan kaldırdı . bunlar normal çalışan demokrasilerde olmayacak şeyler.bu kararını tanımadıgını revize edilmesi gerektigini dile getirdi . 17 aralık ve devamı korrupt hükümeti dize getirmek için yapılmıştı erdogan bu suçlamaları yok saydı hepsi küllen yalan bunlar beni devirmek isteyenlerin oyunudur diyerek yanlılarına sıgındı .kemikleşmiş olan oylarını daha da saglamlaştırdı . bu ülkemizin istiklal mücadelesidir diyerek tüm yurdu dolaştı sonunda haykırdıgı içinde sesini bile kaybetti kayseriye bile bu yüzden gelemedi .istikrar isteyen halkta ezici bir oyla yolsuzluk olsada ben yok sayıyorum yoluna devam
mesajı verdi. h. kılıç hukuka sıgınıp mahkemelere baskı uygulamayın bu hukuk hepimize gerek dedi gelen yöneticilere bir şamar dı bu herkez azarlanmış dürüst ve adil olun yalan söylemeyin demişti her kesimden tenkitler başladı idareye yakın olanlarca . biri hukuktan bahsetmeli idi amacını konuşma aştı kılıç abdüllatif şenerleşti dedi . kılıç nasıl bir bedel öder pek yakında görecegiz .cezasız kalmaz bu bin TOMA gücündeki adamın püskürtmesi görecegiz. hepsinin yüzünden düşen bin parça idi .
mesajı verdi. h. kılıç hukuka sıgınıp mahkemelere baskı uygulamayın bu hukuk hepimize gerek dedi gelen yöneticilere bir şamar dı bu herkez azarlanmış dürüst ve adil olun yalan söylemeyin demişti her kesimden tenkitler başladı idareye yakın olanlarca . biri hukuktan bahsetmeli idi amacını konuşma aştı kılıç abdüllatif şenerleşti dedi . kılıç nasıl bir bedel öder pek yakında görecegiz .cezasız kalmaz bu bin TOMA gücündeki adamın püskürtmesi görecegiz. hepsinin yüzünden düşen bin parça idi .
21 Nisan 2014 Pazartesi
Karabiber çiçekleri Nisan 2014
Akdeniz'de bahar bir başka güzeldir. Kışın bile canlı ve yeşil olan bitki örtüsü Mart'ın ve Nisan'ın gelmesi ile adeta coşar. çevremiz mis gibi çiçekler kokar .üyerlerde sarıdan kırmızıya patlıcan rengi Mordan maviye her türlü koyun gözü çiçekleri el ayası büyüklüğünde bakmaya doyulmayacak güzellikte sanki bir yeşil halının solmayan güzellikleridir.güneşle açan bu güzellikler güneşin batışı ile kapanır taç yaprakları içinde erkek ve dişi organlarını gizler tüm tehlikeden korurlarki nesillerini devam ettirebilsin. Doğanın harika siklusu hep devam eder biteviye....tabiat ana hep gizemlerle devam eder onu tüm detayları ile keşfetmek ne de güzel olurdu aslında.tüm canlılar vede hayvanlar yeryüzünde türlerini devam ettirmek için olmadık mücadele verirler . olaya bu perspektifden baktığımızda herşey çok basit görünür. Olgun insanlara ve herşeye doymuş ğurulara Engin bir hoş görü hakim olur .nihayetinde biz insanlarda kozmik alemde çaresiz vede minnacık yaratıklar degilmiyiz? ben merkezli bir dünyada kendimizide pek önemsiyoruz.tüm huzursuzluklarda bundan kaynaklanmıyor mu? Partnere ve diğer hemcinslerimize çok gerekli özel bir yaşam reviri bırakmalıyız ki insanlar soluk alabilsin rahatlıkla...aslanların vede fillerin yaşam revirlerine hiç girdiniz mi? Girmeyin derim be naçizane...
Birazda kervansaray lara otelindeki karabiber ağaçlarından söz edeyim vakti gelmişken. Otel Antalya Körfezi'nin en güzel yerinde bence airportta 10 km mesafede. Güzel yapılmış geniş yollarla ulaşım çok rahat. Otelden sahile ince uzun bir yol iner yol kaymak gibi kaliteli beton bir yoldur .yol boyunca sayısız özenle budanmış palmiyelere paralel yine sayısız kırmızı çiçeklerini açmış iç gıcıklayıcı kara biber ağaçlarından bahsetmemek ne mümkün. Güneşi gördükçe açıp coşan güneş batınca kapanan bu çiçekler bana sevgilisine kavuşunca çoşkulu ,sevgilisi uzaklaşınca hüzün yüklü laydileri anımsatır nasılsa. Siz hiç bu çiçekleri çiğnediniz mi ? Ilk fırsatta deneyin derim hayat iksiridir onlar. Tadı nefaseti günlerce terk etmez sizi.işte hayatın sırlarından biri.çiçekleri nereye koyacağımızı bile bilemez saga sola ekersiniz sanki yarın koynuna saklar gibi... 20 Nisan civarında açan bu kırmızı çiçek festivali en çok bir hafta sürer.
Anılar ve yaşanacaklar .akdenizin o masvavi Deniz'i , iyod kokan havası damarlarındadır artık...
Birazda kervansaray lara otelindeki karabiber ağaçlarından söz edeyim vakti gelmişken. Otel Antalya Körfezi'nin en güzel yerinde bence airportta 10 km mesafede. Güzel yapılmış geniş yollarla ulaşım çok rahat. Otelden sahile ince uzun bir yol iner yol kaymak gibi kaliteli beton bir yoldur .yol boyunca sayısız özenle budanmış palmiyelere paralel yine sayısız kırmızı çiçeklerini açmış iç gıcıklayıcı kara biber ağaçlarından bahsetmemek ne mümkün. Güneşi gördükçe açıp coşan güneş batınca kapanan bu çiçekler bana sevgilisine kavuşunca çoşkulu ,sevgilisi uzaklaşınca hüzün yüklü laydileri anımsatır nasılsa. Siz hiç bu çiçekleri çiğnediniz mi ? Ilk fırsatta deneyin derim hayat iksiridir onlar. Tadı nefaseti günlerce terk etmez sizi.işte hayatın sırlarından biri.çiçekleri nereye koyacağımızı bile bilemez saga sola ekersiniz sanki yarın koynuna saklar gibi... 20 Nisan civarında açan bu kırmızı çiçek festivali en çok bir hafta sürer.
Anılar ve yaşanacaklar .akdenizin o masvavi Deniz'i , iyod kokan havası damarlarındadır artık...
19 Nisan 2014 Cumartesi
komşunun tavukları ,yok olan agustos böcekleri civciv
2013 yazı idi hisarcıkta soyışık ın kiralık bagına mütevazi bir aile göçmüştü. ailenin birkaç tavuk bir kaç horozu vardı bir sabah yine erkenden kalktığımda etrafta bir şeyler arayan telaşlı bir kadın gördüm çevreye tüm aile yayılmış kaybolan tavuk ve horozlarını arıyorlardı.. eskilerde her evde düzünelerce tavuk ve horoz olurdu hiçbir tavuğun ve ya horozumuzun kaybolduğu olmamıştı.biraz evden uzaklaşsalarda onlar biraz gönül eglerler civarda gezip tozarlar akşam oluncada kümeslerine gelirlerdi . kimse bir çoban gibi onların peşinde asla koşmazdı . evlerini kümeslerini bilirlerdi . şimdiki tavukların genleri ile oynandıgından mı her ne hikmetse bir garip oldu bu kanatlıların sanki zekaları geriledi kimbilir.oryantasyonları azaldı yani... tüm aramalara ragmen yeni komşumuz tavuklarını bulmuş degil. çevrede zaman zaman sansar olurdu özellikle sonbahara dogru çok saglam olduklarına inanılan kümeslere bile girer içerdeki tüm hayvanları bogarak kanlarını emerdi.vampirvari.böyle günlerde hayvanların yasları evlere çöker kimsenin konuşmaya mecali olmazdı . manzara bir meydan savaşı sonunu anımsatırdı yerde yatan cesetler...
küresel isınma dogayı hoyratca tahrip etme bilinçsizce kullanılan mücadele ilaçları aşırı betonlaşma ormanlarin yok oluşu doga dengesini tahrip ederek bir sürü canlı türünün ortadan kalkmasına sebep oldu;
mesela temmuzda sarı sıcakların bastırması ile kaysılar masil olur çaglalıktan çıkarak kaysıya dönüştügünde özellikle ögle saatlerinde civciv lerin ötüşü başlardı öyleki sanki yer gök bu kuvvetli koro ile adeta inlerdi . civcivler yeni taze sürgünlerin canına okur suyunu üsaraesini emer düz bir çizgi şeklinde sürgün ucuna dogru kabugu çizer giderdi . bazı sürgünler bu traumadan etkilenir kururdu bile. şimdilerde bu tür civcivler artık yok sıcak yaz günleri tam bir sessizlik hakim yazlık bahçelerde civciv korolarımız yok artık maalesef...
yok olan türlerden biride dambra dedigimiz narin insektler. bunların 5-6 cm kadar kuyrukları olurdu kelebek kanatlarını andıran zarif 4 lü kanatları vardı bag bahçelerde genelde kuruyan ince dalların üzerine konar orada bir kaç dakika hanatlarını titreştirerek balansta dengede dururlardı biz veletlerde bunları kuyruklarından yakalardık . korumasız zararsız sessiz hayvancıklardı. ekseri kuyruk gerisinden öne dogru fazla hasar vermeden dabranın kıçına ince kaygan çöpler sokarak dambralarımızı aramızda yarıştırırdık . sanki uçak yarışı mübarek. kuyrugunda çöp olan dambranın kuyrugu aşagıya dogru bükülür pek uzaklara kadar gidemez,yere düşerlerdi .kiminki en uzaga uçtu ise o oyunu kazanırdı zavallı dambralar yok oldu günümüzde yok oluşu sakın bizim katlimize baglamayın .doga dengesinin bozulması sonu bu zarif hayvancıklar ortadan kayboldular...
aşırı betonlaşan şehirlerde artık bir kaç serçe güvercin dışında baharı müjdeleyen kuşlarda yok artık...batıda çevre bilinci inanılmaz boyutta. doga dengesi bir kere bozulunca tekrar tesisinin çok zor oldugunu bildikleri için çok çevrecidir batılılar.inşallah bu bilincin bizdede gelişmesi asırlar almaz diye temmenni edelim ..
küresel isınma dogayı hoyratca tahrip etme bilinçsizce kullanılan mücadele ilaçları aşırı betonlaşma ormanlarin yok oluşu doga dengesini tahrip ederek bir sürü canlı türünün ortadan kalkmasına sebep oldu;
mesela temmuzda sarı sıcakların bastırması ile kaysılar masil olur çaglalıktan çıkarak kaysıya dönüştügünde özellikle ögle saatlerinde civciv lerin ötüşü başlardı öyleki sanki yer gök bu kuvvetli koro ile adeta inlerdi . civcivler yeni taze sürgünlerin canına okur suyunu üsaraesini emer düz bir çizgi şeklinde sürgün ucuna dogru kabugu çizer giderdi . bazı sürgünler bu traumadan etkilenir kururdu bile. şimdilerde bu tür civcivler artık yok sıcak yaz günleri tam bir sessizlik hakim yazlık bahçelerde civciv korolarımız yok artık maalesef...
yok olan türlerden biride dambra dedigimiz narin insektler. bunların 5-6 cm kadar kuyrukları olurdu kelebek kanatlarını andıran zarif 4 lü kanatları vardı bag bahçelerde genelde kuruyan ince dalların üzerine konar orada bir kaç dakika hanatlarını titreştirerek balansta dengede dururlardı biz veletlerde bunları kuyruklarından yakalardık . korumasız zararsız sessiz hayvancıklardı. ekseri kuyruk gerisinden öne dogru fazla hasar vermeden dabranın kıçına ince kaygan çöpler sokarak dambralarımızı aramızda yarıştırırdık . sanki uçak yarışı mübarek. kuyrugunda çöp olan dambranın kuyrugu aşagıya dogru bükülür pek uzaklara kadar gidemez,yere düşerlerdi .kiminki en uzaga uçtu ise o oyunu kazanırdı zavallı dambralar yok oldu günümüzde yok oluşu sakın bizim katlimize baglamayın .doga dengesinin bozulması sonu bu zarif hayvancıklar ortadan kayboldular...
aşırı betonlaşan şehirlerde artık bir kaç serçe güvercin dışında baharı müjdeleyen kuşlarda yok artık...batıda çevre bilinci inanılmaz boyutta. doga dengesi bir kere bozulunca tekrar tesisinin çok zor oldugunu bildikleri için çok çevrecidir batılılar.inşallah bu bilincin bizdede gelişmesi asırlar almaz diye temmenni edelim ..
12 Nisan 2014 Cumartesi
hapishanede tatlılar
nasılsa 2 tatlı deli hapishanede sıkı fıkı arkadaş olur yedikleri içtikleri ayrı gitmez ikiside hücre evresini akıllı uslu tamamlayınca idare onlara altlı üstlü bir ranza sunar küçük bir odada. onlarda böylece aynı odayı paylaşarak samimiyeti dada artırırlar. ikiside adam öldüren ve ömür boyu hapse konan elleme mangal kömürlerinin aksine gayet sakin ve akıllı görünen tatlı manyaklardır. günün birinde ömür boyu burada kalmamaları gerektigi konusunda uzlaşır kaçmaya karar verirler. ama bu azılı katillerin tutuldugu hapishanenin etrafında çenber şeklinde 50 tane yüksek duvar vardır. amerikadaki meşhur alcasar hapishanesi kadar emniyetlidir bunu bilirler. günün birinde bekledikleri an gelir nöbetçilere ince bir ayar vererek aksiyona başlarlar . duvar bir der birisi öbiri duvar iki der böylece 49 zuncu duvara kadar kan ter içinde kalırlar başarı yakındır artık ikiside özgür olacak hür bir şekilde yaşayacaklardır . ancak biri su koyverir 50. duvara tam tırmanacakları sırada ama ben çok yoruldum devam edecek artık halim kalmadı ben geri dönüyorum der tutturur ve geri döner . arkadaşına çok baglı olan 2. delide onu takip ederek hücrelerine geri dönerler...son anlardaki sabır işte böyle hayati önemlidir kıssadan hisse duyurulur.
11 Nisan 2014 Cuma
6.filo istanbulda
amerikalıları ilk defa 1963 senesi yazında trabzonda meryem ana kılısesini temizledigimiz yıl tanıma fırsatı buldum . temizlemekte amacımız turizme açmaktı. biz maçkada internasyonel grup olarak faaliyet gösterirken amerikalı askerlerde gelir bu güzel köşede piknik yaparlardı .beyazlar ve zenciler hep bir arada idi . tapelerinden müzik sesleri yükselir coca cola bira belkide farklı tür yüksek dereceli alkolde kullanırlardı . yerler içerler dans eder eglenirlerdi .zaman zamanda ingilizce karsdan karamandan sözler eder dünya politikalarından vietnam harbinden falan konuşurduk ...o yıllarda onların imkanları kılık kıyafetleri hatta termos denen aletleri ile bile fark atarlardı.ilk onlarda görmüştüm . 1960 sonrası hippilerin başkaldırısı başladı özellikle 62 kuşagı o güne kadar kabul gören tüm dünya kurallarına başkaldırdı. bu akım batıdan doguya dogru süratlice dalga dalga yayıldı .hippyler sultan ahmet meydanını mekan tuttular slogan olarakta süt iç süt içiri seçmişlerdi saçları sakalları uzamış kılık kıyafet özensiz erkeklerdi bayanlarda da makyaj öje olmazdı bunlar o dönemde her mekanda sarmaş dolaş olur durmadan saatlerce öpüşürler kimseleride takmazlardı. amerika 2. dünya savaşı sonrası popülaritesi en yüksek ve en saygın ülke idi dünyada.sonrasında vietnam savaşı israil ile özel yakın ilişkileri arap israil savaşı kıbrıs geriliminde sergiledigi yanlı tutum.istanbula gelen akdenizdeki altıncı filo askerlerine genelevlerin özel boyatılması USA ya karşı materyalist karşıtı bir tavır 67 haziranında başlayarak gittikce tırmandı taa ki 69 şıubatına kadar şürdü . . halbuki 67 baharında deniz altılarını görmüş ve gruplar olarakta agzımız açık bir şekilde gezdirilmiştik.tüm yüksek ögrenim gençligi olarak çok etkilenmiştik bu sunumlardan. bizim güçlü müttefikimiz olan USA ya tavrımız 1968 de yavaş yavaş olumsuz bir hal aldı
.daha sonralarıda türk talebe cemiyetinin liderliginde gırtlagımız yarılırcasına kadar GO HOME mitinglerine iştirak etmiştim...bu tarihte denize atılan askerler bile oldu beyoglunda şurda burda tartaklandılar darp bile maruz kalanlar oldu uniformalarına boyalarla bile saldırıldı.imajları gittikçe yara aldı...
.daha sonralarıda türk talebe cemiyetinin liderliginde gırtlagımız yarılırcasına kadar GO HOME mitinglerine iştirak etmiştim...bu tarihte denize atılan askerler bile oldu beyoglunda şurda burda tartaklandılar darp bile maruz kalanlar oldu uniformalarına boyalarla bile saldırıldı.imajları gittikçe yara aldı...
5 Nisan 2014 Cumartesi
kalp krizi
dünden devam :
rahmetlinin işleri gittikce büyür.caddedeki küçük restorant çalışırken biraderi 1. katta tam kat olarak o yılların en gösterişli restorantını disayn eder. açılışıda restoranın benim dügün yemeyimle olur .ve öyle güzel çalışırki altın yumurtlayan bir tavuk gibidir.herkez takdir eder . çok kısa bir sürede iskender agız damak tadı için bu cografyada marka olur...
, böyle güzelçalışan bir düzen büyük özveri ister benim takdir ettigim patron eniştemiz de olur bu arada sabah 5 de mutlaka erken kalkarak işine gider iskender için mimarsinandan bizzat kaymagını alır.hale gider meyvesini karpuzunu alır . kasap ismaile giderek etini alır . ve kasadan hiç ayrılmaz. namaz kılacagı veya özel anlarda kasayı salih koçaga ve benzeri güvenli kişilre kısa bir süre için terkeder . bu arada inşaat işlerine başlar rahmetli halit çagıl ile bu işleri kovalar fırın manav işleride bu arada yürür gider.öyleki kasada durup devamlı para almak onu sıkmaya başlar son yıllarda ilerde sanayi yatırımlarına geçecektir. zekasını göstermesi için yaşadıgı bir anekdotta şimdi sıra : bir gün iskenderde dügün yemegi vardır ve her taraf tıklım tıklım doludur.yüzlerce kişi yemektedir . garsonun biri gelir patron adam yemek yerken öldü yerde yatıyor dediginde patron lan sus der yerde yatan adamın yanına varır nabzını tutar garsona al bunu sırtına aşagıdaki taksiye yükle hemen hastaneye yetiştir adam kiriz geçiriyor der. herkez de yemegine devam eder. ölü haberi ile millete bir şok yaşatmaz...halbüki adam nalları dikmiştir çoktan ölüdür...işte pratik bir zeka örnegi size...
rahmetlinin işleri gittikce büyür.caddedeki küçük restorant çalışırken biraderi 1. katta tam kat olarak o yılların en gösterişli restorantını disayn eder. açılışıda restoranın benim dügün yemeyimle olur .ve öyle güzel çalışırki altın yumurtlayan bir tavuk gibidir.herkez takdir eder . çok kısa bir sürede iskender agız damak tadı için bu cografyada marka olur...
, böyle güzelçalışan bir düzen büyük özveri ister benim takdir ettigim patron eniştemiz de olur bu arada sabah 5 de mutlaka erken kalkarak işine gider iskender için mimarsinandan bizzat kaymagını alır.hale gider meyvesini karpuzunu alır . kasap ismaile giderek etini alır . ve kasadan hiç ayrılmaz. namaz kılacagı veya özel anlarda kasayı salih koçaga ve benzeri güvenli kişilre kısa bir süre için terkeder . bu arada inşaat işlerine başlar rahmetli halit çagıl ile bu işleri kovalar fırın manav işleride bu arada yürür gider.öyleki kasada durup devamlı para almak onu sıkmaya başlar son yıllarda ilerde sanayi yatırımlarına geçecektir. zekasını göstermesi için yaşadıgı bir anekdotta şimdi sıra : bir gün iskenderde dügün yemegi vardır ve her taraf tıklım tıklım doludur.yüzlerce kişi yemektedir . garsonun biri gelir patron adam yemek yerken öldü yerde yatıyor dediginde patron lan sus der yerde yatan adamın yanına varır nabzını tutar garsona al bunu sırtına aşagıdaki taksiye yükle hemen hastaneye yetiştir adam kiriz geçiriyor der. herkez de yemegine devam eder. ölü haberi ile millete bir şok yaşatmaz...halbüki adam nalları dikmiştir çoktan ölüdür...işte pratik bir zeka örnegi size...
4 Nisan 2014 Cuma
gittigi yer cennet olsun
hayatta en takdir ettigim insanlardan birini yakında kaybettim.
gittigi yer cennet olsun .taa çocuklugundan beri dur durak bilmeden diezel moturu gibi durmadan çalışan zeki bir insan . ilk okuldan sonra serbest ticaret hayatına başlamış sahip oldugu fırına komyonla gelen çuvallarla unu sırtında taşımış. askerlik sonu açtıgı lokantada çok başarılı olmuş . anlattıgı bir anekdotu burada anlatmam lazım .kayseriye fotbol maçı yapmak üzere bir takım gelmiş.lokantasında şipariş verirken hepside rus salatası yemek ister.garson kırsal kesimlidir patrona bu genç patrona gelir patron bizde rus salatası yok ne yapacagız şimdi diye sorar.ne demek yok diyerekten köşedeki yogurt külegini kapar ve bir kazandaki klasik çoban salatasına alabora eder yogurdu. yap herkeze bu rus salatasından servis der garsona .garson agbey bu yogurtlu çoban salatası ne alakası var rus salatası ile diye itiraz eder oglum bu kayseriye özel rus salatasıdır laf etme dagıt sen der. tüm sporcular salatayı agızlarının suyu akaraktan yerler ve böyle lezzetli rus salatası hayatlarında yemediklerini hepsi ayrı ayrı dile getirir hem garsona hemde bu genç patrona ayrı ayrı teşşekkür ederek mutlu bir şekilde lokantadan ayrılırlar.devamı gelecek....
gittigi yer cennet olsun .taa çocuklugundan beri dur durak bilmeden diezel moturu gibi durmadan çalışan zeki bir insan . ilk okuldan sonra serbest ticaret hayatına başlamış sahip oldugu fırına komyonla gelen çuvallarla unu sırtında taşımış. askerlik sonu açtıgı lokantada çok başarılı olmuş . anlattıgı bir anekdotu burada anlatmam lazım .kayseriye fotbol maçı yapmak üzere bir takım gelmiş.lokantasında şipariş verirken hepside rus salatası yemek ister.garson kırsal kesimlidir patrona bu genç patrona gelir patron bizde rus salatası yok ne yapacagız şimdi diye sorar.ne demek yok diyerekten köşedeki yogurt külegini kapar ve bir kazandaki klasik çoban salatasına alabora eder yogurdu. yap herkeze bu rus salatasından servis der garsona .garson agbey bu yogurtlu çoban salatası ne alakası var rus salatası ile diye itiraz eder oglum bu kayseriye özel rus salatasıdır laf etme dagıt sen der. tüm sporcular salatayı agızlarının suyu akaraktan yerler ve böyle lezzetli rus salatası hayatlarında yemediklerini hepsi ayrı ayrı dile getirir hem garsona hemde bu genç patrona ayrı ayrı teşşekkür ederek mutlu bir şekilde lokantadan ayrılırlar.devamı gelecek....
2 Nisan 2014 Çarşamba
0.04 YTL ipotek
dün bayan bir avukattan uzun bir resmi yazı aldık. hani şu sarı zarflar varya onlardan.iadeli taahütlü gönderilmiş.seyahattede oldugumuzdan zarfı mahalle muhtarımıza bırakmışlar. içinde ne oldugunuda bilmediginden muhtar abdullah yigit bizi almanyada buldu çok önemli resmi bir mektup geldi hemen alınız dedi çok heyecanlı idi . bizde ayn heyecanı duyduk tatil biter bitmez muhtara ugradım ve zarfı aldım . açıp okudugumda da rahmetli aziz nesin lik bir yazıya rastladım .yazının özü sene 1950 de rahmetli adem çilsal şimdi organize taraflarında bir arsaya ipotek koymuş alacagına mahsuben . yani tam bundan 65 sene önce. alacagını da almış ama ipotek kaldırılmamış .şimdi avukat hanım adem çilsal varislerine tek tek aynı bize gönderilen mektuptan göndermiş. ipotegi çözün diye bu konuda şahitleride varmış o gün konulan ipotek bugünkü degerlerle 0.04 YTL imiş . kargaların bile gülecegi, senbolik bir rakam. yani 4 kuruşluk ama sadece 4 kuruşluk bir ipotek...gülermisin aglarmısın avukatın ugraşı mahkemelerin bu ıvır zıvır ile ugraşması posta idaresinin iadeli taahhütlü yorgunlugu .deger mi bu maymun gulu gulu dansına....işte bu yüzdende böyle komik şeylerle energiyi tüketerek mega işlere egilemiyoruz duy ey kanun yapıcı bırak kasetleri karşılıklı nezaket kuralları dışı didişmeleri...neydi son mahalli seçimlerdeki mitingler başçalan pensilvanya ssk genel müdürü vs gibi hitaplar mecliste nasıl uyum içinde çalışacaksınız evvela nezaket ve asalet diyorum...
19 Mart 2014 Çarşamba
8 martta güzel bir güneşli günde münih havaalanına dakik olarak indik . cafe de dinlendik ve dursunlar saat 13 de bizi arabaları ile alarak fieberbrunna dogru hareket ettik . bu ara zaten 2 saatlik bir yol . otelde odalarımızı aldık 408 bizim oda 410 nevzatların odalar park yerine bakıyor . kısa bir yürüyüş yaptık .daha evvel her taraf bembeyaz bir örtü ile örtülü olurdu bu manzralar hep anımızdaydı. yeri topragı görmek mümkün olmazdı tüm çatılar en az bir metre kar ile yüklü örtülü olurdu.. mum bootları giymeden yürüyüş yapılamazdı çünkü ayakkabıların içi kar dolardı. . bu sene kar az yagmış şehir içinde her taraf ta çayırlar yeşermiş sanki bahar erken gelmiş hava masmavi açık sıcaklık 20 derecelerde oldukca ılık . ama reckmoos noord ve lerchfilzen pistlerinde o meşhur toz kar kaymak için çok ideal . ben tüm pistleri ki 150 km . kadar var hepsini gördüm ve kaydım .5 günlük skipass ile kaymadıgım yer kalmadı alplerin bu bölümünde . sabah saat 6.30 unda nevzat ile yürüyüş yaptık hergün karın hissedilir derecede azaldıgını gördük 45 dakikalık yürüyüş sonrası SPAya girdik 20 dakika kadar yüzdük havuzda kimselerde olmazdı bizden başka. odalara çıktıgımızda ben sıcak su dolu küvete uzanırdım yine 20 dakıka kadar .sonrasında balkona geçer havlu bornoz ve battaniye altında yarım saat kadar keyifli bir uzanma relax yapardım balkondan yamaçların yeşil çamlarına kar ile tezat kontrasına doyum olmazdı. .saat 09.15 de kahvaltıda buluşur şampayalı lachslı her cinsten bol peynirli kahvatımızı yapardık . saat 10 da da kayak kıyafetlerini giyerek kendimizi pistlere vururduk . 3 sat kadar kan ter içinde kayar ögle bir saat kadar ara verir küvette regenere olurdum saat 14 de tekrar kiyafetleri donanır bergbahnen ele tepelere çıkar degişik pistlerde 2 saat kadar kayardım . kayak sonu tekrar küvete yatar sıcak suda ısınırdım . autria trendin direkt pistte oluşu bir çok avantajıda beraberinde getiriyordu araç vs ihtiyacı olmadan her şey bu kompakt otelde halloluyordu.5 günlük kayak ,SPA hepimize çok iyi gelmişti.gelecek yıl yine aynı yerde buluşmaya söz verdik...tabii sıhhat elverirse...
3 Mart 2014 Pazartesi
su deposu bakımı.
arkadaşımız şaban minareci çok çalışkan biridir. hiç boş durmaz hep birşeylerle ugraşır eline aldıgı her şeyide mükemmel yapar ve sonuçlandırır .
bir gün damda su deposunun içini kontrol eder içi oldukca kirli gözükür. dibinde tortular vardır . içinin boyası atmış yer yer kavlamış ve paslanmıştır. suyu boşaltır. bir kaç gün deponun içerisinin boşalmasını kurumasını bekler . zimpara moturunu alarak varilin içine girer. tüm içini makina ile zimparalamaya başlar bu arada hava toz duman olur aspire etmemek için maskede takar zimparaya devam eder. içi pırıl pırıl olmuştur. dişarı çıkar ama bu arada nefes darlıgı hisseder bu durum onu çok ta rahatsız eder nefes almak gittikce zorlaşır . arkadaşım bu nefes darlıgı ile bayagı ugraştı gögüs doktorları bu sıkıntının zimpara sonu cigerlere çöken demir tozundan ileri geldigini dile getirdiler. o günden beri depo temizlemeye yeminli kendisi .ama üretime devam . özellikle nefesi açıldıgından beride çapa makinası ile yogun ugraş verir .kössü =köstebeki tapanca ile yakalamada vurmada da rakip tanımaz bir avcıdır kendisi .ne zaman daralsak hep hızır gibi yetişir her işimize ...sag olsun .
bir gün damda su deposunun içini kontrol eder içi oldukca kirli gözükür. dibinde tortular vardır . içinin boyası atmış yer yer kavlamış ve paslanmıştır. suyu boşaltır. bir kaç gün deponun içerisinin boşalmasını kurumasını bekler . zimpara moturunu alarak varilin içine girer. tüm içini makina ile zimparalamaya başlar bu arada hava toz duman olur aspire etmemek için maskede takar zimparaya devam eder. içi pırıl pırıl olmuştur. dişarı çıkar ama bu arada nefes darlıgı hisseder bu durum onu çok ta rahatsız eder nefes almak gittikce zorlaşır . arkadaşım bu nefes darlıgı ile bayagı ugraştı gögüs doktorları bu sıkıntının zimpara sonu cigerlere çöken demir tozundan ileri geldigini dile getirdiler. o günden beri depo temizlemeye yeminli kendisi .ama üretime devam . özellikle nefesi açıldıgından beride çapa makinası ile yogun ugraş verir .kössü =köstebeki tapanca ile yakalamada vurmada da rakip tanımaz bir avcıdır kendisi .ne zaman daralsak hep hızır gibi yetişir her işimize ...sag olsun .
26 Şubat 2014 Çarşamba
tel.konuşmaları ses kayıtları
17 aralık gününe kadar başbakanın popülaritesi içte ve dışarda pek yüksekti.hakikaten son 11 yılda çok güzel şeylerde yapıldı insanımız zenginleşti yetmişli yıllara kadar bilhassa kırsal kesimde halk çok yoksuldu erkeklerin arkası yamalı pantolonları ayakta çarıklar hanımlarda ve çocuklarda 3. dünya görüntüleri hep göze çarpardı .eger karı kocanın belli bir işleri varsa ev araba alabiliyorlar kılık kıyafetler markalaştı ve batı görünmleri sergileniyor artık şimdilerde fetullah gülenle olan menfaat çatışması kılıçların çekilmesine sebeb oldu. ve bu iki dindar kesim arasındaki çatışma islamında adı ılımlı da olsa bir çıkış yolu olmadıgını gösterdi .allahüekber diyerekten hapanla götürmüşler idarecilerimiz. 4 bakanın istifaları sonu vermelerini istedikleri başbakanı destekleyici demeçler verilmedi . hatta erdogan bayraktar senin emrinle herşeyi yaptık demesi ve istifa etmenin erdoganla başlamasını ntv de dile getirdi . bu agız aldıgı tepki üzerine hemen degişti . sözünü yaladı bayraktar . daha sonraki günlerde de m. güler ilkin z. çaglayan seçim bölgelerinde boy göstererek kompas dan söz ettiler masumuz şarkıları söylemeye başladılar . belli ki böyle yapmaları buyuruldu kendilerine.ama gülünç oldular. paralel yapı iddiası ile yüzlerce hakim savcı ve polisin yerleri degiştirildi .soruşturulmaların önü kesildi zira soruşturulmaların kendilerine uzanacagını biliyorlardı. halaç pamugu gibi insanlar dagıtıldı. bu ne katılık ve acımasızlık islama sıgarmı bunlar. iktidar da iktidar diyorlar .halbuki istifa edebilmekte bir erdemdir bunu bilmiyorlar. yine magdur pozlarına yatıyorlar ve kütleleride peşlerinden sürüklüyorlar.magduruz da magduruz bu taa siirten beri böyle... agustos 2014 e kadar ki süreçte arena iyice gerilecek bilmem ileri müsbet bakabilecekmiyiz.siyasi liderler zerafeti saygıyı unuttular .hitaplarda dikkat ve uslupbir köşeye itildi.inandırıcılıgı kazanmak çok kolay ama bir de kaybedince tekrar kütleleri ikna etmek oldukca zor görünüyor...özlüyoruz batının o zarif demokrasi geleneklerini ...
24 Şubat 2014 Pazartesi
sochi kış olimpiyatları 2014
putin in korktuğu başına gelmedi.olimpiyatlara çok önem verilmiş milyar dolarlar harcanmış çok güzel bir atmosferde karadeniz kıyısında bahar havasında geçen kreasyonları kültür sanat ve resim konusunda rusyanın oynadığı dünya rolü esas alınmış tam bir zenginlik renk çümbüşü ve disiplin hakimdi kapanış seremonisinde . yarışmalar çoğunlukla Kafkas dağlarında yapıldı. bitki örtüsü ve kar miktarı çok idealdi büyük ulu ağaçların gölgesinde heyecanlı yarışlardı izlediklerimiz . özellikle 4x7.5 km biatlonda son dakıkalara kadar hep Norveç öndeydi. ayakta atışlarda 1-2 karavana sonu gecikme norveçi yarışma dışına düşürdü. hesapta olmayan rusya 1. olurken almanya 2.oldu. saha kenarından enerjik destek veren antranör çok dikkatimi çekti . durmadan koşuyor komutlar veriyor yarışçısını teşvik ediyordu madalyaya takım olarak odaklanmış ve başarıya kiltlenmişlerdi . ve kazandılarda bu nasıl hedefe kilitlenme bu nasıl madalyaya hazırlıktı .ancak böyle bir geniş sporcu kitlesinden seçim yarışlara bilgi ve malzeme ile hazırlanma başarıyı getiriyor . yalnız dua ile madalya kazanılamıyor . madalyalar batının sanayi toplumlarınca bölüşüldü . 76 milyon nüfusumuzla övünürken bir madalya bile alamayışımız bizleri hep üzdü . 40 yaşındaki Norveçli biatlon da yarış öncesi hazırlanmış ve dünyada kış olimpiyatlarında en çok madalya alan sporcu oldu.Björndalen 13 madalya kazandı.hemşehrisi Björngen da kadınlar arasında en çok madalya kazanan sporcu oldu.10 madalya. tek sporcu bile ülke toplamı kadar madalya getirebiliyor . bizde ithal sporcularla ülke ismini duyurabilmiştik süleymanoglu halterde Habeşistan dan ithal elvan ile maratonda ismimizi duyurduk .Londra da4x4 bayrakta ki başarıların altında da doping çıktı maalesef...
7 Şubat 2014 Cuma
etraf toz duman
sn . başbakan son genel seçimlerden hemen sonra balkona çıkmış76 milyonun başbakanıyım demişti. ve de ilave etmişti yönetimde çıraklık devrim bitti artık ustalık dönemindeyim. ne oldu ise işte bu 2 sene içinde oldu halkın kaç çocuk yapması gerektiginden internetine kadar herşeyine karışmaya ve müdahaleye başladı .milat olan 17.aralık olayı her şeyi degiştirdi. paralel devlet komplo teorilerine sade vatandaş göbegini kaşıyan adam inanıyor olmalı ki kamuoyu araştırmalarında yok olması gereken parti hala yüzde ellilerde oy alacak gibi görünüyor . halbuki yolsuzlukların üzerine gitse ve olayı kamufle ye çalışmasaydı daha inandırıcı olurdu bu günlerde tam bir güvensizlik atmosferi hakim . kimseler artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacagına inanıyor. büyük güven kaybetti . neden kamufle etmeye çalıştıgını artık herkezde biliyor zannediyorum zira ucu ona dayanıyor .ATV nin satışı ve havuz kurularak iş adamlarından yüzmilyonlarca dolar alınması gündemin konusu devlet ile iş yapan mütahitler istem dışıda olsa bu havuza bu paraları verdiler böylece yandaş bir medyada yaratılmış oldu . kaldıki TRT de zaten AKP nin özel kanalı gibi yıllardır çalışıyor . halbuki bagımsız ve tarafsız medya demokrasilerde ne kadar da vazgeçilmez .merkez bankasının faizleri artırması ile dövizler geriledi .2.4 olan dolar 2.2 ye kadar geriledi . yorumcular 30.03 e kadar bunun 2.5 e kadar yükselebilecegini ama hazirandan itibaren düşme trendine girecegini ve 2.0 kadar düşecegini öngörüyıorlar görecegiz . türkiye güzel ülkem bunları hiç haketmiyor. bunu batılılarda dile getiriyorlar ama bal tutan özellikle bu cografyada her daim parmagını yalıyor . suyun başındakiler mangırları hep götürdü götürüyor. deveyi çalan kılıfıda hep h
azırlıyor....
azırlıyor....
29 Ocak 2014 Çarşamba
faizler arttı
28.04.2014 gece yarısı toplanan para piyasa kurulu neredeyse %4 civarında olan faizleri %12 civarına kadar yükseltti . tl kıymetlendi 2.400 e kadar yükselen dolar neredeyse 2.200 tl ye kadar düştü . merkez bankası enflasyon yükselmesin diye piyasaya dolar sürecek ve faizleri hep yükseltecek yoksa türkiyeyi terk eden dolar durmadan iç piyasada değer kazanacak . başbakan erdogan faizleri %3.5 e kadar indirmişti . faiz lobilerinin belini kırdım diyordu yapılan yatırımlar hep cepte kalan faiz tasarrufundan yapılıyor der dururdu . kırılgan ülkelerin kaderidir bu .eskilerin tabiri ile Amerika nezle olsa bizim gibi ülkeler zatürre olurlar hep. 30 martta mahalli seçimler var.1.5 sene sonrada genel seçimler.bakalım neler yaşayacağız. ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek bu ara pek suskun biri belliki kulağını çekmiş ağzını açmayacaksın talimatı vermiş hergün televizyonlarda olan adam dün seçime 15 gün kala bana suikast yapılacak temasını işledi . böyle bir duyumu varsa bile bunu savcılığa bildirme yerine evlatlarıma şifreleri verdim diyor. suskunluk belkide yolsuzluklarından kaynaklanıyor . suikast temasını b. arınçta dillendirmişti geçen yıllarda...ama bir şey çıkmamıştı . mazlumları oynayan güruh bunlar...
28 Ocak 2014 Salı
para depremi
gelişmekte olan ve de çok üreten güçlü ülkeler var dünyada.çin kendi başına bir üretim merkezi oldu bir milyarı aşan nüfusu ilede ürettikçe üretiyor ihraç ediyor ve müthiş dolar reservi var keza Hindistan brezilya ve rusyada öyle . geçen sonbaharda fed in aldığı kararlarla çok düşük usa faizlerei yükselmeye başladı devlet tahvilleri iyi gelir getirmeye başlayalı milyarlarca dolar hindistandan usa ya döndü.hindistanda para ciddi değer kaybetti . bu kargaşada türkiyedeki siyasi ortamdaki istikrarsızlık eklenincede tl dolara karşı en az %30 değer kaybetti . bugün merkez bankası ve para yönetimi toplanacak bazı kararlar alacak bankanın elinde 100 milyar dolar reserve var. hergün kuru dengeli tutmak için merkez bankası dolar satıyor. ama değer kaybını önleyemiyor . dün sabah 3.390 na kadar fırlayan dolar akşam üzeri 2300 seviyelerine kadar geriledi bu gün dahada düştü . 2003 li yıllara kadar döviz bürolarının önü çok kalabalık olurdu herkez dolar değerlenmeden dolar satın alma yarışındaydı akp iktidarın da 17.aralık 2013 e kadar kimse dolar alma peşinde koşmadı. körfez ülkelerinden gelen sıcak para borsada tatlı karlar etti .ve dolarlar ülkede kaldı batıda banka faizlerinin çok düşük olması ve petrol dolarları faiz veren istikrarlı ülkelere aktı. bunlardan biride ülkemizdi keza özelleştirmedende dolarlar girdi . siyasi istikrarsızlık ve batının para politikaları ülkemiz insanını önceki yıllara itti . enflatıon ve huzursuzluk dolar borcu olan herkezi intihar ve iflaslara sürükledi . allah sonunu hayır eylesin . dünde fenerbahce tarafları siyasi slogan attı diye gözaltına alındılar . halkından korkar oldu akp...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)